22 Ağustos 2017 23:32

Erken ya da baskın seçim hazırlıkları

Erken ya da baskın seçim hazırlıkları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı’nın iktidarı kaybetme korkusu giderek daha somut görülmeye başlandı. Siyaseti bu korku ile yönlendirmeye başlayan Erdoğan’ın artık seçim hesapları yapmaya başladığını söylemek abartı olmasa gerek. Cumhurbaşkanı’nın son dönemlerde özellikle AKP Genel Başkanı sıfatı ile yaptığı konuşmalarda dile getirdiklerine bakınca ismini zikretmese de seçimi gündemine aldığını söylemek mümkün.

Erdoğan’ın, partisine hitaben gündeme getirdiklerine bakınca iki nokta öne çıkıyor. Bunlardan ilki hiç kuşkusuz son 2 yılda giderek artan ‘korku’ ortamını iktidar lehinde kullanma ise ikincisi AKP’nin eski kadrolarını yeniden AKP’de çalışma, aktif görevler üstlenmelerini sağlama noktasında ikna etmedir. İlkini, yani korkuyu kullanmayı sonuna kadar sürdürecek, bundan vazgeçmeyecek. Bu silahın henüz geri tepmediğini, kullanılır bir malzeme olduğunu görüyor. İkinci nokta, yani AKP’nin küskün, kenarda duran eski ağır toplarını tekrar yeniden partiye çekebilecek mi, doğrusu bu konuda henüz istediğini elde edebilmiş değil.

Son dönem konuşmalarını, özellikle geçtiğimiz hafta sonu partisinin Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmayı anımsayalım. “Kimsenin racon kesmesine ihtiyacım yoktur. Racon kesilecekse, bu raconu bizzat kendim keserim” dedi. Medya ağırlıkla bu sözünü öne çıkardı. Ancak aynı konuşmada seçime dikkat çeken başka noktalara da değindi. AKP’deki ‘yol arkadaşlarını’ kucaklamaktan söz etti, onlara ‘vefa’ gösterilmesini istedi. Hiç kuşku yok bu yaklaşım bir tek seçim yatırımı olarak değerlendirilebilecek sözlerdir. O, bu sözleriyle kenarda köşede duran eski ağır toplarına göz kırptı.

Erdoğan siyasetinde, daha geniş anlamda da siyasal İslamın literatüründe ‘kucaklama’ ve ‘vefa’nın yerinin olmadığını son yıllar daha somut biçimde gösterdi. Bu yönüyle söz konusu her iki sözcüğün AKP cephesindeki anlamının seçime yönelik yatırımların ‘havuç’ boyutu olduğunu söylemek hiç de yanlış değil. Ama şu da bir gerçek ki hem bu politikayı dillendiren Erdoğan, hem de buna inanarak yeniden AKP saflarında aktif rol alacak eskiler, hiç kuşku yok çıkar esaslı hareket edecekler.

Hal böyle ama bu ilişkide güçlü olanın Erdoğan olduğunu unutmamak gerekir. Güçlü, haklı değil ama olanaklar da onun lehinedir. ‘Racon kesme’ ise bu güç gösterisinin dışa vurumudur. Devlet gücünün neredeyse tamamı Erdoğan’ın kontrolünde. Olağanüstü Hal koşulları, sadece Erdoğan ve AKP’nin çıkarlarına hizmet ediyor. En önemlisi ise bu süreçte farklı söylemlerde bulunacak, AKP siyasetine mesafeli duracak eski kadroların rahatlıkla ‘FETÖ’ yanlısı ilan edileceğini bilmek için falcı olmaya da gerek yok. Eğer AKP’lilerden partiye mesafeli duranlar mahkemeler nezdinde hala ‘FETÖ’cü ilan edilmemiş, tutuklanmamış ise bu Erdoğan henüz istemediği içindir.

Erdoğan seçime doğru giderken işte bu kadroları yeniden parti saflarında toplamak için çaba harcayacak. Bunun işaretini verdi. Gül, Davutoğlu, Arınç, Çelik, Ergin gibi eski AKP kurucu ve yöneticilerinin tümüne yönelik çağrı, somut. Ya yeniden AKP saflarına dönecekler ya da ‘FETÖ’cü olmaktan kurtulamayacaklar. Erdoğan ‘havuç ve sopa siyasetinde’ ‘kucaklama’ ve ‘vefa’yı öncelikli mesaj olarak gündeme getirdi. Ancak bu etkisini göstermez ise bu kez ‘racon’u bizzat Erdoğan’ın keseceği çok açık.

Gelen bilgiler eski başbakan ve AKP’nin ‘stratejik derinlik’ politikasının mimarı Ahmet Davutoğlu’nun yeniden Erdoğan ile birlikte yürümesi konusunda ciddi bir mesafe kaydedildiği yönünde. Erdoğan’ın yakın zamanda Davutoğlu’na partide veya Saray’da yeni ve etkin bir görev vermesi, çok uzak bir ihtimal değil. Ancak diğer ağır toplar için aynı şeyi söylemek şimdilik pek olası değil. Onlar, -parti içinde veya dışında- Erdoğan’ın önünü keseceklerine inanırlarsa Erdoğan ile tek bir metre yürümezler, tehditlerine de göğüs gererler. Ancak kesilecek ‘racon’un ipuçlarına göre her an yeniden AKP saflarında belirgin bir biçimde görünmeleri ve seçimde yeniden AKP’ye hizmet etmeleri de olasıdır.

Durum böyle olsa bile biliyoruz ki AKP açısından artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Davutoğlu’nun da, diğerlerinin de AKP’nin eskiye dönüşünü sağlamaları artık çok zor. Deyim yerindeyse vazo kırıldı ve o vazonun artık eski haline dönmesi mümkün değil.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa