Eşeğin gölgesi
Ünlü Hatip Demosthenes, Atina’da agorada yurttaşlarına ülkenin geleceği üzerine önemli bir söylev için kürsüye gelince halk dinlemek istemez, yaygaraya başlar.
Bunun üzerine Demosthenes şöyle der:
-Yalnızca iki söz söyleyeceğim size, hepsi o kadar!
Gürültü patırtı kesilince de hemen bir öykü anlatmaya girişir:
-Bir zamanlar bir delikanlı, Atina’dan Mepara’ya gitmek için bir eşek kiralamış. Eşeğin sahibi de aynı yere gideceği için beraber yola çıkmışlar. Epey yol aldıktan sonra, öğle sıcağı tepelerinde yumurta pişirmeye başlamış. Dinlenmek için bir su kenarına oturmuşlar. Ortalıkta gölge mölge olmadığından bay sahip, eşeğin gölgesine uzanmış. Eşeği kiralayan genç de karşı çıkmış bu rahatlığa.
Sahibi diretmiş:
-Ne münasebet, eşek benim!
Bay kiracı da eşeği kiraladığını söylemiş ama sahip hiç oralı olmamış ve sürdürmüş sözü:
-Kiraladınsa eşeği kiraladın, gölgesini değil... Arkasından mal sahibi ile kiracı arasında bir kıyamettir kopmuş.
Bu sözden sonra Demosthenes, lafını keserek kürsüden inmiş.
Halk, merak içinde bağırmaya başlamış:
-Ee, söylesene be adam, sonra ne olmuş?
Bu feryat figan üzerine ünlü hatip, kürsüye yeniden çıkmış ve halkı bir süzdükten sonra şöyle demiş:
-Ne adamlarsınız yahu, iyiliğiniz için iki laf edeyim dedim, izin vermediniz de bir uyuz eşeğin gölgesini mi merak ediyorsunuz?
Şu köşecikte beş yıldır yazıyorum.
Hırsızlık
Soygun
Talan
Hak
Hukuk
Adalet
Müsavat
Savaş
Cinnet
Cinayet...
At koşturmadığım, kılıç şakırdatmadığım yer kalmadı.
Ne barış bana yâr oldu ne ben bahtiyar oldum.
Azıcık huzurlu olsam şeytan bırakmıyor.
Ülke yine kan kıyamet.
KHK
OHAL
Guantanoma tipi tek tip elbise
15 Temmuz milislerine af
Muhtarlara silah
Başkanlara külah
Kararnameler, genelgeler, torba yasalar, eşeğin gölgesinde değil heybesinde.
Halk, heybeyle değil, eşeğin gölgesiyle semeriyle ilgileniyor.
Yine kendi havasında...
Vur patlasın, çal oynasın.
Kırk deveyi bir iki eşek sürüyor.
Eşekler yanıldığında yapacağımız bir şey de yok.
Beş yıl önce “Our Boys ve Bizim Eşekler” yazımda anlatmıştım.
Nasıldı öykü?
Köyün birine Amerikalı bir uzman heyet gelir. Bir kuşluk vakti heyet, incelemeler yapmak için yola koyulur. Yolda bir eşeğin peşi sıra seğirten köylüleri görür. Heyetten biri sorar:
-Ne yapıyor siz burada? Eşek gidiyor, kazıyor siz orayı..
He, der köylülerden biri boz eşeği dehleyerek.
-İyi işte bey, eşek gidiyor, gölgesinden de biz gidiyoruz, eşeğin ayağının değdiği yerleri kazıp yol yapıyoruz.
Amerikalı güler:
-Böyle tuhaf iş olur mu? Bu eşek, hiç yanılmıyor mu? Sürçüp de sizi balçığa batağa, hendeğe uçuruma sürüklerse ne yapıyorsunuz?
Bizim köylü, sakin:
-O zaman da Amerika’dan uzman heyet diye sizi çağırıyoruz efendi, yol açmak için.
Con’la Coni’yle iyi geçinmek lâzım.
CIA
Pentagon
Beyaz Saray
Eşeğin ölümü, kurda düğündür, derler.
Kurtla fazla oynamaya başladık.
Yeni yılda aman, kuyruğa dikkat!
Yıl bitti, perşembenin gelişi de çarşambadan belli.
Yeni yıl, şenlik şıkırdım gelip geçmeyecek ama hani bir türkü vardır.
Biz yine de o eski türküyü dolayalım dilimize.
“Çıktım kerpiç duvara
El ettim eski yâra
Eski yâr şöyle dursun
Can kurban yeni yâra.”
Yolunu şaşırmayan eşeklere, eşeğin gölgesine değil, açtığı yola bakan siz sevgili okurlarıma taptaze, ışıl ışıl bir yıl diliyorum.
Heybenizden güneş eksilmesin!
Evrensel'i Takip Et