Teröristin kimliği ve belgesi
Hakkari’de silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile vurulan yurttaşlarla ilgili açıklamalar yapan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ya karşı AKP yetkililerinin karalama kampanyası devam ediyor. Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, CHP ve Tanrıkulu’ya saldırırken tarihe geçecek sözler etti.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre Bozdağ; “…Terörün ve teröristin belgesi ve kimliği olur mu? Güvenlik güçleri terör örgütüyle mücadele ederken, onlarla çatışmaya girmeden önce dur bakalım ey terörist senin Kandil’den aldığın belgen var mı diyebilir mi? Böyle bir mantık olabilir mi? … teröristin kimliği nasıl oluyor? Onlara kimliği kim veriyor? Teröristin kimliği ve belgesi de olmaz. Terörist bellidir... onunla mücadelenin usulü bellidir. Sayın Kılıçdaroğlu’dan şunu beklerdim, kendi milletvekiline canı pahasına terörle mücadele eden polisimize, askerimize onlara karşı bu saygısızlığı yapan Sezgin Tanrıkulu’ya ‘Senin yaptığın asıl densizliktir’ deyip disipline sevk etmesini, partisinden uzaklaştırmasını beklerdim ama yapmadı.”
Bozdağ, “Teröristin kimliği ve belgesi de olmaz” diyor. Bu konuya biraz sonra gireceğiz ama bir önceki Başbakan Davutoğlu IŞİD’li teröristler için, “Bombayı patlatmadan gözaltına alamayız” gibi şeyler söylemişti. “Teröristler” arasında senin teröristin, benim teröristim gibi bir ayrım mı var, yoksa delil olmadan gözaltına bile alamayız konseptinden, delil bile gözetmeksizin öldürürüz konseptine mi geldik?
Neyse, gelelim “teröristin belgesi” meselesine; Bozdağ bir hukukçu, en azından zamanında avukatlık yapmış; Hakkari’de SİHA’dan açılan ateşle öldürülen vatandaşların öldürülme gerekçesini hukuki kalıplar içinde açıklayabilir mi? Öldürülenler asker ya da polise ateş mi etti? Hayır. Öldürülenlerin elinde silah var mıydı? Yoktu. Silahsız birine ateş edip öldürmek hangi kanunda yazıyor? Yazmıyor. SİHA’dan, bilmem kaç metreden bir insanın terörist olup olmadığını nasıl anlıyorsun? Anlayamazsın. Teröristin belgesi olmaz ama iki kilometre öteden bakıp da insanın terörist olup olmadığına da karar veremezsin. Farz edelim ki, iki kilometre öteden baktın ve bu kişi teröriste benziyor dedin, öldürmen mi lazım? Yakalamak, yargılamak falan yok mu?
Hakkari’de SİHA ile yurttaşların öldürülmesi yeni bir “Roboskî vakası”dır. Demirel’in “Polisimizin elini soğutturmayız” dediği gibi, “Güvenlik güçlerimize saygısızlıktır” falan diye olay geçiştirilemez.
“Teröristin belgesi olmaz” ama insan öldürmenin yasada belirtilen koşulları olmadan kimseyi öldüremezsin. Öldürdüğün zaman da cinayet suçu ile yargılanırsın. Bugün olmazsa, yarın yargılanırsın.
12 Eylül’ün 37. yıl dönümünde, AKP eliyle yeniden 12 Eylül koşullarına geri döndük. 12 Eylül faşist diktatörlüğünün elebaşı “Asmayalım da besleyelim mi?” diyordu ve bu sözlerle tarihe geçti; AKP Sözcüsü ise “Teröristin belgesi ve kimliği olur mu?” diyerek yargısız infazı savunuyor.
Çok bağırınca, suç ortadan kalkmaz.
Evrensel'i Takip Et