21 Mayıs 2017 01:00

'Yerli ve milli' Etnospor

'Yerli ve milli' Etnospor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın inisiyatifiyle hayat bulan Etnospor Kültür Festivali, Yenikapı’da 11-14 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. İkincisi yapılan festivale ilişkin “resmi” medya haberleri ve Bilal Erdoğan’ın konuşmalarının yanı sıra Pınar Öğünç’ün Cumhuriyet’te “Etno Festivalde JÖH bilekliği” başlıklı izlenim yazısı ve Beyond Istanbul’da Yaşar Adanalı’nın fotoğrafları, etkinliğe gidemeyenler için epey açıklayıcı görsel ve yazılı malzeme sundu.

Yine de kısaca “Nedir bu Etnospor festivali” diyenler için hızlıca birkaç bilgiyi hatırlatalım.

2015’te Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’teki bir vakfın, Türkiye’nin öncülüğünde konfederasyona dönüştürülmesiyle kurulan ve amacını “Geleneksel sporları popülerleştirmek” olarak özetleyen oluşumun bünyesinde 7 ülkeden farklı spor dallarını temsil eden 18 federasyon bulunuyor. Konfederasyonun niyeti “geleneksel spor”lar aracılığıyla “milli kültür”leri güçlendirmek. Şu anki stratejik hedefleri ise yeni kurulmuş bir organizasyon olarak büyümek ve yaygınlaşmak.

Yenikapı’da gerçekleştirilen festivalde aba güreşi, atlı cirit, atlı okçuluk, geleneksel okçuluk, kökbörü, kuşak güreşi, mangala, mas güreşi, şalvar güreşi, yağlı güreş gibi spor/oyun/etkinliklere yer verildi.

Festival bünyesinde “geleneksel kültür” diyerek öne çıkarılan ögelerden, festivalin “resmi barınağı” otağlara, son dönemde sıkça rastlanılan (JÖH-PÖH’e göz atın) Göktürk alfabeli yazılardan kımıza, Türklüğün Müslümanlık öncesinden kalma, Orta Asya kökenli unsurlarının bir hayli öne çıkarılması dikkat çekiyor.

Organizasyonun başrolündeki isim olarak sahneye çıkan Bilal Erdoğan ise konuşmasında “Anadolu’nun geleneksel sporlarını kendi milletimiz nezdinde güçlendirmek, popülerleştirmek, tanıtmak istiyoruz…  21. yüzyıl Anadolu Müslümanlarının asrı olacak” gibi ifadelerle bu fazlasıyla “Türk” temalı buluşmanın bir Türk-İslam sentezi olduğunu “Türk” demeden dile getiriyor.

Festivalin içeriğiyle birlikte düşündüğümüzde Anadolu Müslümanlarından kastın “Türkler” olduğu açık. Buradaki kültürel ögelerin hiçbiri Kürtlere ya da Araplara yönelik değil (Ne kadar Türklere yönelik olduğu da ayrı bir soru işareti). Ancak elbette “yerli ve millileşmiş” olanlara kapı açık. Bu yüzden “Türk” ifadesi kullanılmıyor dahası spordan öte kültürel amaçları olduğu bizzat Erdoğan tarafından dile getirilen etkinlik vesilesiyle Anadolu içerisindeki farklı etnik grupların üzerinde bir kültürel hegemonya oluşturulmaya çalışılıyor.

Bilal Erdoğan’ın ısrarla “Anadolu”, “Osmanlı” gibi vurguları öne çıkarttığı konuşmasında elbette bu toprakların gayrimüslim halklarının kültürlerine yer yok. Onlar zaten bu Etnospor festivalini de icat eden akıl* için çoktan “hallolunmuş” bir sorun. 

Çünkü bu akıl, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in ilk dönemine ve bugüne kadar gelen, Anadolu’yu toptan Türk ve Müslüman hale getirmeyi amaçlayan akılla aynı akıl. 

Bu akıl, hafta içi yaptığı grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Abdülhamit’le Atatürk birbirini tamamlıyor”, “(Atatürk) Anadolu’yu Haçlı bakiyelerinden bir bir temizledi, milli varlığı güvenceye aldı” dedirten akıl. 

Bu akıl, çatışmalı dönemde Cizre’de, Silopi’de, Sur’da zırhlı araçlardan halka mehter marşı dinleten akıl. 

MHP ve Sedat Peker-Mehmet Ağar gibi figürlerle kurulan savaş ittifakının geldiği aşama, “yerli ve milli” ifadesiyle kavramsallaştırılıyordu. Milliyetçi muhafazakarlık soslu sömürü ve savaş rejiminin bütünlüklü bir kültür politikasına ihtiyaç duyduğu kesin ve bu Etnospor Festivali’nin de bu vesileyle şekillendiği iddia edilebilir. Yeterince hakim hale gelemediğine inanılan egemen kimliğin yeniden tahkim edilmeye çalışıldığı öne sürülebilir. Elbette tüm bunlar Baba Erdoğan’ın, Oğul Erdoğan’ın hevesi için rıza gösterdiği bir sirkten ibaret değilse.

Konu hakkında çarşamba günü yayımlanacak ikinci yazıda Bilal Erdoğan’ın spor ve kapitalizme dair hayli iddialı, kulağa hoş gelen ancak altı boş ifadeleriyle devam edeceğiz.

*İçerisinde gayrimüslim olmayan, Türk olmayan Müslümanları ise kültürel karakteristiklerini yok sayarak kapsamaya, eritmeye çalışan akıl. Hmm kulağa bu toprakların son 120 yılı gibi geliyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa