Emperyalizmin oyunları
Zarrab davası AKP için çok önemli. Bu dava konusunda yanlış hareket ettiklerinde iktidarı kaybedebileceklerini düşünüyorlar. ABD’nin kendilerini iktidardan düşürmek istediğini düşünüyorlar. Onun için uzun süre dava üzerinden pazarlık yaptılar ABD’lilerle, olmayınca taktik değiştirdiler. ABD’ye karşı antiemperyalist bir mücadele veriyorlarmış gibi propaganda yapmaya başladılar. Gerçi yandaş medya bu konuda biraz ikircikli davranıyor. Antiemperyalizm propagandasını fazla abartırsak, sonra antiemperyalist mücadele kontrol edilemez boyutlara ulaşırsa ne yaparız diye düşünüyorlar. Tabii, bir de ABD’ye bu kadar yüklenirsek, yarın durumlar değişirse ne yaparız kaygıları var.
Rıdvan Dilmen’in Erdoğan’ı “parkasız Deniz Gezmiş”e benzetmesi, son günlerdeki AKP propagandasının bir unsuru olarak değerlendirilebilir.
AKP’nin emperyalizmle elbette bir sorunu yok. ABD, AB, Rusya vb. emperyalistlerle ilişkileri eskiden nasılsa, şimdi de aynı şekilde devam ediyor. AKP’nin ABD ile sorunu, ABD’nin Erdoğan ve ekibini istememelerinden kaynaklanıyor. Aslında ABD, AKP iktidarına da karşı değil, AKP ve yakın ekibinin uzaklaştırıldığı ve ABD’nin Ortadoğu politikalarına uyum sağlayacak bir AKP iktidarına hayır demez. Hatta bunun için uğraşıyor denebilir.
ABD, her zaman Türkiye’nin iç işlerine karıştı. Hükümet değiştirme çabası da ilk değil. AKP’nin iktidar olmasında da bir ABD’nin müdahalesi söz konusuydu. Ecevit Hükümetini devirmek için neler yaptıkları hatırlardadır.
ABD ile Erdoğan ve ekibi arasındaki en önemli problem ise Ortadoğu ve Kürt politikaları. AKP iktidarında Erdoğan-Gülen ittifakı sürerken bu politikalarda bir anlaşmazlık yoktu. Erdoğan ile Gülen ittifakı bozulunca, Erdoğan Avrasyacılara yanaştı. ABD’nin Suriye’de Kürtlerle ittifakına karşı tutum almaya başladı. Rusya ile ortak tutum almaya başladı. ABD’nin İran politikalarını desteklemedi.
Avrasyacılar ve Erdoğan, Suriye ve Kürt politikalarını değiştirse ABD ile bir sorunu kalmaz.
Bu nedenle, Zarrab davasında ortaya saçılan delil ve itirafları gündeme getirip; yolsuzluk yapanlardan, rüşvet alanlardan hesap sorulmasını talep etmek emperyalizmle iş birliği yapmak, emperyalizmin yanında Türkiye’ye karşı mücadele etmek manasına gelmez. Erdoğan, “parkasız Deniz Gezmiş” değildir. Bütün askerlik hayatları boyunca NATO askeri olarak görev yapmış Avrasyacı paşalar da antiemperyalist değildir.
ABD’ye, Rusya’ya, bütün emperyalistlere karşıyız ama bizi sömüren, OHAL rejimi ile zulmeden, yolsuzluk ve rüşvet şampiyonlarına da karşıyız. Ayakkabı kutularındaki paralar, milyonluk saatler, Man Adaları ve Malta’daki şirketler “Eyyy Amerika” diye bağırarak gözlerden gizlenemez, unutturulamaz.
Evrensel'i Takip Et