Soçi'de, 'Tek sorun domates kaldı' şovu!
Fotoğraf: Envato
Eğer diplomasinin bir çok tarifinden birisi de ihtiyaç öyle gerektirdiğinde bütün gerçeklere göz kapayıp, “Hiçbir sorun yok. Her sorun çözüldü” deme sanatıysa, önceki gün Soçi’de Erdoğan ve Putin, diplomasideki ustalıklarını gösterdikleri bir şov yaptılar diyebiliriz.
Uzun bir görüşmeden sonra basının önüne çıkarak yaptıkları konuşmalarda iki lider; “uçak krizi” sonrasında bozulan ilişkilerin aşılarak, “normale”, hatta “Normalin ötesine geçildiği” ve “Vize konusu ve Türkiye’den Rusya’ya yapılan domates ihracatındaki sorunlar” dışında her konuda “tam mutabakat” sağlandığını ilan ettiler!
Nitekim, gerek toplantıya katılan yetkililer gerekse aynı uçakta seyahat edebilmeyi birincil kaygı edinen gazeteciler ile yandaş medya, Türkiye ile Rusya arasındaki gerçekten önemli konularda hiçbir şey söylemeyen, ama bir “domates tartışması”yla açılıp kapanan, “ciddiyeti” bile sorgulanabilecek basın toplantısını “Rusya ile tam mutabakat”ın ifadesi olarak gösterdiler.
Aslında, Türkiye’nin istekleri açısından Soçi’de hiçbir yeni adım yoktu. Çünkü; “vize” konusu ve ekonomik ilişkilerde, “yapılmalı”, “yapılacak”, “edilecek” gibi ifadelerle tekrarlanan şeylerin, mart ayında yapılan Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında da aynen söylendiği, Türkiye-Rusya ilişkilerini az çok izleyen herkesin hafızasındadır.
SOÇİ’YE NİÇİN GİDİLDİ, NE BULUNDU?
Peki, Soçi görüşmelerinden Türkiye tarafı ne bekliyordu?
Erdoğan’ın meydanlarda adeta her gün söylediklerine ve toplantı öncesinde görüşmede hangi konuların gündeme geleceğine ilişkin yapılan açıklamalara baktığımızda; Türkiye tarafı bu toplantıdan şunları bekliyordu:
1- Suriye’de Rusya’nın PYD-YPG’yi desteklemekten vazgeçmesi ve PYD-YPG’yi “terör örgütü” olarak görmesi, Suriye politikasında Türkiye’ye yakınlaşması
2- Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınması
3- T.C. pasaportlu kişilerin Rusya’ya vizesiz seyahatiyle ilgili sorunların giderilmesi
4- Domates başta olmak üzere tarım ürünleri ihracatı ile ilgili sorunların çözülmesi
Peki Türkiye’nin çok önemli gördüğü bu konuların hangisinde Soçi’de mutabakat sağlanmıştır?
Basın açıklamasında, PYD-YPG konusunda; bırakalım adım atılmasını, görüşülüp görüşülmediğine dair bile bir şey söylenmemiştir. Ancak dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmeler sırasında Putin’e; PYD-YPG’nin “terör örgütü” olduğuna dair belgeleri, Rusya askerlerinin Suriye’de PYD-YPG askerleriyle çekilen fotoğrafları verdiğini, Putin’in de; “Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletine karşı olduklarını, fotoğrafların kendisini de rahatsız ettiğini” belirttiğini söyledi. Ancak Putin, Suriye’deki terör örgütlerinden söz ederken, bunların “BM’nin terör örgütleri listesinde yer alan örgütler” olduğunu söyledi. Ki, bu da Türkiye’nin çok önem verdiği konuda Putin’in, “dilek” ve “temenni” ötesinde bir söz vermekten bile kaçındığı anlaşılmaktadır.
Yine Rusya’dan S-400 alımı ile ilgili hiçbir açıklama yapılamadı. Ama bunun NATO’yla da sorun olan bir konu olması itibariyle bir açıklama yapılmamasının anlaşılır bir yanı vardır.
Vize ve tarım ürünleri ihracatında temel konu olan “domates konusu”nda ise, toplantı sonrasında itiraf edildiği gibi yeni bir gelişme yoktur.
TEK YENİ KONU: ‘ÇATIŞMASIZLIK BÖLGELERİ’ OLUŞTURULMASI
Soçi’deki görüşmelerden sonra yapılan basın açıklamasında, toplantıda görüşüldüğü söylenen “yeni” tek konu ise, Türkiye’de bugüne kadar hiç söz edilmeyen, Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin Dışişleri Başkanlığının da önceden bilgisi olmadığı anlaşılan, İdlib’de, “Çatışmasızlık bölgesi ilan edilmesi”yle ilgili öneridir. Ve bunu yandaş medya, “Türkiye’nin güvenceli bölge talebini Rusya da kabul etti” olarak göstererek, haber çarpıtmadaki maharetini ve hevesini bir kez daha sergilemiştir.
Oysa, “İdlib’de çatışmasızlık bölgesi” oluşturulması konusunda, Putin’in basın açıklaması sırasında söylediklerinden anlaşıldığına göre, Rusya bu konuda önce İran’la konuşup anlaşmış, sonra da ABD Başkanı Trump’la telefonda konuşmuş. Öneriye Trump da sıcak bakmış.
Yani “çatışmasızlık bölgesi” önerisi tamamen Rusya tarafından gündeme getirilmiştir. Türkiye’ye de bu öneri ilk kez Soçi’de sunulmuştur.
Böyle olunca da Putin-Erdoğan görüşmesini, Türkiye ile Rusya arasında problem olan her konuda “tam mutabakat” olarak göstermek, herhalde sahada karşılığı olan bir şey değildir. Tersine Soçi’de Türkiye’nin beklentisi olan hiçbir konuda yeni bir adım için söz verilmezken Rusya, Türkiye’nin “güvenli bölgeler” tezine karşı geliştirilmiş olarak anlaşılacak “çatışmasızlık bölgesi” planını Türkiye’ye kabul ettirmiştir.
Nitekim, bu toplantının organize edildiği gün Efrin’de Rusya ve PYD-YPG’nin içinde olduğu Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) yanına Suriye askerleri de gelmiş, kentin bütün resmi binalarında, Rusya ve SDG bayraklarının yanına Suriye bayrağı da asılmıştır. Böylece SDG ve Rusya güçlerinin yanı sıra Suriye güçleri de Efrin’de Türkiye sınırına mevzilenmişlerdir!
Soçi’de görüşmelerin gerçek fotoğrafı budur!
3 MAYIS ‘DOMATES GÜNÜ’ OLSUN!
Ünlü Sinema ve Tiyatro Oyuncumuz Ayşen Gruda bugün bile “Domates güzeli” olarak tanınır. Şener Şen’in de Züğürt Ağa filminde domates satarken, kendine has bir biçimde, “Domates, domates!..” diye bağırması herkesin “domates” dendiğinde ilk akla gelen şeylerden birisidir. Ama bundan böyle “domates” sanat-kütür alanından öte diplomasinin önemli figürlerinden birisi haline gelmiştir. Çünkü önceki gün büyük beklentiler eşliğinde yapılan Erdoğan ve Putin arasındaki Soçi görüşmesinde domates, “baş sorun” olmuştur.
3 Mayıs günü, yani domatesin Soçi’de en önemli tartışma konusu olduğu gün açıklanan enflasyonda başrol “domates”e aitti. Çünkü nisan ayında domates fiyatı yüzde 61 yükselerek, enflasyonun kralı olmuştu!
Hani bundan böyle domates sıradan sebzelerden biri olmaktan çıkarılarak, 3 Mayıs “domates günü” ilan edilse yeridir!
Şimdi gazeteci arkadaşlar, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, nasıl ‘domates günü’ olarak öneriyorsun” diyeceklerdir. Ama Türkiye’de basın özgürlüğünü kutlamak pek mümkün olmadığına göre, 3 Mayıs’ın “domates günü” olarak kutlanmasının bir sakıncası da herhalde olmayacaktır!
Bizden önermesi!..
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44