30 Aralık 2017 00:14

Olumlu düşünelim mi?

Olumlu düşünelim mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni yıla girerken ülkemiz ve tüm insanlık için olumlu düşüncelerden oluşan bir hayal kuralım. Hayalimizi yaşarken, yaşadıklarımızla amacımız arasındaki farkı bir günlüğüne unutalım ve böylece yeni yıla bir günlüğüne de olsa mutlu girmeye çalışalım.

Sanırım birinci ve tek dileğimiz ülke siyaseti başta olmak üzere, kamu ve özel tüm yönetim kademelerine sadakat ilkesine göre değil, liyakat ilkesine göre atama yapılması ve kadroların gerçekten ehil ellere teslim edilmesidir. Yıllardan beri ülkemizde hükmünü sürmüş olan FETÖ surecinin en olumsuz iki etkisinden biri gençleri birer “kurşun asker” anlayışı ile yetiştirmek, ikincisi ise yetiştirilen kurşun askerleri kadrolara yerleştirmektir. Kurşun asker pedagojisindeki emrin dışına çıkmama ve verilen görevi aksatmadan yapma anlayışı kısa dönemde işlerin muntazam gittiği görüntüsü yaratıyor olmasına karşın, uzun dönemde statik yapı ve gelişen dünya koşullarında tutuculuk ve gerileme eğilimi oluşturur. Batı sisteminin dinamik yapısı daimi gelişme ve birey kapasitesinin azami kullanımı esasına dayanır. Kısacası FETÖ patentli sistem hiçbir şekilde gelişen ve hızla değişen dünya koşullarında Türkiye’yi ileriye taşıyabilecek kapasitede görülemez.

İlginç olan şu ki, FETÖ dışlandıktan sonra, öyle anlaşılıyor ki, yeni ve başka tarikatlar boşluğu doldurmaya yeltenmekte, hatta bu alanda en büyük ‘piyasa yapıcısı’ olarak da iktidar partisi öne çıkmaktadır. En büyük talihsizlik de siyasetin kadrolaşması ve ehliyetin önünde sadakat ve “bizim mahalleden” kültürüne dayalı ekip ile ülkeyi yönetmeye yönelmesidir. Yönetimde ilerleme ve daha iyiye yönelme, sistemi olabildiğince yansız gruplardan oluşturup, eleştiri kültürünü geliştirme esasına dayanır. Böyle bir kültürden yoksun, el etek öpme ve biat kültürü, ne sistemi ne de toplumu bir yere taşıyabilir. Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinden iki bin dolayında ve çoğunun profesör ve doçentlerden oluşan barış imzacıları bildirisine karşın, üç binin üzerinde farklı nitelikli karşı bildiri her ne kadar demokratik çıkış olarak görülebilse de, zihinlerde ve kalplerde bazı kuşkulu izler bırakmaktadır. Sistemin içinden sistemi görememek doğaldır, ancak böyle bir körlükle fikir beyan etmek aşırı cesaret olarak görülmelidir!

İnsan faktörü her açıdan çok önemlidir. Ülke kalkınmasında nüfus önemlidir, ancak her bir insan tükettiğinden fazla üretme kapasitesine sahipse bu görüş geçerlidir. Aksi halde ülkenin büyümesi reel değil, nüfus bağlantılı olur. Daha doğrusu, bu şekilde ülke şişmanlar ama gelişemez, çünkü herkes tükettiğinden fazla üretmeli ki, geri kalan kaynaklar eğitim, sağlık, çevre ve yeni yatırımlar için tahsis edilebilsin. Türkiye 80 milyon olsa da, herkes sadece tükettiği kadar üretmiş olsa idi ülkede hiçbir yatırım yapılamazdı. Bireyin tükettiğinden fazla üretebilmesi onun fizik gücünde çok, beyin kabiliyetine bağlıdır. Bu da eğitim demektir. Eğitim durumumuz, siyasilerin eğitim projesi nedir? Siz projelerden ve böylesi yürüyüşten umutlu musunuz?

Ülkemiz, maalesef, kısmen insanı kısmen siyasi gerekçelerle Ortadoğu ile Avrupa arasında emme-basma tulumba işlevi görmüştür. Kendisi Ortadoğu’ya girmiş, Ortadoğu’dan insan çekmiş, bir kısmını Avrupa’ya göndermiş, büyük kısmını ise mali destek karşılığında ülkede tutmuştur. Ortadoğu’daki siyasi sorunlara dahil olma pozisyonumuz veri olarak, gelen insanların çok daha denetimli olarak ve vatandaşlık hakkı dışında tutularak belirli kamplara yerleştirilmesi gerekirdi. Maalesef, bu yapılmadı, bir kısmı şehirlere salındı ve ucuz iş gücü olarak sisteme dahil edildi. Bu insanlar, tamamıyla içinde yaşadıkları koşulların doğal sonucu olarak gelecek günlerde bazı suçlara karışır ve ülkenin nüfus ve kültür bileşimini değiştirirse böyle bir durumun ülkemizi nereye taşıyacağının, siyasi ve kolay oy endişesi dışında, ülkenin dil, kültür ve emniyeti açısından düşünülmesi gerekmez mi?

Dua, bir tür yakarış ve amaca tevessül etmektir. Başta siyasiler olmak üzere, tüm kurumlarımızın, kendi istikbalinin üzerinde, ülkemizin aydınlık geleceğini düşünerek davranacağını ummak istiyorum. Her şeye rağmen, umalım ki gelecek yıllar ve günler ülkemiz ve tüm insanlık için sağlık, mutluluk ve güzelliklerle dolu olsun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa