Fenerbahçe'nin sırrı: Güvercin büyüsü!
Fotoğraf: Envato
Memleket futbolu tel tel dökülüyor.
Dünya markası diye cilalanan Cüneyt Çakır dahil bütün hakemlerin özellikle ligin ilk yarısında yaptığı sonucu belirleyen “eyyam kararları” bugünkü lig sıralamasını belirledi.
Verilen, verilmeyen goller.
Verilen, verilmeyen penaltılar.
Verilen, verilmeyen fauller, kartlar.
Verilen, verilmeyen cezalar.
Ahali balık hafızalı olsa da, hepsi arşivlerde duruyor.
Sözde özerk federasyonun, siyasal iktidarın sevdiği ve yakın gördüğü kulüplere yaklaşımıyla, diğerlerine yaklaşımı arasındaki çifte standart, gözüne renk perdesi inmemiş herkesin gözü önünde gerçekleşiyor.
Buna da aslında şaşırmak gerekiyor.
Bu köşede hep dile getirildiği gibi toplumda var olan hakim eğilimlerin, spora/futbola yansımaması mümkün değil.
Nitekim YSK’nin 16 Nisan referandumu sonrası soyunduğu “siyaset mühendisliğinin” bir benzerini, bu sezonun başından beri, futbolda MHK ve PFDK yapıyordu.
Bugün süper lig dahil bütün liglerde zirve ve düşme hattı sıralaması büyük oranda bu kurulların yaptığı “futbol mühendisliğinin” bir sonucu.
Hakim medyadaki sözde yorumcular ve köşe yazarları ise futboldaki bu adaletsizliği gözlerden kaçırmak için yarışıyorlar.
Seyredilme oranı yüksek spor programlarına bir bakmayı deneyin.
Oralarda ne futbol, ne diğer sporları bulamayacaksınız.
Akıl sağlığı yerinde bir sporseverin 10 dakika tahammül etmesi bile mümkün olmayan bu programlarda ne bulacaksınız?
Yeni ergen liselilerin bile yapmayacağı bir müptezellik ile “lastikli” Türkçe kelimelerle yapılan iğrenç bel altı sözde “espriler”.
İktidarın koruma alanında olmayan seçilmiş hedeflere, “Sen kimsin ulan?” düzeyinde saldırılar.
Anlaşmalı oldukları markaların sefilce reklamları.
“Avvvvv”, “ovvvv” höykürmeleriyle, “ver müziği” lümpenliğiyle ortada olan rezaletten dikkatleri uzaklaştırmak.
Cambaza bak kurnazlığıyla insanları gerçeklerden uzaklaştırmak dışında, başka bir işlevi var mı bu programların ya da köşelemecilerin?
Malumunuz, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi oynandı.
Derbi sonrası Fırat Aydınus’un skandal yönetimi, maçın teknik analizleri, teknik direktörlerin maç taktikleri mi konuşuldu?
Tabii ki hayır.
Gerçek gazeteciler, parmaklıklar ardındayken, gazeteciliği ve yorumculuğu, beş yıldızlı restoranlarda yemek yiyip dedikodu yapmak düzeyine indirgeyenlerden böyle ciddi bir yaklaşım beklenir mi?
Nitekim müptezellik, bu maçta Fenerbahçe’nin berabere kalmasının nedenini “güvercin büyüsüne” bağlamakta gecikmedi.
Maç oynanırken, ilk yarıda sahaya giren, çok güzel bir paçalı güvercin kameralara yakalandı. Güvercin bir süre uçtuktan sonra, Beşiktaş kalesinin arkasına kondu.
3 Temmuz sürecinde Cemaat tarafından spor medyasına monte edilen, sözde yorumcuya fırsat çıktı.
Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’ın güvercin beslediği ve güvercin sevgisi bütün kamuoyu tarafından biliniyor. Fırsatı kaçırmayan monte “gazeteci”, Fenerbahçe’nin son dakikada bulduğu golle yenilmemesini Aziz Yıldırım’ın “güvercin büyüsüne” bağlayıverdi.
Şaka diyorsunuz değil mi?
Doğan grubu medyasının “ünlü gazeteci güvercin büyüsünü” açıkladı haberlerini ne yapacağız?
Lümpenleşen bir toplumda, her alanda olduğu gibi spora ilişkin de ahlaki ve yüksek değerler üretmeyi beklemek abes.
O zaman “güvercin büyüsünü” tartışmaya devam edelim…
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00