Göç, Katar, Yemen: Müslümanlar niye rasyonel ve kapitalist olmuyor
Fotoğraf: Envato
Kervan yolda mı düzülür bilmiyorum ama nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olup doğru düzgün bir sistem kuran veya kalkınma gösteren ülke var mı, bunların sebeplerinin ciddiyetle araştırılması gerekiyor.
Katar, Müslüman Kardeşler, Rabia, Rabıta… Türkiye ordusunun koşar adım Katar’a sürülmesinin sebepleri nelerdir, sonuçları neler olacaktır?
Türkçede iki büyük ağıt söyleyin dense biri “Yemen Türküsü”, diğeri “Çanakkale Türküsü’dür” Kastamonulu İhsan Ozanoğlu: “Çanakkale içinde aynalı çarşı/ Ana ben gidiyom düşmana karşı, off, gençliğim eyvah!/ Çanakkale içinde bir uzun selvi/ Kimimiz nişanlı, kimimiz evli, off, gençliğim eyvah!/ Çanakkale içinde bir dolu testi/ Analar babalar ümidi kesti, off, gençliğim eyvah! /Çanakkale üstünü duman bürüdü/ 13 cü fırka harbe yürüdü, off, gençliğim eyvah! (…)”
Duriye Keskin isimli mahalli sanatçı: “Kışlanın ardında yüzüyor kazlar/ Ayağım ağrıyor yüreğim sızlar/ Yemen’e gidene ağlıyor kızlar// Kışlanın ardında bir kırık testi/ Askerin üstüne sam yeli esti/ Gelinlik tazeler umudu kesti/ Burası Muş’tur yolu yokuştur/ Giden gelmiyor acep ne iştir”.
Bu iki türkü Anadolu insanının belleğinin belki de en acı ve en ağır yanını oluşturuyor ve bu yerini koruyor. Bunlara “Sarı Gelin”i de ekleyebiliriz.
Anadolu toprakları ağıtların toprakları olmasın diyoruz ama daha çok ağıt yakılır. Türk-Kürt çatışmasına doğru evrilen olaylar, Filistin, Irak, Somali, Libya, Suriye, Yemen, Katar… Göç katar katar. Bir Enver Paşa çıkar, bir Talat Paşa çıkar, dağılır Osmanlı. Tek başına Enver değil mesele, soru daha da ağır: Şu Osmanlı ve Türkler, şu Müslüman ülkeler niye bir türlü adam olmuyor?
Nakşibendi kökenli İstanbul Müftüsünün oğlu Sabri Fehmi Ülgener: Kapitalistleşememenin, Rasyonelleşememenin Baş Aktörleri Tarikatlar ve Esnaflık
İstanbul Müftüsünün oğlu olan İktisatçı-Sosyal Tarihçi Prof. Dr. S. F. Ülgener, cumhuriyetçilerin Osmanlı-Türk’ün gelişmesinin önündeki engeli dine veya dinin yanlış yorumlanmasına bağlaması ile Kemalistlere karşı muhafazakarların cumhuriyetçileri, pozitivistleri ve Batılılaşmayı suçlamasının bir kısır döngü oluşturduğunu, ana soruyu “Osmanlı-Türk İslam toplumu neden kapitalistleşemedi” sorusunun oluşturduğunu ileri sürüyor.
Weber’e göre İslam’daki iktisadi zihniyet; normal üretim ve ticaret yerine daha çok cihata, futuhata, ranta, ganimete, cizyeye dayalı olup İslam mülkiyeti yok sayan, keyfi sultanlık ve savaşçılar dini halindedir. Ülgener ise “geleneksel ve tepkisel muhafazakârlığın (irticanın) kökenindeki halk İslam’ını/tasavvufu ve bununla iç içe geçmiş esnaflığı ‘ortaçağlaşmanın’ aktörleri olarak” tahlil ve tenkid ediyor.” Ülgener’e göre İslam piyasa ekonomisi ile çelişik değildir. Ancak zamanla fıkıh anlayışı bu serbest piyasa alanına aşırı müdahale etmiştir. Toprağa bağlı ağır ve hareketsiz servet anlayışı ile bu anlayışın gelenekçi -lonca meslek ahlakı. Büyük toprak rejiminden kaynaklanan ağalık ve esnaflık ruhu ile soy ve nesep arayışı. Bunların üstünde de mistik bir hava. Piyasa rasyosundan da uzak irrasyonel fetihçi dış talan da ortadan kalkınca iç talana yönelen siyasi, iktisadi ve dini bir ortaçağlaşma (Ülgener’in eserlerinden özetleyen M. Yılmaz)
Osmanlı, Türkler, Müslümanlar bilimde, müzikte, işte, meslekte neden rasyonelleşemiyorlar? Bunun nedenleri, aktörleri, kaynakları nelerdir? Ülgener, özetle İslam’da serbest piyasaya uygun, yayılmacı, kapitalizme açık bir temel olduğunu varsayıyor. “Osmanlı veya Türkiye neden kapitalizme geçemedi” sorusunu yanıtını müdahaleci fıkha, tasavvufa ve ağalık-aşiret-lonca (esnaflık) geleneklerine bağlıyor; iş hayatının atalet içinde, iradisyonalist, servetin kaynağının iktisat dışı siyaset, zor, hile ve hayal mahsulü, servetin kullanılışının akılcı yatırım yerine gösterişçi, genel zihniyetin üretimden çok tüketici olmasının rasyonelleşme ve kapitalizme aykırılık oluşturduğunu belirtiyor.
İslam’ın kapitalistleşememesi, rasyonelleşememesi mi daha büyük bir problem yoksa kapitalizme-yayılmacılığa açık oluşu mu, sanki bunlar birbirini çelmiyor da daha köklü bir örüntüyü gündeme getiriyor. Dahası ne o ne bu hem o hem bu olan zihni ve pratik bir arabesk mi, zaten din de bu mu?
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44