30 Mayıs 2017 01:00

OHAL'de 'milli güvenlik' ve işçi

OHAL'de 'milli güvenlik' ve işçi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kongreyle “nerede kalmıştık?” diyerek yeniden AKP Genel Başkanı seçilen C.Bşk. Erdoğan’ın işi zor. ABD ve Avrupa ziyaretlerinden fırsat bulunca Genel Başkanı olduğu AKP yönetimini yenilemekle meşgul. Üç Gn. Bşk. Yardımcısı dahil 19 kişinin değiştirildiği yönetimin yürütmesiyse yine değişecek. “Erdoğan’ın hızına ayak uyduracak genç isimler” arayışı denge ihtiyacı zorluk nedeni deniyor. Ama mecbur, değişiklik olacak. Darbe Komisyonu Bşk, elinde, sonradan sahte olduğu anlaşılan büyütülmüş bir çek resmi sallayıp Cemaat’in CHP bağlantısını kanıtlama peşine düşmüş olsa bile, herkes biliyor ki, Cemaat AKP ile içli dışlı, hatta tek vücuttu. ByLock’çu AKP’li bakan ve vekil isimlerine dair rivayetler de sır değil. O nedenle 17-25 Aralık milattır deniyor ve öncesi aklanıyor. Nasıl aklanmasın: “Ne istedilerse vermiştik” denip eklenmemiş miydi: “Rabbim affetsin!”

“Darbeci” denip demokrat “memur” bırakmamaya yemin edilmişcesine, OHAL ve KHK’leriyle yüz binden çok kişi işinden edilmemiş  gibi, AKP Gn. Bşk. Erdoğan’ın altını çizdiği bir başka zorluğu, “sosyal ve kültürel iktidarlarındaki sıkıntı”: Dedi ki, “medyadan sinemaya, bilim-teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda en etkili yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyette kişiler, ekipler, hizipler var.” Bunu, pek milliymiş gibi Ensar Vakfında söylüyor. Ama ihtiyaç belli. “Yerli-milli zihniyette kişilerle yerli milli kültür ve sosyal hayat”! Onun için eğitim örneğin dincileştiriliyor. O nedenle anaokullarının müsamerelerinde bile dinci milliyetçi edebiyattan geçilmiyor. Ama aranıp taranıp, kadrolar ya Gülenci ya Ensarcı ya da bir başka cemaatten derleniyor.

“Zihniyet”in yanında bir de “uyum yasaları” sıkıntısı var. Hile-hurdayla Anayasa değişti dendikten sonra o Hanya’ya yasalar Konya’ya bakıyor. Uyumlandırma gerekiyor ve Meclis yapacak. Ama vekil yenilemesiyle çelişiyor. ByLokçu mylokçu da olsalar, dokunulmaları sıkıntı.

Amerika, Rusya, başta Almanya olmak üzere Avrupa’yla ve tabii ki İran’la, hatta Suudilerle ilişkiler sıkıntılı. Suriye ve PYD-YPG etkinliğindeki artış bir diğer sıkıntı. MHP ittifakı bir başka sıkıntı, ama yerine konacak şey de yok görünüyor. En azından şimdilik.

Özetle içeride ve dışarıda “böyle gitmez” görüntüsü veren “milli güvenlik” sıkıntıları bol.

En kolayı içeriye yüklenmek sayılıyor. Ve “kabak” en başta işçilerin başında patlasın isteniyor. OHAL ve KHK’lerinin rahatlığından vazgeçilmiyor. Bir de Amerika ile Rusya’dan sakınılmayan “milli güvenlik”ten!

İçişleri Bakanı Soylu, “İşverenimizin kabuslar görmesini istemeyiz” buyuruyor! Ya kim görsün “kabusları”? İşveren görmeyecekse, kabusu tabii ki işçi görecek. Yükleniliyor. Zaten esnekliğin bini bir para. Sürdürülüyor. Özellikle henüz kıdemi sorun edinmemiş genç işçilere yönelik dinci-şoven propaganda eşliğinde işçinin bölünmesine girişilmişken, kıdem tazminatının kaldırılması için düğmeye basılıyor.

Yetmiyor. Sözleşme dönemi. Sıfır ya da sıfıra yakın sözleşme dayatılıyor. Sağından solundan patlıyor işçi. Önce Düzce ve Teknorot. Patron-bürokrat sendikacı iş birliğiyle eziliyor işçinin tepkisi. Sonra cam.

AKP hükümetleri dönemindeki 12. grev yasaklanıyor! 2017’de üçüncü yasak. Önce metal işçilerinin EMİS grevi, ardından Akbank grevi yasaklanmıştı. En son cam işçilerinin grevine yasak konuyor. Patronlar kabus görmesin diye. Gerekçe “milli güvenlik”! OHAL’de yasaklarla kolay yönetiliyor! Ya da öyle sanılıyor!

Ama soru ortada kalıyor. Hep OHAL ve KHK’lerle mi yönetilecek? Uyum yasaları da KHK olarak mı çıkarılacak örneğin? Bu memleket bunu kaldırır mı?

Ve asıl soru: “Milli dava” patronlarınki mi? Neden bütün “milli güvenlik” sorunları işçinin çıkarlarına, talep ve grevlerine aykırı? İşçi değil de yalnızca patronlar mı milli? Sadece onların güvenliği mi “milli güvenlik”?

Patronun güvenliğinden ibaret “milli güvenlik” ve koruyucu OHAL’le KHK’ler! Oh ne ala dünya! Ne kolay yönetim: Daya sırtını patronlara, onları “millet”, güvenliklerini “milli güvenlik” say. Topukla OHAL’i. KHK’lerle yürü git! Tamam da, NEREYE KADAR?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa