Ramazan sohbetleri (8) Her ABD dolarının üzerimizde hakkı mı var?

Bu yılın ramazan teması, camilerin duvarlarına pankartlarla asılı: “Üzerinde her canın hakkı var…”

Diyanet İşleri Başkanlığı şöyle doldurmuştu mesajın altını: 

Can taşıyan her varlığın üzerimizde hakkı var. 

Allah Resulü ‘Her hak sahibine hakkını verin. Üzerinizde hak kalmasın’ tavsiyesinde bulunmuştur. 

Sokağa terk edilmiş her hayvanın üzerimizde hakkı var. 

Evlerimizde, sokaklara terk edilmiş hayvanları da bu kervana katarak üzerimizde her canının hakkı olduğunu hatırlayacağız.

Her daim hatırlasak ne güzel olur değil mi, bu dünyanın sadece bize ait olmadığını. Diğer canlılara da ait olduğunu. Ama maalesef bu gerçeği göz ardı ediyoruz. 

Bilinci, birikimi, vicdanı kapalı olana... 

Belki inancı etki eder diye sanırım...

Diyanet, Ramazan vesilesiyle çağrı yapıyor. ‘Diğer canlıların üzerinde hakkı var’ diyor. 

Diyanetin bu konuda hakkı var!

Ramazanın sohbetlerimizde hep insandan bahsettik. Diyanetin diğer canlılarla ilgili anlamlı mesajını es geçmek olmazdı. 

Son sohbetimiz buradan olsun.

DOMUZUN, TİLKİNİN, BALIĞIN HAKKI! 

Yeşile, suya, yaylaya, zeytinliğe kısacası doğada ne varsa...

‘Paraya çevrilebilir kıymet’ diye bakan bir anlayış iktidarda.

Onulmaz yaralar açılıyor yaşam alanlarında.

Misal! 

Üçüncü köprü ve üçüncü havaalanı güzergahı için... İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin hazırladığı rapor yani bilim diyor ki; Hangi yoldan giderseniz gidin geri dönülmez zararlar vereceksiniz! Ormanlara, kaynak sularına ve kuş göç yollarına!

Bilime kulak veren yok!

Yaşam alanlarına tecavüz edilen domuzlar kendini Boğaz’ın sularına attı. Bari Diyanet’e kulak verilse... “O domuzun üzerimizde hakkı var.”

Müteahhit Ali Ağaoğlu, “Maslak 1453” projesinde Fatih Ormana rezidansı, otoyolu dayayınca yaşam alanı yapılaşmaya açılan tilkiler yemek bulabilmek için insanların oturduğu sitelerin avlularına atmışlardı kendilerini.

O tilkinin hakkını savunanlara ‘ülkenin kalkınmasını istemeyen vatan haini’ diyorlar. Hocam Allah aşkına siz de bağırın: O tilkinin üzerinizde hakkı var!

“ Övünerek ‘su akar Türk bakar’ anlayışını sonlandırdık” diyen bir anlayış ülkenin bütün akarsularına HES yaptı. Bu anlayış küçük dereleri kuruttu. 

Bilim insanları dedi ki... Sular boşuna akmaz, buhar olur, yağış olur, doğaya yaşam olur! 

Ne çare! 

Kuruyan derelere bakıp... O deredeki balığın, o dereden su içen kırlangıçların hakkını hatırlatın hocam!

ŞİMDİ ZEYTİNLİKLER GİDİYOR

Canlıların hakkını düşünen yok!

Akarsular, kıyılar, ormanlar, yaylalar derken... 

Şimdi de zeytinliklerin imara, sanayiye açılmasının yolu aranıyor. 

Günlerdir anlatılıyor.

Zeytin önemli bir tarım ürünü ve gıdadır. 

Zeytin şifadır! 

Doğaya el koymak öylesine sıradanlaştı ki... 

Örnek, hükümetin çıkardığı 80. madde! 

Bu maddeye göre, “milli değerleri” gerekçe göstererek... 

Bakanlar Kurulu onay verdiği anda... 

Kazmayı kapıp istediğiniz doğaya istediğinizi yapabilirsiniz. 

Yaşam alanına nobranca bir el koyma yetkisi! 

Sanki her ABD dolarının üzerimizde hakkı varmış gibi! Ne bulursak ona tahsis ediyoruz. Her şeyi ona kurban ediyoruz!

Buna dair örnekler saymakla bitmez. Cennet ülkemizde ‘yeşilin az bulunur madene’ dönmesine az kaldı. 

BAYRAM MESAJI: PİYASA TANRISINA ÖLÜM

Camilerdeki mesaj yarın duvarlardan inecek.

Duvardayken kimsenin umurunda oldu mu tartışılır! Ama biz yine de kendisine pay çıkanlar için mesaj unutulmasın diye bir hatırlatma yapalım: ‘Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.’ 

Kapitalizme savaş açmadan akçeli işlerin insanlığı esir aldığını... 

Son sözü her alanda piyasa tanrısının söylediğini... 

Bugüne kadar ki sohbetlerimizde ortaya koyduk.  

Son sözü bugün söyleyelim: Vaazların karşılık bulabilmesi, bayramların bayram olabilmesi için piyasa tanrısının ölmesi şart! 

Bu ölümü göreceğimiz günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle iyi bayramlar!