10 numara 5 yıldız = Rezalet
Geçen hafta e-posta kutumda, içinde çocukların yer aldığı bir televizyon programının basın duyurusunu buldum. Duyuruyu inceleyince karşıma, ‘İlker Ayrık’la 10 Numara 5 Yıldız’ adını taşıyan korkunç bir ‘şov’ çıktı.
Basın duyurusunda şöyle yazıyordu: “Bu bir yarışma değil, burada her çocuk ‘On Numara!’ Üstelik tek başlarına değil, ailelerin de bu programda yeri var: Çocukları anneleri mi daha iyi tanıyor, yoksa babaları mı? Çocuklardan oluşan ‘5 Yıldız Jürisi’, sempatik ve eğlenceli yorumlarıyla şova dahil oluyor.”
Programı, video sunan sitelerden birinde bulup izledim: Şamata (gürültü ve ışıklar) ile başlıyor. Ardından tek dişli, tüylü bir kukla figür ve komik sunucu beliriyor. Sonra armağan kutuları. Sonra yine hareketli ve berbat bir müzik eşliğinde alkışlar. Alkışlayanlar hem izleyiciler ve çocuklar, hem de tek dişli tüylü figür.
Herkes havaya sokulduktan sonra ortaya çıkacak olanlar, basın duyurusunda şöyle tarif edilmiş: Sunucu çocuklarla “Güler yüzlü, eğlenceli ve bol kahkahalı sohbetler” yapıyor. Sonra? “Parmağında her şeyi çevirebilen çocuklar mı ararsınız, yanık sesiyle türkü söyleyeni mi, yoksa kendini bilime adayan dahi çocuklar mı? Aradığınız her türlü tatlılık, her türlü yetenek.”
Kurgu çok parlak: Çocuklardan oluşan bir jüri. Ardından yarıştırılan ana babalar: “Kim çocuğunu daha iyi tanıyor?” Çocukları hangi armağanı isteyecek, bilmeleri gerekiyor. Bilen kazanıyor. Yapımcılar bu programın çok ilgi çekeceğini biliyorlar. Çünkü içinde çocuk olan, ‘tatlılık’ dolu programlar ‘satıyor’, çünkü çocuklar sevimli, masum, sempatik. Onlara büyüklerin hazırladığı süslü giysileri giydirmek, onları ışıklı sahnelere çıkarmak hiç zor değil. Onlara büyüklerin sevdiği hareketleri yaptırmak, büyükleri şaşırtacak laflar söyletmek, sonra ‘büyümüş de küçülmüş’ veya ‘çok bilmiş’ demek hem kolay, hem de ucuz. Profesyonellere ödenecek büyük paralar söz konusu değil. Jüri de çocuklardan oluşuyor. Bütçe ufak. Kurgu tatlı ve sempatik. Oyuncular haklarını savunamayacak denli küçük. Müthiş bir yapım!
Bütün bunların ne kadar korkunç olduğunu anlamak için kısa bir video izlemek yeterli olabilir. Örneğin, programın 2. bölümü. Sahneye 4.5 yaşında bir kız çıkarılmış. Yakasında adı var. Beyazlar içinde, bir melek gibi... Kendisine öğretilen hareketleri tek tek yapıyor. Ekranda beliren annesinin gözlerinden yaşlar süzülüyor: Duygular devrede! Duygu sömürüsü varsa program iş yapacaktır. Hem ana babaları çocuklarıyla ekrana çıkarmak ‘aile programı’ demek, hem de hukuki sorunların önü alınmış oluyor. Ana babaların yarıştırılması ve çekişmesi de sempatik.
Bu müthiş programı “Pervasız Yapım” üretmiş. Şirketin, ‘çekinmeyen, sakınmayan’ anlamına gelen bu adı hak ettiğini hemen söyleyebiliriz çünkü hiç çekinmeden çocuk haklarını çiğnemişler, yerle bir etmişler. Programın sunucusu ve anlaşılan yapımcısı, tiyatro geleneğinden gelen, zamanında kendi tiyatrosunu kuracak, Çehov oynayacak denli tiyatro ile içli dışlı biri. Bu programla para peşinde olduğunu tahmin etmek zor değil. Zamanında tiyatro dersleri aldığı kişileri utandırdığını da biliyor olsa gerek.
Özetle, bu ‘şov’ tümüyle çocuk haklarına aykırı. ‘Ekranların en eğlenceli çocuk programı’ olduğu iddiası ile çocukların kullanıldığı ve sömürüldüğü bir yapım. Sahneye çıkarılan ‘yetenekli’ çocukların, jüride yer alan çocukların kesinlikle zarar göreceği bir program. Çocukların ilgisini çekebilecek ama kesinlikle izlememeleri gereken bir program. Ana babalara ‘tatlılık’ dolu olarak sunulan bu yapım tehlikeli bir aldatmaca çünkü içinde yer alan çocuklar programa hazırlanırken, program çekilirken ve yayımlandığında zarar görecekler.
Bu gibi programlara ilgi gösterenler defalarca aldatılıyor. Bu programlar ‘sempatik’ olmayan çocukları ve dertlerini unutturmaya yarıyor. Çalışırken kolu kopan çocuklar ekranda yok. Ana dilinde türkü söyleyince dayak yiyen çocuklar yok. Dincilere teslim edilip bir yurtta yanarak ölen, uyurken panzer tarafından ezilen, sokakta polis tarafından öldürülen çocuklar yok. 4+4+4 yok. Ufukları karartılan okullar yok. Türkiye’de çocuklarla ilgili söylenmesi gereken ama söylenmeyen ne varsa bu programda izi yok.
Bu programlara ‘10 Numara’ diyebilirler, ‘5 Yıldız’ koyabilirler. Hüsnü Şenlendirici gibi konuklar çağırabilirler. Ama gerçek değişmez. Bu yapım tam bir rezalet.
Evrensel'i Takip Et