Ne etti la bu Aykut Kocaman size?

Memleket yazboz tahtası gibi.

Kime inanacağız, neye inanacağız belirsiz.

2014’te TEOG geldi memleketin siyasal iktidarının milli eğitim bakanı çıktı “Eğitimde devrim yaptık ileriye doğru gidiyoruz” dedi.

2017’de aynı siyasal iktidar karar verdi ki “TEOG çocukları bunalıma sokuyor, kaldırdık” denildi.

Devrim başarısız olmuştu.

Kalktı.

Hep yazıyoruz, futbol memleketin aynası değil mi?

2015’te yine siyasal iktidarın önerisiyle, o güne kadar yabancı futbolcu serbestliğine karşı çıkan TFF ve futbol yöneticileri bir anda “devrim” yapmaya karar verdiler.

Hop yabancı futbolcu yasağı bir anda kalktı.

Ne anlattı “İmparator” Fatih Terim, tüp sektörü, gazete sektörü ve TFF vasıtasıyla futbolun patronu olan Yıldırım Demirören ya da belediye imkanlarıyla, hepimizin vergilerinden aldığı payla proje takımı Başakşehir’i yaratan dönemin Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ: “Bu bir devrim”.

Yerli oyuncular, yabancı serbestliği sayesinde kendilerini geliştireceklerdi.

Yahu aradan 2 sene geçti.

Şimdi yabancı serbestliği, yerli futbolcuların gelişmesini engelliyor diyor aynı şahıslar.

İşte bunlar hep bilim, hep bilimsel yaklaşım.

Dene, gör, karar ver, sonra değiştir ama hep sen haklı ol.

Güzel yol.

Geçen hafta 3 Temmuz yancılarının neden Aykut Kocaman’a saldırdıklarını sormuştum.

Aykut Kocaman da bu hafta sonu oynanan Alanya maçı sonrasında benzer soruyu kendi üslubuyla sordu. “Nedense başka takımı tutanlar gitmemi daha çok istiyorlar. Neden acaba?​”

İlginç değil mi, 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe’nin dibe batması için elinden geleni yapan Fatih Altaylı’dan, Ahmet Çakar’a, Erman Toroğlu’dan İbrahim Seten’e hepsi Aykut Kocaman’a saldırıya geçmiş durumda.

Kendi kafalarına göre “itibar suikastı” yapmaya çalışıyorlar.

İşin ilginç tarafı bu koroya bazı Fenerbahçeli kimliğiyle bilinen isimlerin de katılmış olması.

Aslında şaşırtmıyor.

Büyük bir kesim, Aykut Kocaman’a yapılan saldırının 3 Temmuz sürecinde dimdik ayakta durmasının kefareti olduğunun farkında.

Bir hatırlatma, Cemaatin Fenerbahçe’ye bütün gücüyle saldırdığı, taraftarın biber gazları yediği o zamanlarda “efsane başkan” diye medyada parlatılan Eski Fenerbahçe Başkanı Ali Şen ne diyordu?

“Ben kulüp başkanıyken, Fethullah Gülen Hoca’nın vermiş olduğu iftar davetlerine katılmıştım. Kendisini dinlemişliğim vardır; çok da güzel şeyler anlatmıştı. O kişilerin, Cemaatin; neden Fenerbahçe Kulübünü ele geçirme çabaları olsun? Böyle bir şey olabilir mi? Beni buna asla ve asla, kimse inandıramaz. Ali Şen’i herkes tanır! Bende ısmarlama laf olmaz; inandığımı söylüyorum; bunlar sadece boş laf! Bir şey biliyorsa da söylemesi lazım Aziz Başkan’ın. Bu insanları böyle bir şey ile suçlamanın da yersiz olduğuna inanıyorum. Bilenler çıksın, biz de öğrenmiş olalım.”

Sahi, 15 Temmuz sonrası bu cümleler için özür dilendi mi?

Yok canım ne gezer, aynı ailenin fertleri şimdi Aykut Kocaman üstünden Fenerbahçe yönetimini değiştirmeye soyunmuş durumdalar, üstelik yancıları İbrahim Seten.

Meraklısı, sosyal medya mesajlaşmalarına bakabilir.

Eh döndük dolaştık Simon Kuper’ın kitabının Türkçe çevirisi olan “Futbol asla sadece futbol değildir” klişesine geldik de bir de sormak lazım.

Yahu bu Aykut Kocaman 3 Temmuz sürecinde dimdik durdu, iyi bir teknik direktör, iyi bir insan, altı üstü “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır” lafını etti. 

Bunun dışında ne etti de sabah Aykut Kocaman’ı kötüleyerek kalkıyor akşam kötüleyerek yatıyorsunuz?

Hangi tekerinize ne çomak soktu?

Bir anlatsanız da ona göre sizi dinlesek…