Sermaye, basın ve işçiler
Biliyorsunuz gazetemiz artık 23 yaşında. Evrensel’in geçtiğimiz 22 yılda işçi ve emekçilerin yaşamını yansıtma ve mücadelelerini aygınlaştırmak için yaptıklarını burada yeniden hatırlatmak gerekmiyor. 23. yıl nedeniyle işçilerden gelen mektuplar zaten bunu fazlasıyla yapıyordu. Son yıllarda tek adam, tek parti diktatörlüğünün kurulması için artan baskı ve terör, emek basınının üstlendiği görevin ağırlığını bir kez daha açıkça ortaya koydu.
Hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Büyük sermayenin basını mevcut iktidarın arkasında mevzilenmiş durumda ve oradan işçi ve emekçilere yaylım ateşine devam ediyor. Bu basından tek bir muhalif ses çıkmıyor. Çıkarsa da tepeden verilen bir emirle bu ses susturuluyor. Peki ama muhalefet etme iddiasındaki bazı büyük basın organları neden bu kadar kolay boyun eğiyor? Bu gazetelerin patronlarının pek çok alanda yatırımları olan sermaye sahipleri olması bu durumu açıklıyor. İşlerine zarar verecek bir kaç tehdidin savrulması onları hizaya sokmaya yetiyor.
Burada şu soru ortaya atılabilir. Eğer bu kadar baskı ve terör olmasa işçi ve emekçilerin büyük basında yer almalarında köklü bir değişiklik olur muydu? Bunun yanıtı olumsuzdur. Büyük sermayenin çıkarlarını savunmak büyük basının işidir ve onlar işçi ve emekçilerin yaşamına ve mücadelesine sayfalarını hep kapalı tutarlar. İşçilerin o basında yer bulabilmeleri artık gizlenemeyecek hale gelmiş büyük eylemleri gündeme gelmişse söz konusu olabilir. O durumda da sorun çarpıtılır, eylemlerin yanlışlığı ve haksızlığı işlenir, yanlış bir bilincin yaygınlaştırılması için çaba gösterilir. İşçi ve emekçiler genel olarak “Hayat koşulları tarafından ezilen çaresiz insanlar” olarak gösterilirler. Ücretli kölelik düzeninin savunulması bu basının ortak noktasıdır ve onlar da bu düzenin bir parçasıdır.
Demokrasi ve özgürlükler için mücadele eden az sayıdaki basın organı ise yoğun bir baskı altında. Gazeteciler tutuklanıyor, televizyonlar kapatılıyor, peş peşe cezalar yağdırılıyor. Ülkede bir demokrasi sorunu olması, demokrasi için mücadele eden kesimleri bazı ortak noktalarda bir araya getiriyor. Ama demokrasi için mücadele eden her kesimin işçi ve emekçi mücadelesine aynı biçimde bakmadığı ve yaklaşmadığı da bir gerçektir. Bu nedenle Evrensel ayrı bir yerde durmaktadır. Çünkü onun yaydığı bilinç her türden sermaye düzeninin çerçevesini aşmakta, emeğin nihai kurtuluşunu kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.
Bu nedenle Evrensel sadece işçi dünyasından haber veren, demokrasi ve özgürlükler için mücadele eden bir gazete değildir. İşçiler diğer fabrikalarda iş yerlerinde ne olduğunu öğrenmekle kalmazlar, kendi mücadeleleri için deneyim edinirler, ona yazarlar, mücadelelerinin ortaklaştırılması için yollar ararlar, işçi sınıfının bağımsız politik bilincinin gelişimine yol açacak bir mevziye girmeye çalışırlar. Bu yolu tutarken demokrasi ve özgürlükler için mücadele etmenin kendi nihai amaçları için de ne kadar önemli olduğunun bilincini de edinirler. Bu nedenle Evrensel sadece bir gazete değil, işçi ve emekçiler için yeni bir dünyaya giden yolun taşlarını döşeyen özel türden bir emekçidir.
Evrensel'i Takip Et