05 Aralık 2017 00:12

Zihin çobanları 'Man'evra savaşında

Zihin çobanları 'Man'evra savaşında

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pimini çekti ortalığa bıraktı…

“Asıl büyük bomba salı günü patlayacak!” 

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in açıkladığı bomba sahiden patlarsa, muhtemelen “Zarrab’ın belgelerinin kaynağını” konuşuyor olacağız… 

Zira Özel’in sözlerini taahhüt sayarsak, Zarrab’a “Bu kadar bilgiyi, neyin karşılığında kim sızdırdı?​” sorusunun cevabını alacağız…

Hayli iddialı çıkış…

İddia hedefine ulaşırsa… Maksat hasıl olursa ne olur?

Medyanın suskunluk suikastı zaten beklenir…

Açıklamaların üstü örtülerek halktan saklanmaya çalışılır…

Fakat patlamanın tesiriyle orantılı olarak İktidar hepten “kopabilir”…

Eğer Kılıçdaroğlu’nun yeni açıklaması sahiden “bomba” ise…

Ama sahiden tesiri kavi “bomba” ise… 

İşte o vakit…

Bir süredir akıl ve izanı firarda olan AKP, panikle iyice zıvanadan çıkabilir...

“Ulusal güvenlik sorunu haline geldi”ği açıklanıp “alınma” zemin çalışması süren Kılıçdaroğlu, operasyon yiyebilir…

Açıklamayı yapmasına müsaade etmemek hesabıyla ‘an’ında ya da o gece ansızın…

İnönü’nün “Eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz” dediği günlerden geçiyoruz…

Hülasası… 

AKP her şey dahil, sistemini abartabilir…

Bir de tabii şu:

“FETÖ” ve “Yabancı istihbarat ağları” bağlantılı CHP algısı operasyonunun zirve yapacağı aşikar…

Aynı stratejinin parçası olarak, “Yerli ve milli” vurgulu milliyetçi hamaset tavan yapacaktır…

İktidarın saldırısının ana hedeflerinden birinin CHP’yi defansa kapamak olduğu sır değil…

Hasılı gündem tayin etme tekelini kaybetmesi, AKP’yi ve medya personelini hayli agresifleştirecektir…

Muhtemel olanı, olan üzerinden… 

Man Adası belgelerinin açıklanmasıyla yaşananlardan bir kesite göz atarak anlamaya çalışalım…

Bilhassa ortaya dökülen gerçeği örtbas etmeye dönük medya cambazlığına bakalım…

‘Man Adası’ hadisesinden söz edeceğiz ama siz Zarrab mevzusu olarak da okuyabilirsiniz…

Fark yok: ‘Man’da da, ‘Zarrab’da da mesele, milli mesele olarak yutturulmaya çalışılıyor…

Nasılı için… Buyurun… 

***

Man…

Biz Maşallah antetli Man kamyonunu bilirdik... 

‘Ada’sı da varmış: Man Adası…

Çoğumuz adını dahi duymamıştı… 

Sayelerinde belledik…

Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta (28 Aralık 2017) kutuyu açtı… Kötüyü saçtı… 

Sağ baştan saymaya başladı: Burak Erdoğan…

Tayyip Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, Eniştesi… 

İddia şu ki: Muhterem zevat Man Adası’nda… İstanbul’da orta mesafe dolmuş ücretine… 5 lira sermeyeli, tek ortaklı şirket kurmuş… 

5 liralık şirket üzerinden 15 milyon dolarlık işlem yapmışlar…

15 milyon doların önü arkası... Ötesi berisi var mı?

Bilmiyoruz…

Ahali haritada Man Adası’nı arıyor, Arşimet nidasıyla “Aha da buldum” muştusuyla parmağını basıyor bit kadar adanın üstüne… de…

“Benim milletim” meçhul Man Adası’ndaki, meçhul para trafiğinde ‘Mankafa’ muamelesi görüyor… Gibi.

Sorgulayan halka karşı yerli ve milli “Benim milletim” cephesi örülüyor…

Kalabalıklar, cerahat kutusunu açan Kılıçdaroğlu’yu “müptezel…”, partisi CHP’yi “Ana hıyanet partisi” (28 Kasım 2017) ilan eden Tayyip Erdoğan’ın peşine hizalamaya çalışılıyor…

MEDYADAN HAKİKATE SUİKAST PUSUSU

Hakikat avcılığına çıkması beklenen medya, hakikat suikastı yapıyor…

Bulandırdığı suda alıklaştırılan balıkların avına çıkıyor...

Zihin çobanları ellerinde oltalarla ekranlara, ‘köşe’lerine tünemişler, oltanın ucuna “yerli ve milli” yemini takmışlar… Sallıyorlar…

Saray’ın medya mürettebatı “FETÖ”… “İstihbarat servisleri”… nevi öcülerle algı ve zihinleri, İktidarın kümesine kişeliyor…

Nasıl mı?

Peki, somutlayayım…

Sabah’tan Yeni Şafak’a, Star’a, A Haber’e… Saray’ın maiyet medyasındaki ajitatör ve propagandistlere gitmeyeceğim.

Misal, rehine medyadan… Gazete Habertürk’ten Oray Eğin, diyeceğim.

“Belgeleri yine o ‘solcu milletvekili’ mi servis etti?​”

Oray Eğin’in (30 Kasım 2017) yazısının başlığı bu.

Yoruma ne hacet, CHP/Kılıçdaroğlu’ya laf sokuşturma hedefli başlık her şeyi izah ediyor… deyip geçmeyelim.

Eğin’in, dikkatleri açıklanan belgelerin içeriğinden, belgelerin (FETÖ imalı) kaynağını sorgulamaya yöneltme cambazlığına bakalım…

ORAY EĞİN 5 LİRA SERMAYELİ ŞİRKET ÜZERİNDEN 15 MİLYON $’LIK İŞLEMİN SIRRINI MERAK ETMİYOR AMA…

Saray/AKP Kılıçdaroğlu’nun henüz açıklamadan, ima etmesi üzerine algı operasyonuna başladı…

Amaç, ortalığa saçılan bilgiler yerine o belgelerin sahihliği ve nereden geldiğinin konuşulmasını sağlamak…

Belgelerin gerçekliği tartışması zayıf halka sayılmalı ki...

Esas olarak belgelerin kaynağının sorgulanmasına (Elbete o kaynağın FETÖ ya da benzeri  karanlık odak-lar olduğuna olan derin inançla) kanalize edilmeye gayret edildi kamu ilgisi…

Hürriyet’in A. Selvi’si, Kılıçdaroğlu’nun ifşaatından bir gün önce, “Alman İstihbaratı”nı işaret etti mesela, belgelerin kaynağı olarak… 

Başkaları da başka adresler verdi…

Oray Eğin’in hissesine de “FETÖ” düşmüş… 

Eğin, yukarıda zikredilen yazısında, AKP’nin zihinleri bulandırma ve işleme operasyonuna katılıyor…

Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı süfli para trafiğine değinmiyor…

1 sterlinlik (5 liralık) şirket üzerinden 15 milyon dolarlık işlemin sırrını merak dahi etmiyor…

“O belgeler nereden geldi… Konuş!” sorgusuna geçiyor…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Bankalara sorduk, onlardan aldık” demesi inandırıcı gelmiyor” diye yazıyor.

Oray Eğin, bankacılık bilgisini konuşturuyor:

Bu tür kağıt belgeler “çalınarak”…

Elektronik belgeler ise”hack’lenerek ancak ele geçirilir(*)”… miş.

Eğin, Kılıçdaroğlu’nun muhtemel suç dosyasına “belge hırsızlığı” ve “hack’ırlık” suçlarını da ilave edip devam ediyor sorgusuna…

İktidarın “Basına dağıt o belgeleri!” korosunda ses verip, altın vuruşu yapıyor:

“FETÖ Bağlantısı”… 

Güya sorar gibi yaparak, FETÖ’nün, CHP’ye belge sızdırmayı alışkanlık haline getirdiğini yazıyor…

ORAY EĞİN’İN GÖZÜNDE KILIÇDAROĞLU ‘KUVVETLİ ŞÜPHELİ’

Yazarımız, iddia sahibi iddiasını kanıtlamakla mükelleftir, yollu temel hukuk prensibini CHP aleyhine çiğniyor…

Ve Oray Eğin, engizisyon yargıcı gibi sallıyor:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni belgelerin FETÖ kaynaklı olmadığını kesin bir şekilde, kanıtıyla açıklaması gerek.”

“Gazeteci” Oray Eğin, gazetecinin haber kaynağını açıklamaya zorlayacağını da düşündürten mantık akışıyla devam ediyor:

Yoksa lider olduğundan beri FETÖ’yle ilişkisindeki sicilinin (…) doğurduğu “kuvvetli şüphe” peşini bırakmayacaktır.

Fakat yine de hakkını teslim edelim…

İbrahim Karagül, Yeni Şafak’ta, Sen bir “ulusal güvenlik meselesi”sin Kılıçdaroğlu (29 Kasım 2017) başlığıyla hedefe yerleştirmişti, Kemal Bey’i…

Oray Eğin ise Kılıçdaroğlu’yu FETÖ yargılamalarının “kuvvetli şüphelisi” ilan etmekle yetiniyor…

Yargılanmaya(!) açık kapı bırakıyor… 

Ki Saray’ın Meclisteki has mutemetlerinden Metin Külünk(**) de yargıya ödevlerini sıraladığı suç duyurusu ile Eğin’in pazılını tamamlıyor:

O (Man Adası) belgeleri(ni) bulmak için Kılıçdaroğlu’nun evi ve CHP basıla, arama yapıla!.. diye buyuruyor.

CHP Parti Meclisi üyelerinin hepsine açılan soruşturmayı saymaz isek… 

Bu satırların yazıldığı ana kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin ve CHP Genel Merkezinin basıldığına dair herhangi bir haber düşmedi ajanslara…

Fakat kum saati CHP için akıyor… Gibi.

Cumhuriyet gazetesini Cumhuriyet yönetiminden kurtarıp, “gerçek” Cumhuriyetçilere teslim etme peşinde koşan kafanın, CHP’yi Kılıçdaroğlu (ve ekibinden) kurtarıp esas CHP’lilere teslim etme hevesli çağrılarını duyup okudukça…

Vaktiyle yazdığım o yazının başlığındaki soruyu hatırlıyorum: 

CHP Parti politikalarını değiştirmekten yargılanır mı?

Konjonktür ve kuvvet dengesi müsaade eder mi göreceğiz…

Amma velakin bu sorunun dallanıp budaklanarak ağırlığını iyice hissettirdiği müşkül günlerden geçtiğimiz kesin…

(*) Prometheus da “ateş hırsızı”ydı güzellemesiyapmayacağım… Fakat “belgelerin kaynağı” muhtelif suç örgütleri olmasının, belgelerin gerçekliği konusunda ince eleyip sık dokuma hassasiyetini katlaması mecburiyeti dışında ne mahsuru olduğunu soracağım.Tekraren hatırlatacağım: Suç örgütlerinin çözülmesi, suç vasıflı eylem ve faaliyetlerin deşifresi, anlaşmazlığa düşen “ortakların” birbiri hakkında ihbar mahiyetli bilgi/belge sızdırması/yayımlaması sayesinde de olmuyor mu?

WikileaksCIA sızıntılarını yayımladı… En son Paradise Papers, off-shore hesaplarını patlattı. Dünyada vergi hırsızlığı çarkının nasıl döndüğünüsergiledi. Wikileaks ve Paradise belgelerininkapsam ve niteliği, o dokümanlar neden faş edildi ve nasıl ele geçirildi gibi soruların örtüsü altında yok sayılabiliyor mu?

Eee… Öyleyse?  

(**) Metin Külünk Saray’ın özel yetkili milletvekili intibaını veriyor… Külünk, daha önce de, 24 Mayıs 2016 tarihli CHP Grup toplantısında Erdoğan aleyhine atılan sloganları “hakaret” saymış ve bu “suç”a iştirak eden CHP’lilerle, sloganlara sessiz kalan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dava açmıştı (26 Mayıs 2016)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa