Lozan’da bir kadim ağaç
Fotoğraf: Envato
Ülkemiz ormanları hem meşe türleri bakımından hem de kapladıkları alan bakımından dünyanın sayılı meşe diyarlarından biri olarak kabul ediliyor1. Coğrafyamızın ve Avrupa’nın kadim kültürlerinde de meşe ağacı önemli bir yer tutar. Antik Yunan, Roma, Kelt, Slav ve Tötanik toplumlarda meşe ağacı genellikle en fazla saygı gören ağaçlardandır. Bu toplumların mitolojilerinde Zeus, Jüpiter, Dagda, Perun ve Thor gibi tanrılarla anılır meşe ağacı. Bu tanrıların yağmura, şimşek ve yıldırıma hükmettikleri düşünülür. Meşe ağaçlarına daha düşük elektrik direnci olması ve genellikle ortamdaki en büyük ve uzun ağaç olması nedeniyle daha sık yıldırım düşer2. Meşe yaprakları antik kralların taçlarını da süsler.
İşte bu kadim meşelerden biri de İsviçre’deki Lozan üniversitesi’nin kampüsünde bulunuyor. 234 yaşındaki bu meşe ağacı, Napolyon’un ordularının kasabadan 1800 yılındaki geçişleri sırasında henüz genç bir ağaçtı. Üniversitedeki araştırmacılar bu yaşlı ve sembol ağacın değişik dallarından örnekler aldılar ve gen dizilerini belirlediler. 13 Haziran’da bioRxiv websitesinde kamuya açık olarak yayınlanan ancak henüz hakem sürecinde olan araştırma bu kadim meşenin, 234 yıllık yaşamı boyunca az sayıda mutasyon biriktirdiğini gösterdi. Herbir hücre bölünürken, hücre DNA’sı önce iki katına çıkar ve kardeş hücreler arasında bölüştürülür. Bu sırada genom kopyalanırken3, kopyalama hataları nedeniyle mutasyonlar oluşur ve bu mutasyonların tamir edilemeyenleri genomda kalır ve birikir. Hayvan hücrelerinde üreme hücreleri gelişim esnasında daha erken bir dönemde izole olduklarından, daha az sayıda hücre bölünmesi geçirdikleri için bitki hücrelerine göre daha korunaklı bir durumdadırlar. Bitkilerde bu şekilde izole edilmiş üreme hücreleri yoktur. Ancak kök hücre kümeleri vardır bunlar hem çiçekteki üreme organlarını, hem de bitki gövdesini ve yaprakları oluşturur. Bu nedenle bilim insanları bu kök hücrelerin çok sayıda mutasyon biriktireceğini, alt dallarla üst dallar arasında özellikle yaşlı ağaçlarda önemli farklılıklar olacacağını düşünüyorlardı. Ancak mutasyon sayısının alt dallarda beklenin çok çok altında olduğu ortaya çıkarıldı. Bitki araştırmacıları henüz bu konuya eleştirel yaklaşıyor. Çalışmayı yürüten araştırmacıların yalnızca tek harf değişimlerine bakmış olmalarının, çalışmayı yaparken veritabanı filtremelerinde sıkı bir filtreleme kullanmış olmalarının diğer bir kısım mutasyonları kaçırmış olmalarına neden olabileceği öne sürülse de araştırmacıların çalışmaları önceki bulguları destekler nitelikte. Bitkiler bugün bilmediğimiz bir mekanizma ile kök hücrelerini mutasyonlara karşı koruyor ve daha az mutasyon biriktiriyor.
2- http://treesforlife.org.uk/forest/mythology-folklore/oak/
3- Nature 546, 460 (22 June 2017) doi:10.1038/546460a
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07