03 Ekim 2017 01:00

Emek mücadelesi alanında 'yaprak kıpırdamıyor' mu?

Emek mücadelesi alanında 'yaprak kıpırdamıyor' mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sermaye medyası ve sınıf dışı çevrelerin gözüyle bakıldığında işçiler dünyada olup bitenlere ilgisiz, işyerlerinde de patronların ve Hükümetin emek mücadelesine yönelik saldırılarına karşın tam bir “yaprak kıpırdamama” durumu hakim. 

Bu iddianın sahipleri eğer kasten “yaprak kıpırdamama”cı değillerse, emek mücadelesini, sermaye medyasının magazin ve majestelerinin siyasetinin aynası olan sayfalarda ve TV programlarında arayanlardır. Ya da bunlar, emek mücadelesi, sendikal mücadele deyince gözlerini, sendika bürokrasisinin basın açıklamalarına, onların sırça saraylarda yaptıkları etkinliklere dikenlerdir.

Çünkü emek mücadelesi alanındaki gelişmeleri Evrensel’in sayfalarından izleyenler; her gün pek çok işyerinde, zaman zaman sesi etraftan da duyulan ama çoğu zaman işyeri ya da en yakın çevresinde bir “hareketlenme” olarak ortaya çıkan ve “sönen” mücadelelerin hiç duraksız sürdüğünü görmektedirler.

Nitekim emek mücadelesinde “yaprak kıpırdamıyor” denilen bir dönemde Adana saya işçilerinin başlattığı, küçük saya patronlarını da kapsayan grev ve direniş eylül ayı boyunca, ülke sathında pek çok kente yayılarak sürdü. Bir yanıyla işçilerin hak mücadelesi öte yanıyla da ayakkabı tekellerine karşı bir mücadele olarak saya işçilerinin mücadelesi, bundan böyle işçi sınıfının hak mücadelesinin, sendikal mücadelenin somut bir bileşeni olma özelliğini kazanmıştır.

Kısacası gazetemizi izleyen siz okurlar için pek çok işyerinde, gündelik ve işyerine has temelde ortaya çıkan; ücretlerin ödenmemesinden sendikalaşmaya, iş güvencesi sorunlarından işten atamalara... kadar pek çok neden etrafında ortaya çıkan yerel mücadeleler sürüp gitmektedir.

Öte yandan “metal sözleşmesi”, işçilerin de müdahale etme aşamasına gelmesiyle ülkenin en önemli iş kolundaki işçilerin hareketlenmesi, yılbaşında “Yeni asgari ücretin belirlenmesi”, “taşeron sorunu”nda hükümetin vaatlerinin işçiler arasında yaratacağı hoşnutsuzlukların ciddi tepkiye dönüşme ihtimali... gibi emek mücadelesini tetikleyecek sorunlar emek mücadelesinin gündemindedir. Dahası “Kıdem tazminatının fona bağlanması” ve “Kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılması” da hâlâ Hükümetin ve patron örgütlerinin sıcak gündeminde yer almaya devam etmektedir.  

Elbette bütün bunlar görmek isteyenler içindir. Yoksa, emek mücadelesiyle ilgili olduğunu söyleyen pek çok çevre, bu gelişmeleri görmemekte ısrar etmekte, işçi sınıfı ve emekçiler dışındaki toplumsal kesimler üstünden planlar yapmakta, stratejiler üretmektedirler.

Öncelikle belirtelim ki, işçiler de en az “işçiler siyasete ilgisiz” diyerek siyasi mücadeleyi işçi sınıfı ve emekçiler dışındaki toplumsal kesimler üstünden kurmaya çalışanlar kadar dünyada ve Türkiye’de olup bitenlerle ilgilidirler. Ama etkisinde oldukları milliyetçilik ve mezhepçilik ya da sosyal demokrasinin reformculuğu ile malul “siyasi” ve “dini” odakların çizdikleri çerçeve içinde ilgilenmektedirler.

Emek mücadelesinin içinde bulunduğu bu tablo; emek mücadelesinden, işçi sınıfı ve emekçilerden yakınmayı değil ama, sınıfın ileri kesimlerinin ve sınıf partisinin görevlerinin önemine ve kapsamına işaret etmektedir.

Ki bu görevler için şu saptamaları yapabiliriz:

1- Sınıf içinde ekonomik ve siyasi gerçekleri açıklamak için daha sürekli ve daha sistemli bir aydınlatma faaliyeti sürdürmek, sermaye partilerinin ve tarikatların sınıf içindeki bölücü girişimlerine karşı mücadelede daha aktif olmak. 

2- Birer birer işyerlerindeki mücadeleleri teşvik etmek, bu mücadeleler etrafında yerel sendikal mücadelenin örgütlenmesi için girişimler yapmak, yerel sendikal platformların oluşturulmasını teşvik etmek.

Kısacası sınıf partisi, sınıfın ileri kesimi ve mücadeleci sendikacılar kendi görevlerini yaparsa, gerisi gelecek; dışarıdan bakanların “Yaprak kıpırdamıyor” sandıkları emek mücadelesi alanında nasıl “Fırtınalar estiğini” görmek istemeyenler bile görecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa