Tatil bir yerin adıdır!
14 Temmuz Cuma akşamı bir KHK daha duyuruldu. Bu KHK ile kamu hizmetinden çıkarılan binlerce kişi arasında kayyum ile yönetilen(!) Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinden 148 kişi var. KHK ihraç listesine konulan belediye personelinin bir bölümüne aylar önce işten el çektirilmişti.
Belediye çalışanlarının tıpkı öğretmenler ve öğretim üyeleri gibi hedef alınmasının elbette bir nedeni var. Belediye çalışanları halka hizmet ediyorlardı. Halkı sömürecek olsalar bu düzende sorun olmazdı ama onlar hizmet ediyorlardı. Bu nedenle onlara verilen ceza büyük olmalıydı.
Peki bu kabahat dolu hizmetler neydi? Göstermelik 23 Nisan törenleri yerine çocuklara çok gereksinim duydukları etkinlikler düzenlemekti. Çocuklara değer vermekti. Örneğin, zorunlu göç mağduru binlerce çocuğa, tatil nedir bilmeyen çocuklara güzel bir tatil olanağı sağlamaktı. “Tatil bir yerin adıdır!” diyen çocukları tatile, hem de içi anlamlı etkinliklerle dolu bir tatile götürmekti.
14 Temmuz akşamı kamu hizmetinden çıkarılan Handan Coşkun, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı çatısı altında gerçekleştirilen çocuk yaz kamplarını 20 Nisan 2011’de Bianet’te anlatmıştı. Handan’a ve onun gibi çocuklara değer verdikleri, çocukların ufuklarını açtıkları için hedef alınan tüm kamu görevlilerine dünyanın tüm çocukları adına teşekkür ediyorum. Şimdi birlikte Handan Coşkun’a kulak verelim:
Binlerce çocuğun ihtiyaç duyduğu halde erişemediği bir hak gibi önümüzde duruyor tatil. Diyarbakır’ın kavurucu sıcağında yaz dönemi kentte kalmak oldukça zor. Nüfusu her geçen gün çoğalan kentlerde önemli bir kesimi oluşturan çocuklar belediyelerin sosyal hizmet politikalarında önemli bir yer tutmakta.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi zorunlu göç mağduru binlerce çocuğun durumunu dikkate alarak 2005 yılında Diyarbakır-Elazığ arası Gezin ilçesinde 20 dönüm arazi üzerinde kurulan çadırlarla şirin bir tatil mekanı oluşturdu. Son beş yıl içerisinde her yıl ortalama 800 çocuğun kaldığı bu kampta çocuklar hiç bilmedikleri birçok şeye tanıklık etti.
Hazar Gölü’ne sıfır bir mekana sahip kampta açık hava sineması yanı sıra voleybol, futbol, basketbol sahaları ayrıca 2 yüzme havuzu ve organik ürünlerin yetiştirildiği bir de bostan bulunuyor. Kampa gelen çocuklar çocuk eksenli çalışan tüm kurumlarla yapılan iş birliği protokolleri ile belirleniyor. Kriterler içerisinde yer alan tatile erişme imkanı olmayan profiline özellikle dikkat ediliyor.
Eğitmenler tatilin yanı sıra kişisel gelişimlerine katkı sunmayı, daha mutlu bir çocukluk sürecine destek olmayı, değersizlik ve dışlanmış hissinden çocukların uzaklaşmasını, yeteneklerini daha rahat ortaya çıkarabilecekleri etkinliklere erişmelerini sağlamayı amaçlıyor. Çöpe atılan PET şişeler, yoğurt kabı, karton kutu, cam şişelerden oluşan Doğal Ritim Orkestrasında tüm çocuklar görev alıyor.
Çocuklar çaldıkları bu aletlerle hem ıslıkları, hem alkışlarıyla beraber hareket etme, sorumluluk alma bilincini ele alıyor. Drama, halk oyunları atölyesi, çocuk hakları atölyesi, tiyatro, müzik, sanat ve resim atölyelerinin yanı sıra satranç turnuvaları düzenleniyor.
Kampa bir kez gelen yazılı notlardan da çok iyi anlaşılıyor ki bir daha gelmek istiyor. Hatta gelebilmek için topluca belediye yönetimine mektup gönderenler bile var. Bu da kampın amacına ulaştığını ifade ediyor.
Çocuklar tatil sonrası kampa ilişkin düşüncelerini şu şekilde dile getiriyor:
“Ben ilk kez kampa geldim. Anlamadım ne çabuk bir hafta geçti. Keşke gelecek sene yine gelsem.” “Kamptan ayrılmak ailemizden ayrılmak kadar zordu.” “Kamp çok disiplinli. İnsanlar şiddet uygulamıyor. Konuşarak çözüyor sorunlarını.” “Bir hafta çok güzel geçti. Darısı yeni arkadaşlarıma.”
“Ben bütün yaz boyunca hiç yaşamadığım şeyleri yaşadım. Çünkü türlü türlü atölyelere girdim.” “Burayı çok sevdim, şehre gitmek istemiyorum.”
"Bütün hocalar çok iyiydi. Kavga etsek bile hocalar bizleri dövmez sakince konuşur bize öğüt verirdi.” “Burası çok güzel bir yer.”
“Öğretmenler ve görevliler bize çok iyi davranıyor. Buraya 2. Cennet ismini verdim. Çocuk Yaz Kampı tatil adıdır.” “Biz Diyarbakır’a yeni taşındık. Kamp sayesinde Diyarbakırlı çocukların sıcaklığı saf ve iyi niyetliliklerini gördüm.”
“Bizim o kola ve meyve suyu içip attığımız şişelerden nasıl bir ritim orkestrası oluşturulacağını öğrendim. Buradaki insanlar gerçekten çok güzeldi. Bu bir hafta boyunca insanın bir odada arkadaşı veya kardeşi ile nasıl paylaşacağını öğrendim. Bizden sonra gelecek çocukların da böyle iyi niyetli düşünceler beslemesini dilerim.”
Evrensel'i Takip Et