19 Temmuz 2017 01:00

Millet ile turuncu

Millet ile turuncu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yüzde ellinin evde zor tutulduğu günlerde AKP’nin tek başına iktidarda kalmak için yöneldiği kaynak, seçmen kitlesinin yarısıydı. Diğer yarısı ise nasıl olsa bölük pörçük, birbiriyle bir araya gelemeyen; amorf, türdeş olmayan bir topluluk olduğu için kontrol edilmesi, her birini, cürümlerine uygun suç kataloglarında sınıflandırarak yönetmesi kolay gibi görülüyordu. Gerçi eleştirel herkes bir zamanlar toptan darbeci/Ergenekoncu olarak da yaftalanmıştı ama bu türdeş olmayan topluluğun FETÖ, DHKPC, PKK sonradan IŞİD’in de dahil olduğu kokteyl terör örgütünün müstakbel üyeleri telakki edilmesi Rabia işaretinin ortaya çıkması gerekti. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet” şiarı altında buluşanlar bir yanda, dörtlü kokteyle dahil edilenler diğer yanda. Dörde dört iyi hesap doğrusu. 

15 Temmuz darbesinin yıldönümünde tıpkı darbe günlerinde olduğu gibi birlik beraberlik mesajı bekleyenler olmuştur belki. Ancak öyle bir şey olmadı. Çünkü birlik beraberlik mesajları, karşı taraftaki kemikleşmemiş seçmenleri kazanmayı amaçlar. Bu yüzden böyle bir mesajdansa AKP, 9 Temmuz’da bölük pörçük kesimleri bir araya getirerek sona eren adalet yürüyüşünün ve referandum sonuçlarının gölgesi üzerindeyken elini yükseltti. Erdoğan’ın “Biz 15 Temmuz gecesi 250 kahramanı toprağa verdik. Karşılığında 50 milyonluk Türkiye’nin istikbalini kurtardık” ifadesini kullanarak nüfusun geri kalan 30 milyonuyla işi olmadığını ima etti. Bu kesim zaten çoktandır millet kapsamından dışlanmıştı ama açık izahı 15 Temmuz’da yapıldı. 

15 Temmuz için hazırlanan afişler, videolar, programlar ve nihayet meydan konuşmaları 50 milyonluk nüfusa giydirilmeye çalışılan milliyetçi-dini bir gömleği hızla dokurken gazeteci Yeliz Koray “eski tip” bir milliyetçilik içeren yazısından dolayı gözaltına alındı. Tarihsel sürekliliğini geçmiş zaferler üzerine kurarak kolektif bir ulus mitini canlı tutmaya çalışan geleneksel milliyetçiliğin kovuşturma sebebi haline gelebildiğini gösteren bu muamele, 15 Temmuz meydanlarındaki milliyetçiliğin kapsamının da değiştiğinin göstergesiydi. Bundan böyle milletin çıkarları siyasi iktidarın çıkarlarına, tehdit algısı iktidara yönelik tehditlerle birleşmiştir. Millet artık AKP seçmenlerinin oluşturduğu tek tip bir topluluğa giydirilmiş bir kimliktir.

“Meydanda dolaşan birinin kılığından kıyafetinden ne olduğu anlaşılmalı” gibi lafların boşuna edilmediği, her gün birinin giysisi yüzünden saldırıya maruz kalmasıyla kanıtlanıyorken bu giyme giydirme meselesinin iktidarda yıllarca kalma gayreti içinde olanlarca çok önemsendiği anlaşılıyor. Yine 15 Temmuz’da FETÖ tutuklularına Guantanamo’da olduğu gibi tek tip kıyafet giydirme “tavsiyesi” bu refleksle birleşiyor. Öncelikle; 12 Eylül döneminde uygulanmaya çalışılan, tutukluların bedeller ödeyerek yaptığı direnişler sonucunda kaldırılan tek tip kıyafet uygulamasının yeniden hortlatılması bu mücadelelerin rövanşıdır.

Öte yandan FETÖ operasyonları bağlamında bu örgütle alakasız yüz binlerce kişinin işinden olduğu, on binlerce kişinin hapse atıldığı, her an herkesin kolaylıkla aynı kaba sokulabildiği düşünülürse tek tip kıyafet sadece hapishaneleri ilgilendiren bir sorun olmayacaktır. Tersine tek tip kıyafet aslında topluma giydirilmeye çalışılan bir üniformadır. 

Guantanamo ABD’de, etkisi bütün bir toplumun günlük yaşamında görülen “önleyici savaş doktrini”nin özel bir uzantısı olarak belirdi. Ve Guantanamo aslında, korkutularak sindirilmeye çalışılan, önce göçmenlerin sonra bütün bir ABD toplumunun rehabilitasyon sürecine bekçilik yaparak orada durdu. Guantanamo, Irak işgalinde olduğu gibi, düşmanını seçtikten sonra ona suç uydurma, suça suçlu bulma rejiminin bayrağıydı. Oradaki tutuklulara giydirilen turuncu üniforma bu nedenle, aslında, içerde ya da değil herkesin üzerinde bir demokles kılıcıdır. 

Burada da tek tip giysi şimdi artık daha kolay birleşebilen muhalefeti bölmekle uğraşmaktansa veya terör örgütlerinin adlarını tek tek sayarak kriminalize etmektense bunları toplu bir muameleye tabi tutma kolaylığı sağlaması bakımından cezbedici olmalı. Çünkü zihinde 30 milyon “millet”in dışında telakki edilmeye başlanmış, tek renkli tek kimlikli bir şeytana dönüştürülmüştür. Nüfusu 50-30 ikiye bölen siyaset, her iki kesime de kıyafetlerini biçti. Millet ile turuncu! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa