Tribün tarihimizdeki en rezil an
Fotoğraf: Envato
Futbolda yabancı oyuncu kuralında değişiklik yapılması kararı ve TEOG sınavının kaldırılması, tek adam rejiminin nasıl bir “gönlünce at koşturma” düzeni olduğunu ortaya koyan iki gelişme oldu.
Tabii geçtiğimiz yılki ‘Futbol Zirvesi’nde sinyali verilen “yabancı oyuncu” kuralındaki değişikliği hayata geçirebilmek, TEOG sınavını kaldırmak kadar kolay değil.
Tüm planlarını (Bu ülkede ne kadar plan yapılabiliyorsa) güncel yabancı kuralına göre yapan takımlar transferlerini de buna göre gerçekleştirdi. On milyonlarca dolar harcandı, bir o kadarı için taahhütte bulunuldu. Süper Lig yıllar sonra birazcık kımıldanmaya, tat vermeye başladı. Yayıncı kuruluş Katar’ın Türkiye futboluna yatırımının ekonomik kaygıyla yapılmadığı biliniyor ama yine de halihazırdaki hareketliliği hemen kaybetmek istemezler.
TEOG sınavındaki değişiklik ise emekçi aileleri ve çocuklarını ilgilendiriyor. Evet, futbol dünyasının kodamanlarını düşününce sayıları çok daha fazla ama bu nicelik hiçbir zaman Erdoğan’ı ilgilendiren bir şey olmadı. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” Erdoğan’ın çok sevdiği ve aleyhindeki her kitlesel hareketlenmede (2008-sendikaların Taksim’de 1 Mayıs talebi, 2013-Gezi Parkı eylemleri) kullandığı bir cümledir. O ki, milyonların en gerici hislerini kışkırtarak onlara gerçek çıkarlarını unutturmanın ustası, talepleri için ayağa kalkan kalabalıkları gerekirse şiddetle ezenlerin reisi, milyonlarca çocuk ve ailesinden mi korkacak!
Bu yüzden TEOG sınavı 3 günde kaldırılabildi, yabancı kuralı içinse birkaç yıl daha beklenecek.
Ancak Türkiye futbolunu asıl endişelendirmesi gereken şey anlamsız yabancı kuralı değil tribünlerde gittikçe daha fazla görmeye başladığımız bir başka “Reis”.
Cuma günü Trabzonspor-Alanyaspor maçı öncesi ekranlara yansıyan görüntü kan dondurucuydu. Çocukların, “Reis Sedat Peker Bir Umuttur Yaşamak” zırvasını bir araya getirecek şekilde kale arkası tribüne dizilmesi bu ülke için, ülke sporu için, ülkenin çocukları için atılması gereken adımların aciliyetini gözler önüne serdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la kurduğu ittifakla etkisini iyice artıran bu tescilli suç örgütü liderinin, ülkede elini kolunu sallaya sallaya gezmesi yeterince tehdit değilmiş gibi bir de en kitlesel araçları kullanarak şov yaptığına, “namını” yürütmeye çalıştığına tanıklık ediyoruz.
Daha önce Beşiktaş tribünlerine gösterdiği ilgiyi hatırlatarak “Derin tribün ihtirası” başlıklı bir yazı yazmıştım. Trabzonspor maçında sergilenen tablo, Türkiye tribün tarihinde karşımıza çıkarılan en tehlikeli, en korkunç görüntüdür.
Trabzonspor, Spor Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı (Rüştü Reçber’den yanlış hatırlamıyorsam sıralama böyleydi) harekete geçmeli ve daha 1 hafta önce kendisi adına yapılan işkenceyi sosyal medya hesabından rahat rahat paylaşan bu zatın tribün şovuna karşı tüm gerekenleri yapmalıdır.
Özellikle tüm bunlar içerisinde en çok ciddiye alabileceğimiz kurum olan Trabzonspor’un acilen bu skandala ilişkin adım atması gerekiyor. Aksi halde bu organize çete pervasızlığının tribünlerde gittikçe yayıldığına tanıklık edebiliriz.
- 100 yıl arayla Paris’te iki olimpik dönüm noktası 26 Temmuz 2024 05:27
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25