18 Ekim 2017 00:15

Kerkük, ciddi bir kırılmadır

Kerkük, ciddi bir kırılmadır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pavel Talabani’nin geçtiğimiz hafta Kurdistan Yurtseverler Birliğinin (YNK) televizyonu KURDSAT’ta yaptığı 4 dakikalık açıklamanın bu kadar etkili olabileceğini tahmin edemesem bile Kürdistan siyasetindeki kırılmayı gösterme açısından önemli olduğunu hissetmiştim. Pavel Talabani, Soranca alt yazılı olarak İngilizce yaptığı konuşmada, KDP ile YNK’nin yanlış adımlar attığını, sorunların Irak Anayasası’na uygun olarak çözülmesi için Kürt halkının her iki partiye baskı kurmasını istiyordu. Aynı açıklamada Talabani, Kerkük yönetiminin tamamen değişmesi ve yeni yönetimin Irak merkezi hükümeti ile uzlaşarak yeniden oluşturulması için Bağdat’la diyaloğa girilmesini savunuyordu. Kürtlerin 2014 öncesi sınırlarına dönmesi gerektiğini belirten Talabani, bunun yapılmaması durumunda yaşanacak savaşın büyük bir yıkıma neden olacağını ve Kürtlerin tüm kazanımlarını kaybedeceği iddia ediyordu.

Pavel Talabani, böyle bir açıklamayı, tek başına aldığı bir kararla yapamazdı. Yapsa bile bunu KURDSAT’ta yayımlayamazdı. Söz konusu açıklamanın Soran Kürtlerinin “Dayê” dediği Celal Talabani’nin eşi Hêro Talabani’den bağımsız yapılmadığı çok belli.

Bu açıklamadan yaklaşık 10 gün önce de Celal Talabani’nin yeğeni, YNK’nin Irak Parlamentosundaki Milletvekili Ala Talabani bir açıklama yapmıştı. O da Kerkük valisinin merkezi hükümet tarafından görevden alınmasını doğru buluyor, Vali Necmeddin Kerim’in YNK’nin siyasetinden uzaklaştığını savunuyordu. Aynı açıklamada Ala Talabani, Irak Başbakanı Haydar Abadi tarafından Kerkük valisi olarak atanmayı beklediğini de ima ediyordu.

Bu açıklamaların etkisini Kerkük’te gördük. Kerkük’ün güneyini kontrol ettiği belirtilen Pavel Talabani’ye bağlı peşmergeler, Haşdi Şabi ile Irak ordusunun yönünü Kerkük’e vermesiyle birlikte bu alanlardan çekildi. Önce Kerkük’ün çevresi akabinde şehir merkezi de dahil Kerkük’ün tamamı 24 saat içinde Haşdi Şabi ile Irak ordusunun kontrolüne geçti. 

Irak Parlamentosunda Goran Hareketi adına görev yapan Mesud Haydar, yaşanan tablonun Pavel Talabani ile Haşdi Şabi arasında bir uzlaşma sonrasında yaşama geçirildiğini belirten bir belge yayımladı. Goran Milletvekili, Talabani’nin Bedir Tugayları lideri, Haşdi Şabi’nin ikinci komutanı Hadi Amiri ile uzlaştığını iddia etti.

Kürdistan’da KDP’ye yakın basın kurumları başlangıçta bu tablodan YNK’yi sorumlu tuttu. YNK içinde bir gücün Kerkük’e ihanet ettiğini savundu.

Kerkük’ün Haşdi Şabi ve Irak ordusu tarafından işgal edilmesinin üzerinden 24 saat geçmeden benzer bir durumun diğer “ihtilaflı” bölgelerde yaşandığı da görüldü. 17 Ekim Salı günü sabah saat 06.00 sıralarında Haşdi Şabi, tek bir direnişle karşılaşmadan Şengal’e girdi. Bölgede KDP’ye bağlı peşmergeler Duhok ve Erbil’e geri çekildiler. Benzer bir durumun bir başka “ihtilaflı” bölge olan Mahmur ve Başika kasabalarında da yaşandığı iddia ediliyor. Bu iki kasaba da KDP peşmergelerinin kontrolündeydi.

Görünen o KDP’den birileri Pavel Talabani kadar açıkça ifade etmedi. Ancak tablo KDP’den birilerinin de Irak Başbakanı ile uzlaştığını gösteriyor. 2014 yılının 3 Ağustosu’nda yaşanan geri çekilmeden sonra Şengal’den bir kez daha geri çekilmenin yaşanması bunu gösteriyor.

Kerkük’ten sonra Şengal, Mahmur ve Başika’da yaşanan geri çekilme, Irak Kürdistanı’nda partilere yakın basını da eşitledi. Çekilmeyi ihanet görenler yavaş yavaş çekilmenin zorunluluk olduğunu savunan beyanlara yer vermeye başladılar. Geri çekilerek ihanet ettikleri öne sürülen bazı peşmerge komutanlarının beyanları da bu arada basında yer bulmaya başladı. Suçlanan peşmerge komutanlarının bazıları, 2014 öncesi sınırlara geri çekilmenin merkezi kararla yaşama geçirildiğini açıkladı.

Yaşananlar Irak Kürdistanı siyasetinde ciddi bir kırılmanın işaretidir. Direniş kararları, en önemlisi de yönetimi fiilen üstlenilen Kerkük, Şengal, Mahmur, Başika gibi kent ve kasabalarda direnileceğine ilişkin olan beyanlar, göründü ki sadece tribünlere söylenen sözlermiş. Direniş kararları alınırken birileri de alttan alta başka hesaplar peşindeymiş.

Gelinen durum, bağımsızlık referandumunun anlamını olmasa bile etkisini yitirdiğini, 2014 öncesine geri dönüldüğünü, en önemlisi de Kürtlerin elini ciddi anlamda zayıflattığını gösteriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa