Ya kayyım belediyeleri?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde mesaisinin büyük bir bölümünü belediyelere harcıyor. Bilindiği AKP’li belediyelerde Erdoğan’ın çizdiği belediye başkanlarına karşı bir tasfiye (istifa ettirme) süreci işliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın görevinden istifa etmesi/ettirilmesinin ardından bugünlerde sırada Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in olduğu konuşuluyor. Erdoğan, bu istifa ettirmelerle ilgili eleştirilere “Makama gelirken iyi, boşalt derken neden yadırganıyor” sözleriyle yanıt vermişti. Erdoğan “ben getirdim, ben götürürüm” diyor ama bir şeyi unutuyor. Bu belediyeler AKP’li de olsa bu belediye başkanlarına oy vermiş insanların seçme hakkını, iradesini yok sayıyor. Oysa ülke tarihinde Erdoğan kadar demokrasiyi sandıkla özdeşleştiren ve verilen oylara saygıdan söz eden başka bir siyasetçi bulunmuyor.
Erdoğan, sadece AKP Genel Başkanı olarak kendi belediyelerine ayar vermekle uğraşmıyor. CHP’li belediyeleri de unutmuyor. Mesela CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a kızınca “şimdiden talimatı verdim, bu belediye başkanını 18 Mart’ta, Çanakkale törenlerinde konuşturtmayacaksınız” diyor. Hatırlanırsa Ağustos ayında da sanki OHAL’e itiraz eden patron örgütlerine “OHAL’le grevlere anında müdahale ediyoruz. Niye itiraz ediyorsunuz? “ diyen kendisi değil gibi, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki greve takmıştı.
Gördüğünüz gibi Erdoğan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olarak önüne gelen belediye başkanına çatıyor.
Ama bir tek onlara dokunmuyor.
Kimlere mi?
Elbette 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek ilan edilen OHAL’le kayyım atanan belediyelere.
Onlara hiç ses etmiyor.
Memleketin en demokratik, işleri en tıkırında olan belediyeleri bunlar olsa gerek(!)
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına göre bugüne kadar101 belediyeye kayyım atanmış. Bu belediyelerin 94’ü DBP’li belediyeler. Hatırlanırsa 2014 yerel seçimlerinde DBP 102 belediye kazanmıştı. Yani neredeyse DBP’nin kayyım atanmayan belediyesi kalmamış.
DBP’li belediyeler OHAL’den önce de İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin kuşatması altındaydı. Müfettişlerin aylarca süren incelemelerine rağmen bu belediyelerde suç teşkil edecek hiçbir şey bulunamamıştı. Ancak OHAL’den sonra sorgusuz sualsiz bu belediyelere bir bir el konuldu. Yetmedi belediye eş başkanlarının çoğu tutuklandı.
İşte bu belediyelere karşı yapılan hukuksuzluk konusunda Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin (AK) danışma organı olarak çalışan Venedik Komisyonu önemli bir rapor hazırladı. Rapor, belediyelere kayyım atanması için alınan 674 nolu KHK’nin OHAL’le açıklanamayacağını söylüyor ve bu nedenle belediyelere yapılan kayyım atamalarının iptalini istiyor. Raporda ayrıca belediyelere dair kararların yargı denetimine açılması ve haklarında herhangi bir mahkûmiyet kararı olmayan belediye başkan ve yöneticilerinin görevlerine iade edilmesi talep ediliyor.
Belirttiğimiz gibi Venedik Komisyonu, Türkiye’nin de üyesi olduğu AK’nin danışma organı ama iktidar en tepeden başlayarak sanki böyle bir rapor yokmuş gibi davranmaya devam ediyor. Çünkü DBP’li belediyelere kayyım atanması hukuki nedenlere değil, iktidarın siyasi amaçlarına bağlı olarak alınmış bir karar. İktidar kayyımlar üzerinden emniyet tarafından hukuksuz bir şekilde fişlenmiş binlerce işçi ve memuru işten attı. Öte yandan iktidar bu kayyımları 2019 yerel ve genel seçimlerinde bir dayanak olarak kullanılmayı amaçlıyor. İşe almalar, ihaleler ve rant gibi araçları kullanarak Kürtler içindeki dayanaklarını arttırmanın hesaplarını yapıyor.
Uzun lafın kısası tek adam iktidarına endeksli demokrasimizin model belediyeleri de kayyım belediyeleri oluyor.
Ee ne demiş eskiler?
Böyle başa böyle tarak!
Evrensel'i Takip Et