14 Ağustos 2017 04:18

Başakşehir şampiyon olabilir mi?

Başakşehir şampiyon olabilir mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni sezon değerlendirmelerine kaldığımız yerden devam edelim. Geçtiğimiz hafta Başakşehir ve Trabzonspor sözü vermiştik. Başakşehir sezon açılışı performansıyla önceliği hak etti.
Pek çok kişinin kabul ettiği bir tespit var: Başakşehir ligin en “doğru” top oynayan takımı.
Yıldız gücünün ötesinde sahada ne yaptığını en iyi bilen, plan yapabilme ve o planları hayata geçirebilme oranı en yüksek takım.
Doğrudur, “yıldız gücü” sebebiyle planları/hayalleri Beşiktaş’ınki kadar üst düzey olamayabilir ama olanakları dahilinde en verimli oynayabileceği oyunu/maç içi stratejileri bulmuş bir teknik direktör var başlarında.
Tam sözlerini hatırlamıyorum ama Abdullah Avcı kulüpteki serüvenini “Önce iyi bir savunma takımı olduk. Sonra atağa iyi çıkan bir takım olduk. Bunun ardından önde oynayan bir hücum takımı haline geldik” ifadeleriyle açıklıyordu.
Başakşehir’in sahip olduğu devlet/hükümet desteğinden çokça bahsedilebilir(Dört büyükler bu desteğe sahip değil mi?) ancak Abdullah Avcı’ya Türkiye’de çok nadir gördüğümüz bir şekilde takımını sabırla, kademe kademe yükseltme fırsatı tanındığı gerçeğinin de hakkı verilmeli.
“Önce iyi bir savunma takımı sonra geçiş hücumlarını iyi yapan bir takım sonra set hücumunu oturtan” ve tüm bunları yaparken de topla oynama sürelerini artıran Avcı ve Başakşehir, geçtiğimiz sezon itibariyle ciddi bir şampiyonluk yarışçısı haline geldi.
Başakşehir, geride bıraktığımız yıl Cengiz Ünder transferiyle ne kadar iyi bir futbol aklına sahip olduğunu kanıtladı ama takımın bir sonraki seviyeye geçişinde Emmanuel Adebayor belirleyici oldu. Zira Adebayor gibi bir “ihtiyar” yıldızın takıma vereceği katkı pek çokları için şüpheliydi. En iyi yıllarını geride bırakmış 32 yaşındaki santrforun Başakşehir’in havasını bozabileceği endişesi taşınıyordu. Ancak Samuel Eto’o da olduğu gibi bunun hiçbir gerçekliğinin olmadığı görüldü. Adebayor, tam bir profesyonel olduğunu, görkemli kariyerine rağmen Başakşehir’i çok ciddiye aldığını ilk günden itibaren gösterdi.
Adebayor’un başarısı yeni sezonda Şampiyonlar Ligi’ni hedefleyen Başakşehir’i akılcı bir transfer politikasına itti. Tecrübeli yıldızları bonservis bedeli olmadan kadroya katmaya dayanan bu politika, Gael Clichy’yi Galatasaray’ın elinden kaptı(ki GS’nin Clichy gibi bir sol beke ne kadar ihtiyacı olduğu herkesin malumu). Clichy, sezon başı itibariyle Başakşehir’in topa hakim olmaya dayanan oyununda önemli bir hücum beki performansı veriyor. Eljero Elia gibi geçtiğimiz yıl Feyenoord’da şampiyonlukta rol oynayan bir kanat oyuncusu yalnızca 1.1 milyon avro karşılığı kadroya eklendi.
Kerim Frei’a 1.5, Atabey Çiçek’e 1 milyon avro ödeyen Başakşehir, bu isimler dışında kadroya kattığı Tunay Torun, Mevlüt Erdinç, Aurelien Chedjou, Gökhan İnler ve Mert Günok’a bonservis bedeli ödemedi.
Başakşehir, minimum maliyetle kadroyu daha kaliteli, alternatifli ve tecrübeli hale getirdi. Başakşehir’i yakından tanıyan Mehmet Ayan gibi gazeteciler, “Bu, artık Abdullah Avcı’nın takımı değil” diyerek kulübün bu sebeple geçtiğimiz yılki performansını gösteremeyeceğini düşünüyor. Bence, hedef büyüten, Şampiyonlar Ligi için mücadele eden bir takımın atması gereken adımlar akıllı bir yöntemle atıldı. Kritik mesele bu tip beklenmedik başarı elde ederek Avrupa yarışına giren takımlarda gözlenen klasik düşüşün yaşanıp yaşanmayacağı. Son olarak Leicester City’de gözlemlediğimiz bu düşüşlerde, başarılı takım çekirdeğinin yanlış takviyesi, artan maç sayısına, yeni şartlara ve baskıya adapte olamamak gibi unsurlar rol oynuyor. Her ne kadar kadro alternatifli hale getirilse de yeni isimleri sisteme oturtmak zaman alır. Bu yüzden birden fazla cephede mücadele ederken bir bakmışsınız kulvarlardan birinde tepetaklak olmuşsunuz.
Savunma tandemindeki handikap, 37 yaşındaki Emre Belözoğlu’nun doğal alternatifsizliği(Gökhan İnler’e rağmen), Club Brugge maçında gördüğümüz hücuma çıkarken kaptırılan topların yarattığı problemler…
“Başakşehir şampiyon olabilir mi” sorusunun yanıtını olumsuza doğru çeviren en önemli faktör bu soru işaretlerinin de ötesinde birden fazla kulvara adapte olma sorunu olacak.

Not: Çarşamba günü Trabzonspor’la devam edeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa