Kıskançlık meselesi (2)
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Ülkemizin sathında şu ya da bu nedenlerle işlerimiz terso gittiğinde, veya aynı şekilde uluslararası siyaset arenasında çeşitli problemlerle karşı karşıya kaldığımızda bittabii ki bunun maddi ve manevi ceremesini milletçe topyekün ödüyoruz...
İçine düştüğümüz bu sıkıntılardan kurtulmamız için her zamanki gibi gözleri-mizi o an iktidar koltuğunda yan gelip yatan muhterem zevata bir kez daha dikip, dolayısıyla beceriksizce yönetimleri sonucunda “Bir çuval inciri daha fazla berbat etmeden” bir an önce kollarını sıvayıp, böylece başımıza musallat olan, canımızı acıtan irili ufaklı “meseleler”imizin tez elden çözüme ulaşılması için gerekenleri yapmalarını, aksi halde bunun faturasını seçim sandıklarında ödeyeceklerini söylüyip duruyoruz ama nafile!
Nafile, çünkü demokratik, laik ülkemizde doğru dürüst bir seçim sistemini bir türlü rayına oturtamadığımız için, siyaset sahnesinde yıllar yılı mıhlanıp kalan, bu işin “kurmay”larının neredeyse tümü önlerine koyulacak sandıklardan yara bere almadan çıkmanın yollarını, tıpkı “minareye kılıf” ya da “kitabına uydurarak” önceden tedbirlerini aldıkları için, gidişat çoğunlukla bu muhteremlerin çizdikleri rota doğrultusunda yürüyor...
Bu bağlamda hesapça sandıklara yansıyacak “milli irade”nin önüne “baraj” oranını yüzde onluk gibi, tıpkı “Deveye hendek atlatma” seviyesinde tutarak, bir bakıma bu “madrabazlık” yoluyla, hesapça milli irade deyip yere göğe sığdıramadıkları bu iradenin içine affedersiniz ama sanki resmen bilmem ne ediyorlar...
Nitekim bu “sakat”, bu “sorunlu” seçim sistemininin evvelemirde değişti-rilmesinin daha doğru olacağını dillendiren “hain”dillere, bir taraftan “isot” sürülürken, diğer yandan da ülkenin “istikrar”ı için barajın elzem olduğuna dair ferman buyuruyorlar..
Aslında yıllar yılı aynı fasit daire etrafında dönüp duran iktidar mensup-larının verdikleri fermanlara bakılırsa, hepsi de kendilerinden önceki iktidarlardan daima “enkaz” aldıkları halde kendilerinden sonrakilere her bakımdan “cennet” bir vatan teslim etmişler ama, seneler senesi memleketin gidişatında arpa boyu bir ilerleme olmamışsa, ehh bunun nedeni tabii ki harici ve dahili düşmanlarımız...
Kirvem, “yurtta sulh, cihana sulh” sloganıyla yatıp kalkan bir ülkenin etrafını pirpirim, yani semizotu tohumu gibi sarıp sarmalayan düşmanlarımızın bu denli çok, bu kadar fazla oluşundan yakınıp dururken acaba bunun başlıca sebebi ne?
Eski defterleri karıştırmadan sadece şu sıralarda, daha da doğrusu on beş yıldan beri iktidar koltuğunda oturan devletlularımızın dediklerine göre, bizler Ortadoğu denen bu coğrafyada kimselerin işine burnumuzu sokmadan, kendi halimizde paşalar gibi yaşarken, yurdun genelinde “milli ve yerli” hislerimizle hep birlikte el ele tutuşup muasır medeniyete doğru yol alırken, nedense, ne hikmetse özellikle kimi keferelerin yanı sıra, ayrıca aynı kıblenin mensupları olan bazı din kardeşlerimizin de tufasına geliyoruz maalesef!
Neden?
Çünkü bizi kıskanıyorlar...hasetlerinden çatlıyorlar...
Her geçen günün ardından kişi başına on bin doları bulan milli gelirimiz dışında, ayrıca açlık veya yoksulluk sınırında yaşayan bir tek ferdimizin olmayışı, işsizlik diye bir sorunumuzun kalmayışı, dindar bir neslin yetişmesi için harcadığımız çaba gibi daha saymakla bitmeyecek başarılarımıza ilaveten; duble yollar, tüneller, havaalanları derken aynı zamanda da yarım asır önce işe başlayıp şimdilerde sil baştan büyük bir hevesle yapmaya kalkıştığımız yerli ve milli otomobill, milli tank, milli tüfek, şimdilik Suriye sınırında, ilerde kısmetse tüm misakımilli hudutlarmız boyunca inşa edeceğimiz milli duvarlar ve bütün bu bıla bıla, ve daha birçok bıla bılalar nedeniyle kıskanılan bir ülke olmamız düşmanlarımızı inim inim inletip çatlatırken, o zaman vatandaş olarak bizlere düşen şey, el açıp hep birlikte ve bir ağızdan “elemtere fiş, kem gözlere şiş!” diyerek Tanrı’ya, no, no, pardon Allah’a yalvarmamız özüme kalırsa “milli görev”olmalıdır kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30