16 Haziran 2017 00:15

Kuruluş ve kurtuluş: Abdal, Pir Sultan, adalet, dokunuş…

Kuruluş ve kurtuluş: Abdal, Pir Sultan, adalet, dokunuş…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Oflayıp puflayıp duruyorum. Hem de ne oflar. Hani şu elim Banaz Türküsü “Sivas Ellerinde Sazım Çalınır” var ya, o bile, daha hafif kalır. Üzüntü, çaresizlik, hınç-öfke, düşmanlık karışımı, ne varsa total olarak sürece eşlik eden elinizde olmayan birikim, yoğunlaşma, sıkışma anları bunlar. Çok sıkışınca patlar mı bilemiyorum ama Pir Sultan Abdal, sıkışınca sazın tellerine vurur, döker acı duygularını: 

“Sivas ellerinde sazım çalınır/ Çamlı beller bölük bölük bölünür/ Dosttan ayrılmışım bağrım delinir/ Katip arzuhalim şaha böyle yaz// Münafığın her dediği oluyor/ Gül benzimiz sararıp da soluyor/ Gidi Mervan şad olup da gülüyor/ Katip arzuhalim şaha böyle yaz // Pir Sultan Abdal’ım ey Hızır Paşa/ Gör ki neler gelir sağ olan başa/ Hasret koydun bizi kavim kardaşa/ Katip arzuhalim şaha böyle yaz”

Mitolojiye kadar geri gider erdem sorunu. Erdem nedir? Halk diliyle söylersek “iyi, kamil insan” kimdir, bu işin esprisi, ruhu nedir, nerededir?

Demokrasinin, adaletin, özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin esprisi, ruhu var mı, varsa tözü-özü nedir?

Pir Sultan Abdal’ın “Hızır paşa” hikayesi, pirin himmet edip sarayda yükselmesine cevaz verdiği Hızır Paşanın, haram lokmaya piri itiraz edince onu zindana attırdığı, affı için şahlıktan vazgeçmesini önerdiği ama Pirin söylediği her kıtada şahtan söz ettiği, Hızır Paşanın da onu astırdığı hikayesidir. Hikayenin daha bilinen kısmı ise Kanuni Sultan Süleyman (Osmanlı) ile İran Şahlığı arasındaki çatışmalarda Pir Sultan Abdal’ın Safevi Şahlığından yana tavır aldığı, halkı bu yönde teşvik ettiği, bu yüzden casuslukla suçlanıp Hızır Paşa tarafından Sivas’ta asıldığıdır.

İki tarafın da birbirini suçlaması “siyasi iktidar” meselesidir, yani iktidar insanı bozuyor, kirletiyor. Elbette biri daha suçlu, vicdani vebal altındadır, o da Hızır Paşadır. Sonuçta Pir Sultan Hızır Paşayı değil, Hızır Paşa Abdal’ı asmıştır, astırmıştır.

Pir Sultan Abdal’ın önemli sözlerinden birinin şu şekilde olduğu söylenir: ‘‘Şeriat göğe çekildi / Alem zulm ile yıkıldı.’’ Yani yasaya adalete uyulmaz oldu, devlet de bu yüzden yıkıldı.

Bir Şah-Sultan-Hızır Paşa vakası ile daha karşı karşıyayız. İktidar mücadelesi en üst perdeden biçimi de ilkeyi de yok sayan bir perdeden oynanıyor. 

Saz çalıp türkü çığıran HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hapislerde yatıyor. 

Berberoğlu vakıasında mesaj Aydın Doğan’a ve Kılıçdaroğlu’ya bulunuyor. Suçlama casusluk. Dış güçlerden kasıt İran şahlığı değil de Batılı Ülkeler, ABD sayılıyor. İktidardaki de Kanuni Sultan Süleyman değil de Recep Tayyip Erdoğan’dır.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yu, onun şah mı, sultan mı, Pir Sultan mı olduğunu bilemem ama Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Enis Berberoğlu, Cumhuriyet yazarları… Pir Sultan Abdal pozisyonunda bulunuyor. Hızır Paşa da her halde bugünkü polis ve adalet teşkilatı, savcısı yargıcı, hükümet avukatları sayılırdı. Sultan ise mevcut yönetim, iktidar.

Sonuçta iktidarla mücadele de iktidar mücadelesi mi, iktidarı aşma mücadelesi mi? 

Pir Sultan Abdal hikâyesindeki, Pirin himmet vermek istememesi, bak seni iktidar kirletir demesi, işin tözünü-özünü-erdemini ele veriyor. 

Hikâyenin diyalektik tarafına, iktidar mücadelesi değil de iktidarları aşıp insanı ve doğayı, kurdu kuşu canlıyı kurtarma arayışına, KURTULUŞÇULUĞA gelirsek, bu saf ve güzel bir mücadeledir.

İnsanlık mücadelesi ÖZGÜRLÜK mücadelesidir, ne DOĞAN’ın ne de ERDOĞAN’ın iktidar mücadelesi değildir, DOĞA için, İNSAN için, TOPLUM için mücadeledir. İnsan için tekrarlarsak, en büyük erdem ÖZGÜRLÜK’tür, özgürlük de GERKÇEKLİK-HAKİKAT ARAYIŞI olmadan olmaz.

Bu ÖZGÜRLÜK ve HAKİKATİN YANINDA OLMA erdemlerinin pratiğe geçen hali ADALET-EŞİT SAYGINLIKTIR, adaletin sağlanması ise CESARETE (mücadeleye) bağlı bulunmaktadır.

Bir dostum uyarıyor, “Dokunmadan olmaz” diyor. Adalet-eşitlik ve cesaretin pratiği DOKUNUŞ’tur; iktidarlara, propagandacılara, yalancılara, hırsızlara, rüşvetçilere, sömürgecilere karşı ÖZGÜRLÜKLERDEN, HAKTAN-HAKİKATTEN (bilgiden, emekten-çalışandan, dürüstten) yana olduğumuz gün uygarlık yolunda bir eşik daha geçmiş olacağız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa