Erdoğan-Trump görüşmesi: 22 dakika ve 23 sent!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump ile yaptığı 22 dakikalık görüşmeye ‘kısa’ diyenlere epey kızmış görünüyor.”Görüşmeden sonra ortak açıklama yaptık, yemek yedik. Onları niye saymıyorsunuz?” diyor. Demek ki, bu hesaba göre 10 gündür ABD’de olan Genelkurmay Başkanı Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ve MİT Müsteşarı Fidan’dan oluşan heyetin yaptığı görüşmeleri de bu 22 dakikalık görüşmeye eklemek gerekiyor!
Gerçekten de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinin kısalığını belirleyen şey, önceden giden heyetlerin yaptıkları görüşmelerin sonuçlarının belli olmasıydı. Durum bu olunca ziyaret bir “nezaketen kabul görüşmesi”ne dönüştü. Haliyle görüşmeden önce Erdoğan’ın Trump’ı “YPG’ye giden silahlar” ve “Gülen’in iadesi” konusunda ikna edeceği beklentisini yayan iktidar borazanı medya organlarına kala kala Erdoğan’ın kravatı, Trump’ın Erdoğan’ın elini nasıl sıktığı, sırtını nasıl sıvazladığı üzerine yorumlar yapmak kaldı!
Dediğimiz gibi bu ziyaretin sonuçları önceden belliydi. Trump’ın YPG’nin en büyük bileşeni olduğu Demokratik Suriye Güçlerine ağır silahlar gönderilmesi kararını Erdoğan’ın ziyaretinden hemen önce onaylaması, zaten açık bir mesajdı. Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Putin’in de bu ziyaretten hemen önce YPG ile iş birliği yapmaya devam edecekleri açıklamasını yapması, Suriye’de ABD ve Rusya arasındaki çelişkileri kullanarak kendine hareket alanı yaratmaya çalışan Erdoğan iktidarına hiçbir hareket alanı bırakmıyordu. Yine Erdoğan’ın Trump ile görüştüğü gün Fethullah Gülen’in ABD’nin önemli gazetelerinden Washington Post’ta Erdoğan iktidarının baskı politikalarını eleştiren bir makalesinin yayımlanması da Gülen’in iadesi talebine verilmiş bir yanıt olarak anlam kazandı.
Bizce bu görüşmenin asıl önemli yanı Erdoğan’ın istediklerini alıp alamayacağı değil -ki alamayacağı belliydi- Trump’ın Erdoğan’dan ne isteyeceği, hangi mesajı vereceğiydi. Trump’ın konuşmasında en dikkat çekici nokta bugünden çok geçmişi hatırlatan şu sözleriydi: “Türkiye ve ABD, on yıllardır büyük müttefikler. Soğuk Savaş’ta Türkiye, Sovyetler Birliği’nin genişlemesini engelledi. Türkiye’nin Kore Savaşı boyunca gösterdiği büyük cesaret hâlâ hafızalarımızda. Kore’deki savaştaki cesaretleri, bizim askerlerimizin unutmadığı şeylerdendir. McCarty, Türk askerlerinin şerefini ve cesaretini takdir etmişti ve dünyanın en iyi askerlerinden olduğunu söylemişti.” Aslında Trump konuşmasında geçmişi hatırlatarak gelecekte Türkiye ile nasıl bir ilişki-iş birliği istediğini söylemiş oluyordu: Yani yeri geldiğinde ABD’nin düşmanlarına karşı kalkan ve yeri geldiğinde de ABD’nin safında savaşmaya/ölmeye hazır asker!
Tıpkı eski günlerdeki gibi.
Ne de olsa Erdoğan da ABD emperyalizminin “Sovyet tehdidine karşı” uygulamaya koyduğu ‘yeşil kuşak’ projesiyle kurulan ve desteklenen derneklerde yetişen gençlerden biriydi. Ayrıca haritada Kore’nin yerini bile gösteremeyecek askerleri ABD’nin emrinde savaşıp ölmeye gönderen de Erdoğan’ın kendini siyasi devamcısı olarak gördüğü Menderes’ten başkası değildi.
Tabii burada Trump’ın 1945’ten sonra Amerikan gericiliğinin sembolü olan McCarty’i yad etmesini de atlamamak gerekiyor. Ama Kore’de savaşan Türk askerini öven ABD’li siyasetçiler McCarty’den ibaret değildi. O dönem ( 1950’lerde) bir başka ABD’li Siyasetçi Foster Dulles (Dallas) da Kore’de savaşmaya gönderilen askerler için yaptığı “Türk askeri çok masrafsız, günlük masrafı 23 sent’i aşmıyor” açıklaması ile gündeme gelmişti. Nâzım Hikmet, “Size yirmi üç sente sattıkları asker/mevcuttu üniformanızı giymeden önce de/ mevcuttu otomatiksiz filan/mevcuttu sadece insan olarak” dizelerinin yer aldığı o ünlü “23 Sentlik Askere Dair” şiirini Dulles’ın bu açıklamasından sonra yazmıştı.
Özetle 22 dakikalık kısa görüşme, Erdoğan’ın YPG’ye giden silahlar, Gülen’in iadesi ve Zarrab’ın Türkiye’de yargılanması gibi konularda anlatacaklarına Trump’ın kapıları daha baştan kapattığını gösteriyordu. Öte yandan Trump, Sovyet dönemini ve Kore savaşındaki “23 sentlik askerleri” hatırlatarak bir ‘müttefik’ olarak Türkiye’ye hangi rolü biçtiğini ortaya koyuyordu. Bu nedenle bu görüşmenin özetinin özeti şu: 22 dakika ve 23 sent!
Evrensel'i Takip Et