Karanlık Çağ’da vampirlere karşı

Vampirlerin son istilası, sinemaya olmuştu malum. 2000’lerde farklı ülke sinemalarından farklı türlerde filmler vampir kahramanlarla doldu taştı. Eskinin, şatolarda tecrit hayatı yaşayan kan emici aristokratı, sıradanlaştı. Mitsel canavarla ilgili prensipler esnedi, makyajlar çeşitlendi. Geleneksel vampirler avlanırdı. Şimdi bir arada yaşama ya da istila gibi yeni kavramlarla anılıyorlar.

Vampir Cehennemi: İstila, biraz türler harmanı yapmayı deneyen, küçük bütçeli bağımsız bir örnek (Amerikan sinemasında “bağımsız”lık bir zamanlar ifade ettiği yaratıcılığı vadetmiyor ama, alternatifi Hollywood ana akımın kabızlığı kronik). Bir yanıyla duygusal, bol müzikli, sarsmalı, Türkiye dizisi yoğunluğunda dramatik. Diğer yanıyla vampir aksiyonu, estetik zayıflığı, atmosfere yüklenerek kapatmacasına. 2010 tarihli ilk film Vampir Cehennemi, yine atmosferi kuvvetli, hisli bir yol hikayesiydi, Yeni Cennet’e doğru. Devam filmi İstila, birbirini arama, ekibi toplama ve kurtarılmış bölge aramaktan çok düşman ordusunu yok etme üzerine.

Film, Yeni Cennet’te bir yaşam kuran Martin’in ailesinin vampirler tarafından öldürülmesinden sonra başlıyor. Martin intikam almak niyetindedir, ancak bunun için ilk filmdeki ustası Beyefendi’yi bulması gerekir. Onu aramaya, eskiden savaştıkları tekinsiz yerlere gider. Gladyatör dövüşünde karşısında bulur, birlikte kaçmaya başlarlar. İlk filmde epey zarar verdikleri, insanları vampirlere yem eden Kardeşlik tarikatı, bu kez doğrudan vampirler tarafından yönetilmektedir. Bu organize tehlikenin ortadan kaldırılması gereklidir.  Beyefendi’nin yaraları iyileşirken, onun eski arkadaşları ekibe katılır. Son savaş, kenti kuşatan vampir ordusuna karşı olacaktır.

Kısaca çok özel bir yanı yok, biraz da güç bir sentez deniyor. Bol kanlı vampir aksiyonuna meraklı seyirciler çoğunlukla uzun, sessiz, bol müzikli duygusal sahnelerden hoşlanmaz, ona düşkün seyircilerin de ötekiyle başı hoş olmayabilir. Ama tahammülsüzlük seviyesinde değilse, içine girebilen seyirci için bir cazibesi var. Umudun mümkün olup olmadığı gibi, birbirini bulma gibi, yas gibi, intikam gibi tartışmaları, çok derine de inmeden, göstere göstere yapıyor. Filmlerde mesele istila, saklanma ya da bir yere ulaşma olsun, genellikle dram, savaş halinin eşlikçisidir. Duygusallığa fazla vakti olmamakla bastırmak, adettendir. Vampir Cehennemi: İstila’nın ilginçliği bunun gibi detaylardan ileri geliyor, saldırıdan önce evlerini boşaltıp güvenli bir yere çekilen insanların hüzünlü olması ya da ailesini kaybetmiş insanların yas tutması gibi, filmlerin çoğunda aksiyonun toz dumanında pek görünmeyen, normal insanlık halleri. 

Bir de şöyle tersinden küçük göndermeler dikkati çekiyor, “Meksika!” diyerek kadeh kaldırmaları gibi (Şu sebeple ilginç: silahını alıp evini koruyan Amerikalı çok özgün değil, oldukça western, yani yerliye karşı beyaz adamcı bir hareket. Bir yandan da, dışarıdan istilaya gelenler olmasının güncel referansı, yabancı düşmanlığı ve bugünkü Amerika’da bunun bir numaralı muhatabı, Meksikalılar. Bu filmde, tersine, kurtarıcılar). Tabii güncel olarak Araplar da benzer bir durumda diye düşünülebilir ama, o kadar da değil, Arapların Amerika’yı kurtarması kadar. Filmin politik hattı gereği, siyahlar, geyler var bu savaşta. “Yeni Karanlık Çağ” diyor kahraman kısaca.

Evrensel'i Takip Et