İşçilerin asıl kazanımları öğrendikleridir
Fotoğraf: Envato
Kristal-İş’le Şişecam patronu arasında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlandı.
Sözleşmeyle, patron tarafından dayatılan saat ücretlerine 1.12 lira zam aşılarak 1.85-1.91 üzerinde anlaşıldı. Patron 3 yılda bir sözleşme ısrarından vazgeçerek 2 yılda bir sözleşmeye razı olmak zorunda kaldı. Daha önce reddedilen idari maddeler de kabul edildi.
Cam işçilerinin 24 Mayıs’ta başlayacakları grevin 16 Mayıs’ta Erdoğan-AKP Hükümeti tarafından yasaklanması üzerine işçiler günde bir-bir buçuk saat iş bırakarak, iş yerlerini terk etmeyerek direnişe geçmişlerdi.
Cam işçileri, direnişin ilk gününden itibaren sendika yönetimini iki noktada uyardılar:
1- Taslaktaki taleplerde ısrar edilmesi,
2- İşçiye sorulmadan sözleşme imzalanmaması!
Sözleşme sonrasında gazetemize konuşan bir işçi durumu şöyle özetliyordu:
“13 gün boyunca fabrikamızda bekledik, evimize gitmedik, çocuklarımızı göremedik. Patron birliğimizi ve kararlılığımızı gördü. Bizim talebimiz taslaktaki rakamlardan geri adım atılmamasıydı. Ama şimdi çok daha iyi anladık ki daha bilinçli ve örgütlü bir mücadele yürüttüğümüz takdirde hiçbir güç bizim karşımızda duramayacak. Kazanım elde ettik ama daha örgütlü olsaydık daha çok hak elde ederdik.”
İşçi sınıfı mücadelesinin dersleri bize göstermektedir ki, işçiler giriştikleri mücadelelerde bazen öneli kazanımlar elde ederler, bazen sadece ellerindekini korurlar bazen de hiç bir ciddi kazanım elde edemezler. Ama bu mücadelelerde işçilerin asıl kazanımları aralarındaki birliğin güçlenmesi, mücadelenin işçilere sınıf çıkarları konusunda bilinçlerinin ve örgütlenme düzeylerinin ilerletilmesini öğretmesidir.
Cam işçileri de ertelenen grevlerinin sonrasında başlattıkları direnişle bazı kazanımlar elde ettiklerinin farkındalar ama asıl olarak da gerçek kazanımlarına dikkat çekiyorlar: “Eğer daha örgütlü olsaydık daha çok kazanım elde ederdik!”
Kuşkusuz burada işçiler açısından en önemli sorun ise; işçilerin bütün ısrarlarına karşın sendika yönetiminin sözleşmeyi, işçilere sormadan imzalamasıdır!
İşçiler sendikanın bu tutumunu unutmuş değiller ve sendikanın yönetimine kendileri gelmeden de bu handikabı aşamayacaklarını bir kez daha görmüş bulunuyorlar.
Dolayısıyla cam işçileri ve onların mücadelesini dikkatle izleyen her sektörden ileri işçi kesimleri cam işçilerinin mücadelesinden;
* Daha örgütlü olmadan daha çok hak elde edemeyeceklerini,
* Sendikal bürokrasinin işçilerin inisiyatifini yok etmek için kendi “uzlaşmacı” çizgilerine getirmek için her yola başvuracaklarını bir kez daha görmüşlerdir.
Elbette cam işçileri, 1960’lardan beri sürdürdükleri mücadelelerini bugün de patronlara ve sendikal bürokrasiye karşı olmak üzere iki cephede de sürdüreceklerdir. Bir farkla ki; 2017 direnişinden çıkardıkları derslerle, örgütlenmelerinin düzeyini daha yükseltmiş, bilinçlerini daha ilerletmiş olarak!
KIDEM TAZMİNATI HAKKI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM
ÖNCEKİ gün çeşitli illerde DİSK’e bağlı sendikaların üyesi işçiler alanlara çıkarak, “kıdem tazminatının fona bağlanması”na karşı çıktılar, “Fon değil garanti istiyoruz” diyerek, sendikaları ve her sektörden işçileri harekete geçmeye çağırdılar.
CHP’nin düzenlediği “Kıdem Tazminatı Çalıştayı”na katılan konfederasyon başkanları, kıdem tazminatı konusunda hak kaybına izin vermeyeceklerini, direneceklerini açıklamışlardı.
Gazetemizin muhabirlerinin yaptıkları çeşitli iş yerlerinden ve işçi kesimleri içinden yaptıkları haberler ve çok çeşitli işletmelerden işçilerin gazetemize yazdığı mektuplar, sınıfın ana gövdesi içinde kıdem tazminatına yönelik saldırıya karşı bir mücadelenin hızla mayalandığına işaret ediyor.
Bu tepkiler karşısında, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Eğer paydaşlarımız istemiyorsa, biz de kıdem tazminatını fona bağlayan düzenlemeyi bir kenara bırakırız” diyerek, Bakanlığın Hükümete sunduğu çalışmayı rafa kaldırabileceklerini söyledi.
Ancak Bakan Müezzinoğlu; tepkileri yatıştırmak, emek cephesinin giderek büyüyen birleşme eğilimini zayıflatmak amacıyla mı, yoksa tepkilerin büyüyeceğini fark ettiği için gerçekten bir geri adım için mi böyle konuşuyor bunu bilmek zor.
Ancak, emek mücadelesi içinde az çok yer almış herkes bilmektedir ki, Bakanlar Kurulunun masasında olan düzenleme açıkça geri çekilmeden bu konuda iş yerlerinde ve emekçiler arasında süren çalışmaların durdurulması ya da yavaşlatılması söz konusu olmamalıdır. Dahası, mücadele genişleyip ete kemiğe bürünen biçimler kazandığı ölçüde Hükümet cenahında ortaya çıkan kararsızlık, gerçek bir geri adıma dönüşebilir. Aksi halde Hükümet, yeni adımlar atmak için cesaretlenecektir.
Bütün bunların da ötesinde artık sorun kıdem tazminatının fona bağlanıp bağlanmamasıyla da sınırlı değildir.
Yani Hükümet, “Tamam hazırladığımız düzenleme kabul görmedi. Biz de bu hazırlığı rafa kaldırıyoruz. Hadi herkes işinin başına!” dese de sorun ortadan kalkmış olmayacaktır.
Çünkü Hükümet resmen kabul etmiştir ki;
* Kıdem tazminatını hak eden işçilerin yüzde sekseni hak ettikleri tazminatı alamamaktadırlar.
* Bir yıl boyunca sürekli çalışmayan işçinin kıdem tazminatı hakkından yararlanmaması, “hak” anlayışına uygun değildir. İşçi bir gün bile çalışsa kıdem tazminatı hakkı doğmalıdır!
Hükümetin kabul ettiği bu gerçekleri yasal olarak düzenlemek;
Yani kıdem tazminatını hak eden işçinin tazminatı almasını “Garantiye almak”, tazminattan yararlanma süresini “çalıştığı her gün”e çıkarmak, Hükümetin sorumluluğudur.
Bu yüzden de kıdem tazminatının fona bağlanmasına karşı mücadele, ister hükümet düzenlemeyi rafa kaldırsın isterse fon konusunda ısrar etsin, mücadelenin böyle bir aşamaya evrilmesiyle anlamlanacaktır.
Aksi halde, yasaları uygulamakla yükümlü olan Hükümet bu en önemli görevini yapmamış olacaktır.
Bugüne kadar da yapmamıştır zaten!
Eğer Hükümet, işçilerin kıdem tazminatını almaları için gerekli düzenlemeleri yapmaz, patronların bu hakkı çiğnemesine göz yummakta ısrar ederse; “Bugünkü düzende işçilerin yüzde 80’i tazminat alamıyor. Biz tazminatı fona bağlayarak işçilerin çalıştıkları her gün için tazminat almasını garantiye alıyoruz” iddiası da boşa düşecektir.
Bunu işçiler de açıkça görecektir!
Böylece işçiler; kendilerinin oyuyla iktidara gelen Hükümetin, aslında bir avuç patronun çıkarı için, işçilerin daha çok sömürülmesi için çalıştığını görecektir.
Gelişmeler, talepleri yenileyerek mücadeleye devamı gösteriyor.
DİSK’İN ÖNE SÜRDÜĞÜ TALEPLER
KIDEM tazminatının her işçi için kullanılabilir hale gelmesi için DİSK şunları öneriyor:
* Fona devir gündemden çıkarılmalıdır, kıdem doğrudan işverenin yükümlülüğü olarak kalmalıdır.
* Kıdem tazminatı her türlü işten çıkarmada ve istifa halinde süre koşulu olmadan ödenmelidir.
* Kıdem tazminatında tavan kaldırılmalıdır.
* İşverenin icra ve iflas durumunda diğer tüm alacaklardan önce işçi alacakları ödenmelidir.
* İşverenin ödeme aczine düşmesi durumunda kıdem tazminatına garanti getirilmelidir. Kıdem ödemeyen işverene ağır yaptırımlar getirilmelidir.
* Kıdem tazminatı ile ilgili hükümler doğrudan 4857 sayılı İş Yasası sistemi içine alınmalıdır.”
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44