Kabine değişikliği neden yapıldı?
Fotoğraf: Envato
Üç aydan beri ha bugün ha yarın denen kabine değişikliği nihayet geçtiğimiz çarşamba günü yapıldı.
Bu değişiklikle altı bakan kabine dışında kalırken beş bakanın da bakanlıkları değişti.
Gidenler ve gelenlere bakarak eski alışkanlıkla “Bu değişikliler şu anlama geliyor” diyen “derin değerlendirmeler” yapılsa da; epeyce bir zamandan beri kimin gelip kimin gitmesinin kayda değer bir önemi yok. En son yapılan kabine değişikliğinde de “Şu bakan kabine dışında kaldı” diye üzülenler herhalde ailesi, dostları ve ahbaplarıdır! Kabineye girenler için sevinenler de belki aile çevresi yanında, “Bizim milletvekili bakan oldu, belki bize de bir faydası olur” diyen hemşehrileridir. Ama hemşehriler de bakan olan hemşehrisinin “memleketine” artık eskisi kadar bile bir faydası olmayacağını görecekler!
Öncesini bir yana bıraksak bile Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup “fiili başkanlık sistemine geçildiğini” ilan etmesinden beri, kimin bakan, kimin başbakan olduğunun, hatta kabinenin kimlerden oluştuğunun bir kıymetiharbiyesi kalmamıştır. Çünkü artık bakanlar Saray’ın “sekreterleri”, “özel kalem müdürleri”dir! En başarılı bakan olarak, Erdoğan’ın kürsüden konuşurken aklına gelip ortaya attığı her şeyi emir telakki edip harekete geçen bakan görülüyor. Bu gidişata ayak uyduramayanlar ise “yorgun” sayılıyor.
Madem bir kıymetiharbiyesi yok, o zaman bu bakan değişiklikleri niye yapıldı?
Burada ilk akla gelen Erdoğan’ın partideki hevessizlik ve giderek etkisizleşmenin, itibar kaybının nedeni olarak öne sürdüğü “metal yorgunluğu” sorunu!
Yani Erdoğan’a göre AKP, eski dinamizminde değildir; bu partiyle 2019 seçimi kazanılamaz!
“Metal yorgunluğu”nu giderecek yenilemenin de; herhalde önce hükümetten başlaması gerekirdi. Çünkü artık parti deyince sadece “saf AKP”den değil, aynı zamanda Hükümet ve artık büyük ölçüde AKP’lileşmiş yüksek askeri ve “sivil” bürokrasiden söz ediyoruz.
Hükümette başlayan bu “değişim”, AKP’nin devletteki teşkilatı haline gelen yüksek bürokrasiye gelecektir. Tabii partinin “sivil örgütleri”nde de değişim için AKP’nin olağan kongresine giden süreç kullanılacaktır.
Hedefin böylesi kapsamlı olmasına dayanak olması için yandaş medya ve AKP propagandası, altı bakanın değiştiği “yeni” kabineyi, “reform kabinesi” olarak ilan etti.
Ancak burada, kabineye yeni giren bakanların bakanlıkları, “önemli” bakanlıklar değil.
Dahası, kabineye “kan değişimi” için yeni altı bakan alınıyor ama içlerinden en az birisi “FETÖ” sempatizanı çıkıyor!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak atanan Jülide Sarıeroğlu’nun sosyal medya hesabından Fethullah’a övgüler dizdiği mesajlar ortaya çıkıyor. Çiçeği burnundaki Bakan “Bunlar photoshopla montaj. Ben yazmadım” derken, hesabın orijinal metnini de gazetemiz Evrensel’in yazarlarından Gökhan Bayram ortaya çıkardı; Bakan yalanlandı! Daha kötüsü, Sarıeroğlu, “Ben de aldanmışım Allah affetsin!” demekle sıyıracağı bir suçlamadan kaçayım derken, halka yalan söyleyen bir bakan durumuna düştü!
“Reformcu kabine” iddiası ise tamamen propaganda!Çünkü 15 yıllık AKP iktidarı boyunca bir işe hiçbir özellik yakıştırılamıyorsa, AKP propagandası ona, “Görülmemiş bir reform hamlesi” gibi bir etiket yapıştırarak piyasaya sürdü.
Bu kabine değişikliğine “reform” diyenler de onda hiçbir olumlu, kamuoyunda “iyi olmuş” denecek bir özellik bulamadıkları için “reform kabinesi”, “Türkiye’yi 2019’a taşıyacak kabine” gibi sıfatları uydurdular!
Evet AKP ve Hükümeti, ülkeyi “tek parti tek adam rejimi”ne götürecek “karşı reform”lar için hazırlanıyor. Hükümette yapılan değişikliğin kendisinin bir kıymetiharbiyesi olmasa da bir “motivasyon” vesilesi ve “niyet” belirtmesi bakımından önemli. Çünkü, böylece Hükümette başlayan operasyon, devletin üst kademelerinde partizanlaştırmalara, yani bürokrasinin AKP’lileştirilmesi için “start” anlamına geliyor. Ki, bu aynı zamanda AKP’nin her kademesinde operasyonla, partinin Erdoğancı olmayan, “tek adam”a biatta sorun yaratacak eski kadroların tasfiyesi için de “start” anlamı olması bakımından önemli. Yoksa kabineye girenlerle çıkanlar arasında bir fark yok!
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47