22 Haziran 2017 01:00

Adalet

Adalet

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir barış ülküsünden söz etmek gerekirse, herhalde 1789 Fransız devrimini ve “Hürriyet, eşitlik, kardeşlik” sloganını “adalet” de eklenerek hatırlamak gerekir.

1791 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’ni incelediğimizde kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, suç ve cezaların yasallığı, masumluk karinesi ve adil yargılanma hakkı ile ilgili evrensel ilkeleri görmekteyiz. Bildiride haklar yönünden eşitlik 1. maddede yer alır.

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı 7. maddede, suç ve cezaların yasallığı ilkesi 8. maddede, masumiyet karinesi 9. maddede yer alır. 

Marks, Gotha Programı’nın Eleştirisi’nde, 80-90 yıl sonra, 1875’te,  sosyalizmin adalet anlayışını da yansıtan ünlü sloganı açıklar: ”Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre!”

Peki bu eşitlik, adalet sorunu son 200 yılın mı sorunudur? Hayır, ta Aristo’ya (İÖ.384-İÖ.322) kadar gider. Ondan öncesi de var kuşkusuz. 

Bir söz var, adliye duvarlarında okunabiliyor: Başka örneklerinde de görüldüğü gibi, Atatürk’e atfediliyor;

“Adalet mülkün temelidir!”

Bu sözün Hz.Ömer’e ait olduğu da söyleniyor. Bir mahsuru yok diye düşünüyorum. 

Aristo da adaletin devletin temeli olduğunu söylüyor. Aristo’nun “dağıtıcı” ve “denkleştirici adalet” şeklindeki ikili anlayışı ünlüdür. Dağıtıcı adalet, onurun ve malların paylaşımında herkesin payına düşeni almasını; denkleştirici adalet ise hukuksal sorunların taraflarının eşit muamele  görmelerini anlatır. Aristo’nun adalet ayrımına dair fikirleri büyük ölçüde hala geçerlidir.

Kant’ın adalet anlayışında ise üç ilke öne çıkar. Onurlu yaşamak, kimseye zarar vermeden yaşamak ve herkese payına düşeni vermek…Nesafet (hakkaniyet) kavramına da dikkat çekelim.

İ. Kuçuradi “Nedir adalet?” sorusunu sorar ve cevabını verir: Kuçuradi, ‘adalet’i talep edilen bir şey olarak görür, “Adalet Kavramı” başlıklı yazısında.

Nedir talep edilen?

Kişilerin temel insan haklarının korunması talebidir. Gereklerinin ülkeler ve dünya ölçeğinde gerçekleştirilmesi talebidir.

Kuçuradi, Prof. Dr. Adnan Güriz’in “Adalet kavramı” yazısında Yunan düşüncesiyle ilgili bilgi verirken değindiği, “adaletsizlikten” yola çıkmaktadır.

Güriz, bu yaklaşımı, “reddetme yoluyla belirleme yöntemi” olarak nitelemektedir. 

Kuçuradi, “Adalet nedir? sorusundan önce ve onu cevaplandırabilmek için, ‘adaletsizlik nedir?’ sorusunu sormamızı gerektiriyor.” demektedir.(s.84)

Kuçuradi, “Böylece adaletsizlik durumundan türettiğimiz bu talepler ya da ilkeler, adalet fikrini kavramlaştırmamızı mümkün kılıyor. Çünkü adalet ve adaletsizlik iki karşıt terim olduğu halde, iki karşıt kavram değildir. Adaletsizlik terimi bir durumu, adalet terimi ise bir fikri (insan aklının bir tasarımını), genel bir talebi ya da bir üst ilkeyi dile getiriyor, bir durumu değil.” (s.86)

Mesela şöyle diyebiliriz, sosyal adalet bir ilkedir. Kuçuradi’nin başka yazılarında belirttiği ve bizim de -O’ndan öğrenerek- yeri geldiğinde tekrarladığımız gibi, halbuki gelir dağılımı adaletsizliği bir durumdur.

Şimdilerde çok popüler ve yakıcı bir sorun olarak herkesçe görülüp dile getirilen konuya getirmek istiyoruz sözü.

Türkiye’de hem ceza yargısı hem de sosyal adalet bakımından ciddi sorunlar var.

Bu sistem, 60’lı yılların sonlarında da, 70’li, 80’li ve 90’lı yıllarda da insanları düşünceleri nedeniyle cezalandırıyordu ve bu durum değişmedi.

Beşikçi’ye bakın görürsünüz.

Peki boşuna mı adalet haykırışları ve arayışları?

Hayır ve mücadeleye devam etmek lazım.

Daha özgür, eşitlikçi bir dünya mümkün.

Bu talep (adalet talebi) dünyanın her yerinde seslendiriliyor.

Sınırları aşıyor.

Aynı zaman diliminde, peş peşe mi olur, ne olur bilemem.

Ama gidiş “Hürriyete Doğru”dur.

Not: Bu yazıyı yazmak için 

1. Prof. Dr.Adnan Güriz’in “Adalet Kavramı”, (www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg7/adnan.pdf )

2. Prof. Dr. İ. Kuçuradi’nin “Adalet Kavramı” Ankara Barosu Dergisi, 1993/1, s.80-88

3.Prof.Dr.Sevgi İyi’nin “Erdem ve Değer Yönüyle Adalet” başlıklı(www.mudender.org/...ve.../601-erdem-ve-deger-yonuyle-adalet.html ) çalışmalarından yararlandım.

Hatırlatma notu: Bu yazıyı beş yıl önce (2012) yazmıştım. Bu köşede 07.03.2012 tarihinde yayımlanmıştı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa