Çukur
Fotoğraf: Envato
İstanbul Erkek Lisesinde Almanca öğretmenimiz Münif Sait Bey idi. Bir gün ders yaparken durup duvarda bir yere bakmağa başladı. Nereye, neden bakıyor diye biz de baktık o yöne. Daha önce pek de ayrımında olmadığımız bir sıva çatlağı gördük.
Dedi ki öğretmenimiz,
“Bu çatlak bir gün hepinizden hesap soracak!”
Sanırım çevre konusunda ilk dersimi almıştım böylece.
O çatlak gerçekten hepimizden çeşitli biçimlerde sordu soracaklarını. Çevremizdeki yıkıklardan çukurlara, bozukluklara, hırsızlıklara, yolsuzluklara dek…
Bu gün çevremizi, bu türlü çatlaklarla başlayan olumsuzluklar sarmış durumda değil mi?
Münih’ deki eğitimim sırasındaki arkadaşlarımdan biri benden önce yurda döndü. Yazıştık bir süre… Bir yazısı hem ilginç idi hem de önemli… Çünkü genel davranış biçimimizi ortaya koyuyordu… Hem de azıcık değişik düşünenlerimizi nasıl törpülediğimizi…
Anlamca şunları yazmıştı arkadaşım:
“Ankara’ da, tasarlanmış çevrelerden birinde bir eve yerleştim. Evimin üzerinde bulunduğu yolda koca bir çukur vardı. Bir yerlere bildirmeliyim, görevlileri uyarmalıyım, gelip kapatsınlar diye düşündüm.
Sonra da başladım belediye, karakol vb kapı kapı dolaşmağa… Kimse üzerine alınmadı. Hepsi önerilerde bulundular, us yürüttüler:
“Elbette efendim, olur mu? Çocuk mocuk düşer. Arabaların tekerlekleri hızla girip çıkarken lastikleri patlar. Değilmi ya…”
Us (akıl) veren çoktu ancak işe yarar, sonuca götüren bilgi veren yoktu.
Kimileri de,
“Biz bakarız efendim…”
Deyip, başından savmağa çalıştı. Az daha üstelesem azarlayabilirlerdi de…
Günler geçti. Çukur kapatılmadı. Sanırım insanları kızdırmağa başlamıştım. “Sonra ne oldu? Diyeceksin değil mi?
Ben çukura alıştım.
Okuyucularımın başından da geçmiştir benzer öyküler. Şimdilerde yakınan da yoktur belki. Bir şeyin değişmeyeceğini bildikleri için bir yerlere bildirmeğe de kalkışmıyorlardır belki de.
Eskiden İstanbul’ da ağaç, ot mimarı varmış. Yapıları dolaşır, duvarların taşları arasında biten otları, ağaçları görevlisine bildirirmiş. Onlar da temizlerlermiş bunları.
Temizlemezlerse ne olur?
Bir gün duvar yıkılır.
Şimdi çalışmakta olduğum yerin üzerinde olduğu yolu granit taş döşemişler. Aralarını da 2 cm boşluk bırakmışlar. Çimen bitiyor aralarda. Çok güzel oluyor. Ben eskiden beri böyle yapıyorum. Burada da görünce pek sevindimdi… Sonra kimi taşların yerlerinden çıktıklarını gördüm. Bir yıl oldu neredeyse… Orada burada söylenip duruyorum. Değişen bir şey yok…
Biliyorum o çukur büyüyecek. Kimseler aldırmayacak. (Yetmez ama EVET diyecekler.)
Belediyelerde, imar ya da fen-işleri müdürlüklerinde bir kişi bununla da görevli olsa… Bozulan yerleri hemen sorumlusuna bildirse… Çukurlar büyümese…
Bırakacak mıyız, çukurlar büyüyecek mi?
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08