‘Müftülere nikah yetkisi’ yasalaştı, mücadele sürecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsteseniz de istemesiniz de bu yasa Meclisten geçecek” dediği “müftülere nikah yetkisi” veren yasa tasarısı önceki gün Meclis Genel Kurulunda kabul edildi.
Kadın örgütleri ve muhalefet partilerinin tüm tepkilere rağmen Meclis Genel Kurulu’na getirilen müftülere nikah kıyma yetkisini de içeren tasarı, AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla geçirildi.
HER YÖNÜYLE AYRIŞTIRICI BİR YASA
Cumhurbaşkanı Erdoğan; “müftülere nikah yetkisi”ni savunurken, “Senin memurlarının lafını o Anadolu’daki kız dinlemez ama bir hoca efendinin lafını Anadolu’daki kız da erkek de dinler” diyerek, “müftülere nikah yetkisinin” arkasında nasıl bir zihniyet oluğunu da açıklamış oldu. Ve daha yasa uygulamaya girmeden Cumhurbaşkanı nikah kıyacak “devletin memurlarını” da ikiye ayırdı: nikahı kıyacak olan belediye memurunu, “senin memurun” diyerek ötelerken, nikah kıyacak din adamını ise “kendi memuru” olarak gösterdi.
Böylece görüldü ki; “müftülere nikah yetkisi”nin toplumu, “müftülükte nikah kıydıranlar-belediyede nikah kıydıranlar” diye bölüneceğini söyleyenlerin yanıldıkları ortaya çıktı! Çünkü, “müftülere nikah yetkisi” sadece nikahı kıydıranları değil, nikahı kıyan memurları da “lafı dinlenmeyen senin memurun” ve “lafı dinlenen benim memurun” olarak ayrıştırdı.
Cumhurbaşkanı bunu daha bugünden ilan ettiğine göre; artık, nikah kıydıranlar, Cumhurbaşkanının lafını dinleyenler “müftülüklerde”, ona karşı olanların da belediyelerde nikah kıydırmasına gelinecektir. Dahası, yakın gelecekte, işe giriş formlarında bir de; “Nikahını belediyede mi yoksa müftülüklerde mi kıydırdın?” başlığı açılması, hatta “belediyede” diyenler için, “niçin belediyede”, “hangi belediyede” gibi soruların da yer alması sürpriz olmayacaktır!
ASIL AMAÇ ‘MUHAFAZAKAR TOPLUM’ İNŞASINA BİR DAYANAK
Elbette gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse AKP’nin amacı “ayrıştırmak” değil; ayrıştırma, onların asıl amaçları için göze aldığı, ”madem ki ‘ayrıştırıyoruz’ bunu da kendimiz için fırsata dönüştürelim, kendi taraftarlarımızın saflarını sıklaştıralım” dedikleri bir durum. Asıl amaçları ise, “müftülere”, yani din görevlilerine nikah yetkisi vererek, sosyal yaşamın “dinileştirilmesi” doğrultusundaki adımlara bir yenisini eklemektir.
İlk bakışta; çıkarılan yasa “resmi nikahı kaldırıp dini nikahı getirmiyor”, AKP de yasayı böyle; “sadece resmi nikah için devletin bir kurumunu daha yetkilendirerek, nikahı kolaylaştırıyoruz” diye savunuyor.
Zaten eğer yeni yetkilendirilen “memur”, örneğin, “sağlık müdürleri”, “tarım müdürleri” vs... olsaydı; kimse de itiraz etmezdi. Ama yetkilendirilen “müftüler” olunca, “memur görünümlü din görevlisi” sosyal yaşamın önemli bir sözleşmesi olan “nikahın” merkezine konunca, ister istemez nikah da dini bir iklim ortamına çekilmektedir.
Kuşkusuz bu da aileler içinde bile tartışmalara yol açacak ama ülkede gelenek görenek ve dini baskı dikkate alındığında bu tartışmanın genellikle, “nikahı müftülükte kıydırmak isteyen tarafın kazanacağı bir tartışma” olacağını söylemek yanılış olmaz.
AKP LAİK TOPLUM DEĞERLERİNE SALDIRIYOR
Kısacası Meclisten geçirilen yasa, “dini nikahı” getirmiyor ama nikahın dini platforma çekmesini sağlayarak, toplum yaşamının bu önemli “sözleşmesini” dinileştirilmesi için ciddi adım atıyor.
AKP’nin “tek parti, tek adam rejimi”ne dayanak yapmayı amaçladığı “muhafazakar toplum”, “dindar nesiller yetiştirme” amacının bir dayanağı olarak “resmi nikah”ın ve onun etrafındaki girişimlerin dinileştirilmesini amaçlıyor. Ki, elbette bu laik yaşam değerlerini tahrip etme amaçlı bir girişimdir.
AKP, her zaman yaptığı gibi bunu doğrudan değil, “aşındırma”, “alıştırma” ve “arkadan dolanma” yöntemleriyle değerleri yıpratıp itibarsızlaştırarak, etkisizleştirerek yapmayı planlamıştır.
“Müftülere nikah yetkisi” yasasına, toplumun modernleşmesi, sosyal yaşamın laik değerler etrafında biçimlenmesini savunan çevrelerden de tepki geldi ama asıl eylemli tepkiyi kadın örgütleri gösterdiler. Ancak onların tepkisi de bu sefer iktidara geri adım attıracak boyuta gelemedi. Çünkü AKP geçen yıl, ”tecavüzcüyle evlenme yasası” çıkarma girişimine karşı yaygın kadın tepkisinden de aldığı dersle, etkileyebileceği kadın çevrelerini kontrol altına almıştı.
Ve elbette bu yasal düzenleme en çok da kadınların kazanımlarına yönelik bir saldırı, kadınların toplumsal yaşamda dini normlarla kuşatılmışlığına yeni dayanaktır. Bu yüzden kadınların müftülere nikah yetkisine en sert tepkiyi göstermesi elbette ki “normal”dir ve haklarıdır.
YASANIN GERİ ÇEKİLMESİ İÇİN MÜCADELE SÜRECEK
Ancak “müftülere nikah yetkisi” ve arkasındaki amaçlar, sadece kadınların kazanımlarını değil, laik toplum değerlerine bir saldırıdır; bu nedenle de bu yasaya karşı mücadele, yasanın geri çekilmesi mücadelesi aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin bir talebi olarak artık tüm demokrasi güçlerinin, laik bir toplumdan yana olan her çevrenin talebidir. Dahası bu yasaya karşı mücadele aynı zamanda “tek parti tek adam rejimi”ne ve onun dayanağı olan “muhafazakar toplum” inşasına karşı mücadelenin de önemli bir parçası olmak durumundadır.
Bu yüzden de bu yasanın uygulanmasına karşı mücadele etmek;
-Her vesileyle yasanın ortaya çıkaracağı gelişmeleri teşhir etmek,
-Her platformda sosyal yaşanımın laik normlarını savunmaya daha bir önem vermek,
-Bu yasaya dayanarak nikahı ve sonrasının dini referanslara göre biçimlenme girişimlerine karşı mücadele etmek artık ayrıca önem kazanmış
bulunmaktadır.
Evrensel'i Takip Et