20 Temmuz 2017
DİĞER YAZILARI

İstanbul’u yarım saat içerisinde Venedik’e, metro istasyonlarını şelaleye çeviren ve Üsküdar’dan geçenlere yüzerek işe gitme imkanı sunan hızlı yağış, bakanlar kurulu kararıyla “afet”e dönüştüldü…Hem de ne afet! On yılların makyaj binaları, ucube betonları yağışı ememedi. Ne metro çalıştı ne de tüp tünel Avrasya. Yağış, otoban üzerinde Kanal İstanbul görüntüsü yarattı. 

Evet, ortada bir afet var. Yağıştan değil, yetersiz ve çarpık altyapıdan kaynaklı bir afet. 

***

Doğa ve kentteki afet böyle. Çözümü planlı, topluma ve doğaya saygılı, kenti yok etmeyen aksine güzelleştiren şehircilik ve imar politikalarında saklı. 

Böylesi politikaları izlemek mevcut afet halinde oldukça güç! Çünkü afetin daniskasını ekonomide yaşıyoruz. Ekonomik yapı sağlıklı bir yola girmedikçe, ranta dayalı adımlar sürecek ve yeni afetler sıraya girecek. Darbe girişimi sonrası ekonominin dümenine geçen devlet, vergi yapılandırmalarından, istihdam teşviklerine kadar onlarca önlem aldı. Alınan önlemlerin hiçbiri istenen sonucu vermedi. Bu hafta açıklanan son altı aya ait bütçe açığı gerçek anlamda bir afet yaşadığımızı gösteriyor: 25.2 milyar TL! Geçen yıl aynı dönemde 1.1 milyar TL fazla vardı. Görünen o ki, iktidar koalisyonunun “güçlü” taraf olarak tutunduğu “mali disiplin”i çoktan sel aldı. 

Bütçenin bir gider bir de gelir kısmı var. Gelir kısmı çeşitli özendirmelerle artırılmaya çalışılırken, giderleri darbe sonrası harcamalar ile referandum giderleri şekillendirdi. Bütçe açığındaki artış hazineyi sürekli borçlanmaya itmekte ve bu da özel kesim için hem borç bulma olanaklarını daraltmakta hem de piyasadaki faizleri yükselmektedir. 

Yani iktidar koalisyonu ekonomik alanda başımıza gelen her felaketi faiz artışına bağlasa da durumu afete çeviren kendi borçlanmasıdır. Ekonomik yaşam içerisinde iktidar koalisyonu ve tekelci sermayenin etkenliği artarken, küçük üretici ve esnaf ile işçi sınıfı ve emekçilere yüksek faiz, artan enflasyon ile mücadele ve işsizlik sopası kalıyor.

Enflasyon sorunun da, faiz çıkmazının da, işsizlik belasının da adeta afete dönüşmesi ve kalıcı hale gelmesi izlenen ekonomi politikasında yatmaktadır. 

İşte faiz düşsün değip de faizi hazinenin borçlanarak yükseltmesi afetin daniskasına örnektir!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et