Demokratikleşme için güzel başlangıç
Fotoğraf: Envato
Çok sayıda tehdit ve spekülasyona konu edilen adalet arayışı, neredeyse bir ayı bulan bir uzun yürüyüşün ardından, Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en kalabalık mitingle kimine göre sona erdi. Örneğin, hükümet olmasından sonra ilk kez başına gelmiyor, ama önceki tepkileri aşan bir ürküntüyle “kabak tadı verdi” deyip bitmesini ve rahatlamayı umut ederek adalet yürüyüşü karşısında ağızlarına geleni söyleyen AKP ve yetkilileri bu fikriyattalar. “Terör”le suçlamış, AKP ve tek adam-tek parti diktatörlüğü yönünde attığı adımları değil ama Türkiye’yi hedef aldığını ileri sürerek, adalet arayışını “vatana ihanet”le suçlamış, yürünebiliyor olmasını kendi lütufları saymışlardı. Şimdiyse, “Türkiye dışarıya şikayet ediliyor” demeyi sürdürürken, aynı zamanda, yürüyüşü, yürünebildiğine göre, ülkenin ne kadar demokratik olduğunun belirtisi sayıyorlar.
Halk AKP ve yasakçı tekçi diktatörlük yönelimini hiç sıkıştırmamış değildi. Gezi ve 7 Haziran, Türkiye halkının tek adam-tek parti diktatörlüğü kurma girişimi karşısındaki iki önemli tepkisiydi. İktidar ortakları arasında da hesaplaşmalar oldu ve AKP, ortağı Cemaatin de tepkisini çekti. 7 Şubat MİT tutuklaması girişimi, darbe sayılıp savuşturulmaya çalışılan 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ve en son 15 Temmuz darbe girişimi bunlardandı.
Halkın mücadelesi de ve iktidar içi hesaplaşma da vardı.
Adalet talepli Ankara-İstanbul Yürüyüşü ve sonundaki dev mitingle şimdi mücadeleye yeni bir dinamik katıldı. CHP, Gezi’ye dolaysızca katılmaktan kaçınmış, 7 Haziran ve sonuçlarını değerlendirmek üzere inisiyatif almamış, en önemlisi 16 Nisan gayrı meşru referandumu karşısında da pratik tutum almaktan uzak durup sokağa çıkmayı reddetmişti. Ama Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, CHP yönünden de “bıçak kemiğe dayanmış”tı ve artık sessiz ve hareketsiz kalınamadı. CHP de sahnede artık.
Sahnede değil miydi? Bir yönüyle sahnedeydi şüphesiz; ama değil gibiydi! Cesaretsiz davranıyor, net tepkiler vermekten geri duruyordu. En önemlisi, oyların çalınması tartışmasız olan son referandumdu. Eleştirdi, AYM ve ardından AİHM’ne gitti CHP, ancak “amasız” mücadele yolunu tutmadı, sokağa çıkmadı, halkı sokağa çağırmadı. Sonuçta, tıpkı Hitler Almanya’sındaki gibi komünistlerin, Yahudilerin, sendikacıların ardından sıra sosyal demokratlara gelmişti, sonra “papazlara” gelecekti. CHP için de hayat-memat sorunu oluşmaktaydı. Bir CHP’li vekil hem de müebbetle cezalandırılmış, ceza 25 seneye bağlanmıştı. Meclis’in devre dışı bırakılışı uyum yasalarıyla kayda geçirilecek, iç tüzük de değiştirilecekti. Faşizm ilerleyişteydi. Mücadele yolunu seçmese, CHP’nin yapacak şeyi de inandırıcılığı da kalmayacaktı.
Maltepe’de Kılıçdaroğlu “adalet arayışının tek yeri sokaktır” dedi. Tabii yine Meclis’te söyleyecek laf ve başka yapacak şeyler de vardı, ama hak-hukukun bunca gasp edildiği koşullarda asıl mücadele alanı sokaktı ki, bunun altının çizilmesi temel önemdedir.
Bu, yine Maltepe’de belirtildiği gibi, yürüyüş ve mitingin, adalet arayışının, öyleyse hukuk önünde eşitliğin, hak eşitliği ve öyleyse demokrasi ve özgürlük arayışının sonu değil, ama başlangıcı olması demektir. Ürküntü ve tehditlerin kaynağı budur! Şimdi faşizm eğilimi ve bir faşist diktatörlük inşasına karşı mücadele, Ankara-İstanbul Yürüyüşü ve büyük Maltepe Mitingi’nden aldığı moral ve hızla ve önemlisi CHP’nin halkın yanında saf tutmasıyla daha güçlü sürecektir.
Faşizm, önemli ve güçlü de olsa, gördüğü tek bir tepkiyle teslim bayrağı çekip inine girecek değildir. Ancak yüreğinin korku dolduğu da tartışmasızdır. Halkın ayağa kalkışı, CHP’nin de el atmasıyla, gericiliğin yüreğine şüphesiz korku salmıştır. Ancak “bu daha başlangıç”tır. Her şey yeni başlamaktadır ve sürdürülmesi tayin edici olacaktır.
Keskin sirkenin kabına zarar verdiği ve vereceği şüphesizdir, ama ikirciklenmeye, yeni yalpalamalarla geri dönüşlere de kesinlikle yer olmamalıdır. On Maddelik Talepler Platformu iyidir. Eklenmesi gereken tek şey, grev yasaklarıyla işçilere ve kamu emekçilerine yönelik bütün yasak ve dayatmaların son bulmasıdır.
Artık öne çıkarılacak talep “OHAL Kalksın, KHK’ler İptal Edilsin” olabilir, olmalıdır.
- 2. çözüm süreci mi? 31 Aralık 2024 06:30
- İçeride ve dışarıda kriz... 24 Aralık 2024 05:36
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11