Üniversite
Bir toplumun geleceğinin aydınlığı, bireylerinin haklarını bilmelerine, o hakları savunabilme isteklerine bağlıdır. Bu istek, bilinçlenme çağında, eğitimle sağlanabilirmiş gibi görünüyor.
Oysa benim kendi yöremden bildiğim kimi örneklerde, özellikle ülkemizde son çağda, bunun böyle olmadığı görülüyor. Giderek okuma yazma bilmeyen insanların bile bu haklarını daha bilinçli kullandıkları yolunda saptamalarım var. Bunu daha geniş bir çalışmada örnekleyebilirim.
Buna göre eğitimde bir sorunumuz var demektir.
Özellikle son dönemde, eğitimde doğru dürüst seçmelerin yapılamamış olması daha da bir öne çıkarıyor bu durumu. Bu türlü bir bilincin elde edilmesinin son olanağı, son basamağı üniversite…
Ne var ki üniversite tek başına, alt aşamada bir dize sorunlar çözümlenmeden, örneğin baskıcı bir ailenin içinden çıkıp, gene baskıcı bir orta eğitimden sonra üniversitenin kapısına gelmiş bir gence üniversite eğitiminde bu bilinci veremez.
Cumhuriyetimizin neredeyse yüzüncü yılını kutlayacağız.
Cumhuriyetin neredeyse tümü bir modernizm tasarımıydı. Mustafa Kemal Atatürk ile çevresi, böyle bir tasarımı belirlerken boşluk bırakmamaya çalıştılar. Gerçekten temelden ele alındı bir sürü sorun, mimarlığa varıncaya dek…
Mustafa Kemal, Osmanlıdan kalan, bir elin parmak sayısını geçmeyen mimarlar için,
“Bunlar benim ne yapmak istediğimi bilmiorlar.”
Diyordu.
Toplumda bütün bilgilerin yaygınlaşması, halkın yönetime el koyması gibi temel kararları veren insan, Osmanlı İmparatorluğu’nun yapılarını kopya edenlerden yakınıyordu bir bakıma. Hâlâ yalancı kubbe yapan Osmanlı mimarına cumhuriyeti anlatamazdı. O mimar anlamadığı cumhuriyeti yapılarıyla yorumlayamazdı.
Eğitimde temel amaç, daha sağlıklı, daha mutlu, daha insancıl, daha barışçıl, hoşgörülü, düşünce özgürlüğüne önem veren “vatandaş” ı yetiştirmektir.
Anadolu bir kültür kazanı, içinde her şey var.
Bu kazanın içinde eriyen de eriten de biziz, hepimiziz. Sabahattin Eyüboğlu’nun dediği gibi…
Bir kesimi ayırmak, Türkiye’ yi parçalamak demek olur. Çağdaş bir tasarımla getirilmeğe çalışılan, “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek, dinci uluslu vb. ayrımlara düşmeden, “vatandaş” lığı temel alan, hiçbir etnik topluluğu dışlamayan bir görüşle kuruldu Türkiye Cumhuriyeti.
Üniversite her şeyden önce böyle bir toplumun modeli olmak, ona örneklik etmek zorundadır.
Üniversitenin işi yalnızca bilgi aktarmak değil, üretmek, topluma önümüzdeki dönemde nasıl olunması gerektiğini göstermektir.
Elimde sigarayla,
“Sigara içmek sağlığa zararlıdır.”
Desem kim inanır?
Evrensel'i Takip Et