Artık kış gelsin! Bunaltıcı sıcaklar artık bitsin diye değil, bitmesi gereken büyük dertler, derin acılar bitsin diye gelsin. Kış gelsin, bu dertler ve acılar biraz olsun dursun...

Artık kış gelsin, ama öyle kuru soğuk olmasın. Kış olsun, kar yağsın, çok kar yağsın. Ama o kadar çok yağsın ki, yollar karla kaplansın. Yollar karla kaplandığı için araçlar yolları kaplamasınlar; o sokakları çocuklar için geçilmez, oynanmaz hale getiren motosikletler, arabalar sokaklara giremesinler.

Yalnız küçük araçlar değil, minibüsler de sokaklara giremesinler. Boyalı içecek taşıyan kamyonlar, cips taşıyan kamyonlar da. Ama özellikle inşaat kamyonları, hafriyat kamyonları, beton taşıyıcı kamyonlar giremesinler. Kamyonlar durunca inşaatlar da, “kentsel dönüşüm” denen rant kavgası da, betonlaştırma çılgınlığı da dursun. Yükselen her bina ile oyun ve yaşam alanları biraz daha küçülen çocuklar biraz olsun korunsunlar.

Sokaklarda inşaatlara giden kamyonlardan hiç kalmasın. Bu kamyonlar yaşlılara da, çocuklara da uzak kalsınlar. Yalnız sokaklara değil, parklara da uzak kalsınlar; parklara giremesinler. Şule İdil Dere gibi gencecik insanlara kıyamasınlar.

Yalnız kamyonlar değil, o “TOMA” denilen toplumsal olaylara saldırı araçları da yollara çıkamasınlar. Akrepler, panzerler, adları her ne ise hiçbiri yollara çıkamasınlar. Panzerler yollara çıkamasınlar ki, çocukları da yetişkinleri de ezemesinler. 16 Şubat 2008’de Yahya Menekşe’yi Cizre’de ezdikleri gibi.

Panzerler yollara çıkamasınlar ki, panzeri çocukların üzerine süren polisler olmasın. Panzerler yollara çıkamasınlar ki, çocukları ezen polisleri koruyacak devlet yetkilileri devreye giremesin. Kimse ama kimse bu polisleri korumasın. Valilik, ölüm nedeni olarak “taş çarpması”, açıklama olarak göstericilerin attığı taşların kafasına isabet ettiğini ileri süremesin. 

Panzerler çocukları ezmesinler ki, bilirkişi raporunda, “Çocuk panzer altında ezilerek öldü” yazmasın. Raporda “Panzer ezdi” yazmasına karşın, lağım medyası “Taş çarpması” yazamasın. Yalanları iş edinen, yalanları ısrarla yaymaya çalışan lağım medyası biraz olsun sussun, suskun kalsın. 

Panzerler çocukları ezmesinler ki, adalet için çalışması beklenen savcılar ve yargıçlar panzerleri ve panzerleri kullanan polisleri korumaya ve aklamaya çalışmasın. Gerçekleri yazmayı sürdüren gazeteciler, “Panzer adaleti ezdi!” diye başlık atmasınlar. Bu başlıklara rağmen Yargıtay polisleri aklayan mahkemeden yana karar vermesin.

Panzerler çocukları ezmesinler ki, çocuklar yaşasınlar, cıvıl cıvıl gelişsinler, pırıl pırıl insanlar olsunlar. Adları güzel şeylerle birlikte tarihe yazılsın. Onları ölümleri ile değil, sevinçleri ile bilelim. Yatağında uyurken panzer tarafından ezilen çocuklar olmasın. İnsanlık tarihinde, “Uykusunda ezilerek öldürülen çocuklar” diye bir bölüm hiç ama hiç yer almasın.

Evet, artık kış gelsin. Bunaltıcı sıcaklar artık bitsin diye değil, ölümler bitsin diye gelsin. Tanklar dursun, havan topları sussun, helikopterler savaş uçakları uçamaz olsun. Pusular, operasyonlar, rehin almalar, hepsi dursun. 

Ölümler, acılar, bitmeyen kayıplar bir süre için dursun. Dursun ki, düşmanlık ve acımasızlık değil, biraz olsun insanlık akla gelsin.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Antep’teki işçi eylemlerine yönelik yasaklar, Türkiye’nin bir süredir sıklıkla gündemine gelen hukuki ve siyasal baskıların neyi amaçladığını da daha net gösterdi. Kayyımlar, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, Saray’a verilen olağanüstü yetkiler, basına ve gazetecilere yönelik baskılar, halkın üstüne çöken ekonomi programına ve tek adam yönetiminin siyasal baskılarına karşı yükselen itirazı bastırmak için…

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Başpınar işçilerinin Demokrasi Meydanı'nda yapacağı eylem polis engeline takıldı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

Evrensel'i Takip Et