Nereden nereye
Fotoğraf: Envato
Borlange. Ekim Devrimi’nin yüzyılı. İlginç bir dönem. Bir İttihat Terakki Partisi heyetinin de katıldığı bir Sosyalist Enternasyonal konferansı 1917 eylül ayında Stockholm’de toplanmıştı. Filistin’in geleceği de tartışılmıştı bu konferansta.
Finlandiya bağımsızlığının ve Cumhuriyetinin de 100 yılı.
İsveç de rahat durmamış anlaşılan aynı yıl. Epey vukuat var. Kraliyet az daha sona erecek neredeyse.
Ve İsveç’in en ilginç yörelerinden biri olan Dalhala’nın Borlange kentinde çıkan “Dala Demokraten” gazetesinin de 100. yılını kutladık önceki gün, gece yarısına dek devam eden paneller, Şair Emil Boss’un, Romancı Maria Hamberg’in, Genç Yazar Jenny Wranborg’un, Karikatürist Robert Nyberg’in, Sanatçı Aktivist Stina Wollter’in, Savunma Bakanı Peter Hultqvistve, Kültür Bakanı Alice Bah Kuhnke’nin de sunum yaptığı bir dizi seminerle ve müzikle…
Bendeniz de naçizane Yusuf Erdem ile Türkiye’deki gerçek muhalif basının deneyimini paylaştım İsveçlilerle.
ABF, LO (İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu), İsveç Halk Evi, Sosyal Demokrat Parti stantlarının yanında bizim Yasak Kitaplar Sergisi de gösterildi, Belge Uluslararası Yayıncılığın farklı tabuları delen kitap örnekleri ile birlikte.
Borlange geçmişinden itibaren proleter bir kent. Hemen yakınındaki Falun ise bir madenci kenti.
İsveç Sosyal Demokrat partisinin tam adı aslında İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi…
Bu bakımdan bu partinin oy tabanının okuru olduğu Dala Demokraten’in 100 yılını doldurması da şaşırtıcı değil.
Özellikle Nazi öncesi dönemde Almanya’da güçlü bir gelenek olan “işçi edebiyatının” İsveç’de bugün de devam etmesi ve onun Emil Boss, Maria Hamberg, Jenny Wranborg gibi temsilcileri ile buluşmak beni duygulandırdı.
Elbette, günümüz dünyasında “Dala Demokraten”in ekonomik sorunlar yaşaması da doğal.
Gazetenin Başeditörü Göran Greider ile sohbet ederken, “Biz de 1979-80 yılında “Demokrat” gazetesini çıkarmıştık, 36 aydın ve gençlerin ortak çabası ile” diyorum.
“Ama ömrümüz 1 yıl bile sürmedi” diyorum “1980 askeri darbesi nedeniyle”
Göran Greider 1959 doğumlu, yani ’78 kuşağından sayılır. “Artık tam gün çalışmıyorum” diyor. Kendi kitaplarına yoğunlaşmış. Bir şair aynı zamanda... Bir çok ödülü var. Bonnier ödülü dahil.
1970’li yıllarda CHP’nin Ecevit önderliğinde Kemalist hattı terk edip sosyal demokrat hatta yönelmesi, İsveçli sosyal demokratları de heyecanlandırmıştı. Ve darbeden sonra Ecevit’e büyük dayanışma gelmişti. Sonrası: büyük hayal kırıklığı…
Birinci İntifada, “taş çocukları” sonrası, Filistin’in Ankara’daki Büyükelçisi Abu Firas’ın hazırladığı, bir “Filistin Belgeleri” derlemesi yayımlamıştık, İngilizce olarak Belge’den, Türkçe olarak Alan’dan çıkmıştı.
O zaman ön sözü, “siyasi yasaklı” olan Ecevit yazmıştı.
Sergiyi izlerken, bu kitaptan sergide yer alan örneği, gençlik yıllarından Yusuf Erdem’in arkadaşı olan Peter Hultquist’e armağan ediyorum.
“A, dün Filistin Elçisi ile beraberdim” diyor, “Dünya Filistin’le Dayanışma Günü nedeniyle”...
Acaba dün bizimkiler ne yaptı diye düşünüyorum kafamın içinden.
Onlar için Filistin ile değil, “Hamas ile dayanışma” öncelikli. Filistin’i Hamas’ın kuruluşundan sonra fark ettiler!
’80 sonrası, Alan ve Belge yayınları olarak siyasi yasaklı olan Demirel ve Ecevit ile dayanışma bağlamında, onlara bazı kitapları ve Dünya Sorunları ve Türkiye Sorunları derlemelerini yollamıştık Ayşe Nur ile birlikte.
Demirel, 1991 yılında başbakan olana dek, bayram tebrikleri yollamıştı. Anında kesildi.
1998 eylül ayında Cumhurbaşkanı Demirel’in açılış konuşmasını yaptığı Dünya Basın Konseyleri Birliği toplantısı vesilesiyle Dolmabahçe Sarayı’nda verilen bir yemekte, Başbakan yardımcısı Ecevit’e soru yöneltme olanağım olmuştu. Başbakan Mesut Yılmaz’ın verdiği yemekte soru sorma olanağı yoktu.
“Sayın Ecevit, dedim, Filistin Derlemesi vesilesiyle, sizin de yayıncınız sayılırım”. “Sorunlarımız devam ediyor, gazeteci, yazar ve yayıncı olarak. Sizin siyasal yasaklılığınız sona erdi. Bizim sorunlarımız ise devam ediyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?”
“Sayın Zarakolu” diye yanıtladı, “Ne yazık ki koalisyon hükümetinin en küçük partisiyiz, bu nedenle fazla bir şey yapma olanağımız yok”.
1999 seçimlerinden sonra en çok oy alan parti adına Başbakan olduğunda ise hiçbir şey değişmedi.
İnsan Hakları Derneği olarak Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan randevu alıp, raporlarımızı paylaşabiliyorduk.
Demirel’den ancak başbakan olduğunda randevu alabildik. Bir daha İHD’nin hiçbir başbakan ve cumhurbaşkanı ile buluşma olanağı olmadığı gibi, 28 Şubat sonrası Başkanı Akın Birdal örneğinde “hedef” haline geldi. Siyasi yasaklı Demirel Cumhurbaşkanı idi.
Köy yakmalar ve boşaltmalar başlamıştı. Listeyi verdiğimizde, cebinden PKK’nin eylemlerinin listesini çıkarmaz mı?
Bir resepsiyonda Başbakan Yardımcısı İnönü ile buluşmuştuk. Listesinde Kürt adaylara yer verdiği için koalisyonun 2. büyük partisi olmuştu.
Demirel, “Kürt gerçekliğini gördük” demişti Diyarbakır’da. Yardımcısı İnönü’ye bir resepsiyonda, “Ne zaman adım atılacak” diye sorduğumda, yanıtı “HEP, PKK’nin etkisinden kurtulamıyor ki” olacaktı.
Ve Türkiye Cumhuriyetinin 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üçüncü olan HDP Başkanı Selahattin Demirtaş ve mebusları hâlâ cezaevinde!
İsveç’in Dalhala vilayetinde bir gazetenin 100. yıl kutlaması, bunları hatırlatmıştı bana hüzünle.
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İsveç’in de ATY’si var artık! 05 Mayıs 2023 04:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10