9 Temmuz 2017

Aynı çıkarları savunan iki düşman parti

ABD’de son başkanlık seçimlerinden beri seçmenlerin değişik çıkar grupları tarafından birbirine düşürülmesi daha da yoğunlaştı. Kabaca söylersek; bir grup 20 Ocak’tan itibaren başkan olan Donald Trump’ın meşruiyetini kabul etmezken diğer bir grup ise seçimlerde Trump’a oy vermeyenleri resmen dönek olarak niteliyor. 

Bu farklılıklar, ülkenin hangi yöne doğru gelişeceği konusunda gittikçe artan bir görüş farkı varmış gibi yansıtılmakta. Aslına bakarsanız bu yeni bir durum değil. Fransa kökenli harika politolog ve tarihçi Alexis de Tocqueville, 1835 yılında yayınlanan Amerikan Demokrasisi kitabını yazmadan önce ABD’yi ziyaretinde politik partilerin bu denli birbirine karşıt olmasından şaşırdığını belirtmişti. Tocqueville, partiler arasındaki karşıtlığın sisteme yönelik somut prensipler nedeniyle değil de belirli bir dönemle sınırlı çıkarlara bağlı olduğunu yazmıştı. 

Çok geniş bir ülkenin tüm bölgelerinde peşinden koşulan bu geçici çıkarlar, politik partiler  arasında, aslında öze ilişkin olmayan, karşıtlıklara yol açmaktaydı.  

Alexis de Tocqueville gözlemlerini 1830’da kaleme döktüğünde gözlemlediği toplumsal gelişmelere bağlı olarak 30 yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri tugaylarının Güney Karolin’da kölelik karşıtlarından ayrılmak için ilk ateşi açmasıyla başlayan Amerikan İç Savaşının (1861-1865) geleceğini çoktan fark etmişti. 

Şimdiye kadar varlıkları devam eden partiler olan Demokrat ve Cumhuriyetçiler şimdi de aynı sistemin çıkarlarını savunuyorlar ama yine birbiriyle kavga içinde tartışıp duruyorlar. “Ülkenin çıkarları için” ise anlaşıveriyorlar. 

“Ülkenin çıkarları için partiler üstü olmak”, sadece savundukları sistemin egemen olmasını isteyenlerin kullandığı iktidar endeksli bir seraptır.  

Modern Çin’in kurucusu Mao Zedung, “politika kan dökmeden savaşmak, savaş ise kan dökerek politika yapmaktır” demişti. 

Washington’daki son gelişmeler ve olan bitenler Mao Zedung’un bu sözü üzerine tekrar düşünmemize yol açmalıdır.  

Evrensel'i Takip Et