30 Kasım 2017 00:15

Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı?

Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yazmanın, iki kelam etmenin güç olduğu anlar var.

Sakın yanlış anlamayın malzeme bol.

Bu topraklarda yazacak konudan bol bir şey de yok aslında.

Ama yıllar geçip yaşlandıkça, birçoğumuzun içinde bulunduğu “Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil” dengesinde, “Boş ver gönül sesini nasıl olsa duyan yok” kefesi, ağır basmaya başlıyor sadece.

Bu köşede hep dile getirdim, yazmaya devam ediyorsak inatla dile getirmeye de devam etmek gerekiyor. Genel olarak spor, özel olarak çok ilgilendiğimiz futbol toplumun bir yansımasıdır.

Toplumdaki eğilimler neyse toplumun genel yapısı neyse aynı eğilimleri ve yapıyı bu alanda da görmeniz kaçınılmazdır.

Geçen hafta, yerseniz ki yiyen çok, futbol medyası “bağırsaklarını temizledi”.

3 Temmuz süreci sırasında bizzat Ahmet Çakar’ın katkısıyla, futbol medyasına monte edilen Rasim Ozan sıfatlı höyküren zat, reytingi bol programdan zoraki nedenlerle şutlandı.

Gerekçe neydi? Efendim bel altı cinsellik içeren sözde bir espriyi ekrana taşımıştı.

Ama bu sefer, yaptığı rezilliğin içinde “Boşnak” sözcüğü geçtiği için  “Baltayı taşa vurmuştu”.

Başta Cumhurbaşkanının Danışmanı Hidayet Türkoğlu olmak üzere, memleketin Boşnak kökenli “ileri gelenleri” bir anda Rasim Ozan’ın müptezelliğinin farkına vardı. Başka zaman olsa, yorumcularının üzerine kol kanat gerecek olan Gökçekgiller şu sıralar kendi dertlerine düştüğü için memleket futbolu, Rasim Ozan’ın höykürmelerinden kurtuldu.

Yahu iyi de Rasim Ozan kim?

Kendisine verilen rolü oynayan, hiçbir entelektüel (Valla Rasim ile bu kelimenin yan yana gelmesi bile acayip ama) kapasitesi olmayan, bilgi birikimi, TEOG sınavı kalsa, liseye bile devam edemeyecek bir adamın, bu kadar pervasız üst perdeden höykürerek konuşmasını sağlayanlar kim?

Evrensel’in internet arşivinde hâlâ  “Lümpenleşen toplumun aynası: Erman ile Ahmet” başlıklı yazım duruyor.

Bu rezillik içinde Rasim’in tek günahı, kapasitesi sınırlı olduğu için, “Boşnak” kelimesini kullanması oldu.

Yahu memleketin “muhafazakar” spor kanalında “hıyar” doğrayan, her hafta sonu bel altı benzetmelerle pozisyon yorumlayan Erman değil mi?
Japonyalı Şarkıcı Saori Yuki’nin “sukiyo” şarkısını, memleketin bel altı argosuna uygun şekilde canlı yayında dakikalarca söyleyen Ahmet Çakar değil mi?

O Ahmet Çakar ki, prezervatif reklamı nedeniyle çocuklarıyla maç seyredemediğini söyleyip, bir hafta sonra aynı reklam kendi kanallarına verildiğinde susan sözde “ahlakçı” yorumcu değil mi?

O Ahmet Çakar ki, “Mala vurmak”, “Karı sevmek”, “kaymak” gibi argoda herkesin bildiği kelimelerle “sözde zekice” oynayıp RTÜK’ten ceza almadan, gecenin yarısını reytingi yüksek programda rezil diyaloglarla geçiren yorumcu değil mi?

Çocukları “prezervatif” reklamından rahatsız oluyor, ailece maç seyredemiyorlar ama Çakar “sukiyo” derken, “Mala nasıl vurduğunu” anlatırken ailece çok eğleniyorlar öyle mi?

Sonra bu lümpenlerin yaptığı yorumlarla futbol konusunda sözde fikri olanlarla tartışacağız, hadi canım. 

Mesela bir hafta Tudor, bir hafta Şenol Güneş, çokça hafta Aykut Kocaman bu ayarsızların ağzından çıkan kelimelerle eleştirilecek öyle mi?
Boş verin.

Doğrudan söyleyeyim bu spor medyası öyle bir çukur olmuş durumdaki en dibinde olan bunlar en fazla reytingi alıyor işte. İşin ilginç tarafı kelimeleri daha akıllı kullanan sözde “entelektüel” yorumcuların da, sadede gelindiğinde bunlardan farklı bir yolda gitmediğini görüyorsunuz.

Her şey bir yana Hıncal Uluç’u tebrik etmek gerekiyor.

40 yıldır uğraşıyor ve tam istediği gibi bir spor medyası yarattı.

Hayrını görsün…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa