17 Aralık 2017

İstikrarsız zamanlar

Donald Trump’ın başkanlık döneminin ilk yılının sonuna geldiğimiz bu günlerde, acil problemlere çözüm getirilmek yerine daha fazla kaosun içine sokulduğumuzu görüyoruz. Her ne kadar hükümet genel bir vergi indirimi kararı aldıysa da yakından baktığımızda bu yasanın zenginlerin servetlerini arttırmalarına hizmet ettiğini fark ediyoruz.

Uluslararası düzeyde de hükümetler istikrarlı değil, tam da tersi daha da istikrarsızlar. Örneğin İngiltere’de Brexit referandumu, ülkede ekonomik istikrarsızlığın artmasına, işçi ve emekçilerin hissedilir derecede gelir kaybına uğramasına yol açtı. Ekonomik sallantıların politik istikrarsızlığın ilk adımı olduğunu bir kez daha yaşayarak gördük.    

İstikrarsızlık üzerine konuştuğumuzda özellikle de ABD’deki durumu irdelemek zorundayız. Ülke bir deli tarafından yönetiliyor. Daha da kötüsü çevresi delilerle dolu bir deli tarafından yönetiliyor.

Ama bu “deli” devlet politikasının ardında bir metot var. Kanadalı yazar ve küreselleşme karşıtı Naomi Klein bu metodu 2007 yılında New York’ta yayımladığı ‘Şok Stratejisi: Felaket Kapitalizminin Yükselişi’ kitabında analiz etmişti. Ekonominin elitleri birdenbire ortaya çıkan toplumsal kriz şeklindeki ekonomik çöküşlerden, askeri yenilgilerden ve doğal afetlerden kazançlı çıkmaktaydılar. Klein, emperyalist sermayenin bu yolla Arjantin, Güney Afrika ve diğer bazı ülkeleri talan edip onlara neoliberalizmi dayattığını ortaya koyuyor.

Ancak dış ülkelerde yol açılanlar kaçınılmaz olarak bunun nedeni olan ülkelere geri dönüyor. Kapitalist merkezlerin vergi indirimi başlığıyla ihraç ettikleri kaos şimdilerde ABD’de de benzeri gelişmelere yol açıyor. Karl Marx, Komünist Parti Manifestosu’nda “Modern devletin yürütme gücü, burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir komiteden başka bir şey değildir” demekteydi. 

Seçilen milletvekilleri  ve yasama organlarının zengin ve super zenginlerin çıkarlarına hizmet ettiğine kim karşı çıkabilir ki? Seçmen olarak onları siz seçtiniz,  gerçekte ise onların çıkarlarıyla sizin çıkarlarınız tamamen zıt. Sadece şimdi değil, eskiden de zıttı. Kapitalizmin özünü sermayenin ne pahasına olursa olsun, acımasızca, kontrolsüz şekilde arttırılması oluşturur.  Bu amaca erişmek için hangi araçların kullanılacağının ise hiç ama hiç önemi yoktur.  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et