‘Ama kadınlar da pembe otobüs istiyor'culara bir çift söz
Fotoğraf: Envato
Başını örtenlerimiz, başı açık olanlarımız… Takı sevenimiz, hiç takmayanımız… Makyaj yapanımız, hiç sevmeyenlerimiz…Mini eteğe bayılanlarımız, hiç giymeyenlerimiz… Yaşı toplu taşımada yer istemeye uygun olanlarımız, yaşı “Kızım bir kalk da teyze otursun” demeye müsait olanlarımız… Hiç fark etmez. Hepimiz dışarı çıkarken üstümüze sevdiğimiz ve güzel bulduğumuz şeyleri değil, toplu taşımaya “uygun”ları giyerek çıkıyoruz. Ama bu da yetmiyor, toplu taşımaya “uygun” bir duruşu da üstümüze geçiriyoruz. Oysa hepimiz çok da iyi biliyoruz; toplu taşımada tacizin kıyafetle, yaşla, makyajla, nasıl durduğunla hiçbir ilgisi yok. Çünkü aslında hiçbir durumda cinsel şiddetin bunlarla hiç ilgisi yok.
Uzun zamandır kadınlar kamusal bir hizmet olan toplu taşımada taciz sorununun kadınların kamusal varlıklarına ve eşitlik haklarına uygun biçimde ele alınması için pek çok kampanyalar yaptı. Bunun her kesimden kadını ilgilendiren bir mesele olması nedeniyle bu kampanyalar çok ses getirdi.
Toplu taşımada taciz, nedenlerinden ve sonuçlarından uzaklaştırılarak kadınları kamusal yaşamdan tecrit etme operasyonunun bir aracı haline getirildi AKP’li belediyelerce. Üstelik bu uygulamaları “Ama talep var, ama uygulamayı isteyen kadınlar var” diye savunuyorlar.
Doğru, kimi kadınlardan talep var, kimileri uygulamaya sıcak bakıyor. Ama bu; kadınların sorunu artık kamusal politikalarla ele alınması gereken, “özel olmayan” bir sorun olarak gördüğünün göstergesi daha çok. Ayrışmak istemelerinin değil!
Kadınların sırf bıktığı için, sırf bu korkuyla ve yılgınlıkla yaşamak istemediği için ayrıştırılmış alanlara rıza göstermesini isteyen “Ama kadınlar da istiyorcular” bilsin:
Kadınları “koruma” adı altında ayrımcı uygulamalara maruz bırakmak, tacizciyi değil tacize uğrayanı tecrit etmektir.
Kadınların kamusal alanları kullanımını, seyahat özgürlüğünü kısıtlamak, kadınların toplumsal alandaki varlığını “tehdit” haline getirmek, cinsel tacizi de tetikleyen cinsiyetçi zihniyeti güçlendirmektir. (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu iki gün önce bir rapor açıkladı. Diyor ki, cinsel suçlar arttı, cezalar azaldı. İndirim uygulanan davalarda ise en sık tekrarlanan cezasızlık gerekçeleri yine “haksız tahrik” ve “iyi hal indirimi.” Kadınlara yönelik suçlarda kadınların bu ayrıştırılmış alanlarda “olmamasının” bir haksız tahrik ve indirim sebebi haline gelmesi bir olasılık değil, bir gerçek.)
Tacizi kadınları ayrı vagonlara alarak değil, erkeklerin kadınlarla paylaştıkları alanlara daha fazla saygı göstermelerini sağlayacak bir zihniyet dönüşümü ve çeşitli yaptırımlarla sağlayabilirsiniz. Bize hep ayrıştırılmış toplu taşıma araçlarını örnek gösterip duruyorsunuz; oysa bu dünyada toplu taşıma araçlarında tacizle mücadele için “ulusal eylem planı” yapan ülkeler de var. Toplu taşıma araçlarında afişler ve kamu spotlarıyla bunun bir suç olduğunu ve cezalandırılacaklarını söyleyen bilgiler, cinsel taciz vakalarının yaşandığı noktaların SMS mesajıyla bildirildiği telefon uygulamaları; duraklara yerleştirilen alarm butonları; acil telefon destek hattı; toplu taşıma çalışanlarında cinsiyet eşitliği; çalışanların toplumsal cinsiyet ve cinsel şiddet konusunda bilgilendirilmesi... Daha fazla metro, tren, özel otobüs yolu, daha fazla sefer sayısı, alternatif ve toplu taşıma yollarının artırılması, insanca ve birbirine yapışmak zorunda kalmadan seyahat hakkını sağlayacak alt yapı!
Bunlar kadını aşağılayan yayınları fütursuzca dağıtıp akıl bulandırmaktan, kadınların hamileyken sokakta dolaşmasını günah sayan, “kadınlar kamusal alanda sesli gülmemelidir” diyebilenleri halkın vergisi ile devletin resmi kanalında beslemekten, “Önden fermuarlı veya düğmeli pantolon giyen kadınlar kafirdir” diye beyanat verebilen din adamlarını kanaat önderi yapmaktan daha pahalı uygulamalar değil!
Biliyoruz ki eşitlik ve özgürlük sadece soyut ve politik değerler değil, aynı zamanda ve esasen somut olarak yaşanan ya da yaşanamayan durumlardır. Kadınların eşit yurttaşlık haklarını kullanabilmeleri kadınların nasıl yaşadıklarını şekillendirdiği için önemlidir.
Sadece ulaşımda da değil, okulda, evde, hangi saatte olursa olsun sokağı kullandığımız her saatte, giydiğimiz her türlü kıyafette...Biz kadınlar biliyoruz ki sokakta, evde, okulda, işyerinde, yolda kadınları tacize karşı daha savunmasız bırakan politikalara karşı yaşamın tüm alanlarında, ekonomik sosyal ve politik alanda kadınlara hak ve eşitliği savunmak ve mücadele etmek tacizi durdurmanın da en temel yolu!
- “Aileyi koruma” lafının altından yine nefret ve düşmanlık çıktı! 08 Ekim 2022 00:45
- Başörtüsü istismarında at başı gidenler 06 Ekim 2022 04:28
- Bizi kim öldürüyor? 05 Ekim 2022 05:18
- ‘Sözleşmeden vazgeçmiyoruz’ demek ‘Tek adam yönetimini tanımıyoruz’ demek 21 Temmuz 2022 05:00
- Beşikten mezara rehineliğin adı: Çocuk yoksulluğu 15 Nisan 2022 00:55
- Emma’dan Emine’ye... 10 Mart 2022 23:56
- Kadın dostu postunda emekçi kadın düşmanlığının şahikası: Farplas 18 Şubat 2022 01:20
- ‘Küçüğün rızası’ diyen Bakan çocukların nafakasına göz dikti 11 Şubat 2022 00:00
- Cezaevlerine göz kulak olmak, dillerimizi koparamasınlar diye dil olmak... 28 Ocak 2022 05:00
- 6. Yargı Paketi tehlikesi: Nafaka hakkına saldırıda somut adımlar 07 Ocak 2022 04:54
- Geçen hafta yoksulluktan, çaresizlikten yedi çocuk öldü 24 Aralık 2021 05:00
- Asgari ücreti kadınlara lüks haline getirenler 10 Aralık 2021 04:52