03 Ocak 2018 00:53

Tükenmeyen umut en büyük kazanımdır

Tükenmeyen umut en büyük kazanımdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Zor bir yılı geride bıraktık. İşin tarihsel arka planı bir yana yılın zorluğu 2015’te başladı. İktidarı her ne pahasına olursa olsun sürdürmek isteyenler, 2015’te şiddetten nemalanmak için adım attılar. Suruç’ta Kobanili çocuklara hediye götürmek isteyen onlarca gence, Ankara’da barış için yürüyen insanlara patlayan bombalar ve daha birçok şiddet içeren saldırı, sadece bunun içindi. Daha açık deyimle, AKP iktidarının devamlılığı için çare şiddetin büyümesinde bulundu.

AKP iktidarı, savaş kararının ardından bir diğer olanağı 2016’da yakaladı. 15 Temmuz darbe girişimi, Erdoğan’ın dediği gibi AKP iktidarına Allah’ın lütfü oldu. Erdoğan darbe sayesinde bir yandan ittifak güçleriyle ilişkisini pekiştirdi, diğer yandan muhaliflerini bertaraf etmek için ciddi bir fırsat yakaladı. Bu fırsat sonrasında devletin neredeyse tüm kurumlarının denetimini bizzat ele geçirdi.

2016’nın sonlarına doğru bir adım daha atıldı. Darbe Girişimi ile eski ittifaklarını, Gülen Cemaati’ni devre dışı bırakan iktidar, bu kez Kürt muhalefetine, HDP’ye yöneldi.

HDP’ye dönük saldırılar, eş başkanlarının, milletvekillerinin, yönetici ve üyelerinin tutuklanması ne yazık ki istenilen düzeyde bir tepki ile karşılaşmadı. Diğer partiler, özellikle CHP, yüzde 20’lere tırmanan HDP’nin zayıflamasını kendi lehine görmüş olacak ki o da iktidarın HDP’ye dönük saldırılarına sessiz kaldı.

CHP’deki yönetim aklının HDP’ye dönük tutumunun nedenini biliyoruz. Söz konusu akıl, AKP’nin bir başka versiyonudur. Bir diğer deyimle o da tek sesliliği ve tek renkliliği savunuyor, statükonun devamını ülkenin selameti olarak görüyor.

AKP’yi 2017’ye taşıyan CHP’nin bu aklı oldu desek, yeridir. CHP’nin çıkar endeksli yaklaşımı, AKP’nin ekmeğine yağ sürdü, gücüne güç kattı.

Erdoğan da bunun farkındaydı ve CHP’nin bu tutumunu kullanmaktan çekinmedi. HDP’yi öcüleştirerek CHP’nin HDP’ye, Kürtlere dönük yeni bir politika üretmesi muhtemel potansiyel ilerici kesiminin enerjisini de CHP’nin ulusalcı aklına esir etti. Ancak bu akıl CHP’yi AKP’nin hedefine girmekten kurtarmadı. CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun düzmece bir yargılanma sonrasında cezalandırılarak tutuklanması CHP’ye dönük hamlenin ilk adımıdır.

İktidarını 2017’ye taşıyan Erdoğan’ın bir diğer önemli kazanımı da Anayasa Referandumu oldu. Adına ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi’ dense de esasen 16 Nisan’da tek adam hakimiyetine dayanan Türk tipi Başkanlık Sistemi oylandı. Nitekim şaibeli olduğu açık olan bir sayım sonrasında Anayasa değişikliği kabul edildi. Kılıçdaroğlu, yaşananları çok açık bilmesine rağmen teslim bayrağını çabuk çekti, referandum sonuçlarını meşru saydı. Sonradan bir açıklama ile “Bu kararla çok sayıda insanın ölmesini önledim” dedi. HDP ve diğer muhalif güçlerin itirazları da bir işe yaramadı. Erdoğan referandumla, fiili tek kişilik yönetimi, resmen de yaşama geçirdi.

2017’yi baskılarla, hukuksuzluklarla, kararnamelerle, OHAL’le geçiren halk her gün ekmeğinden ve özgürlüğünden kaybederken, AKP giderek güçlendi. Ancak bir şey 2017’de kendini her şeye rağmen somut olarak gösterdi. İktidar, her şeye rağmen umudu tüketemedi. Başta HDP olmak üzere Kürt muhalefeti, sol, sosyalist kesimler, ilericiler, AKP karşıtı dindarlar, boyun eğmediler. Bedeli ağır da olsa sözlerini söylemekten vazgeçmediler. 

2018’e halk umutları tükenmeden, umut tükenmediği için de teslim olmadan girdi. Bu, Kürtler açısından da böyle oldu. Onca baskıya rağmen Kürtler mücadeleden çekilmedi. Üstelik bölgede yaşanan gelişmeler Kürtlerin daha da umutlanmasını sağladı.

Doğrudur, Güney Kürdistan’da 2017’de büyük kayıplar yaşandı. Ancak yılın son aylarına doğru halkın yaşanan haksızlık ve yolsuzluklara, işsizliğe, alınamayan maaşlara tepkisi bu kayıplara rağmen umudu diri tutan etkenlerdendir. Rojava, artık sadece bu bölgedeki Kürtler için değil Suriye’nin tamamına umut olan adımlar attı, atıyor. Yılın son ayında ayaklanan İran halkları da haklıların umudunu pekiştirdi. Türkiye, Kürdistan ve bölge halklarının umudunun pekişmesi, emin olun zalimlerin en büyük korkusudur.

Öyle görünüyor ki 2018, tükenmeyen umutla yükselecek etkin bir mücadelenin yılı olacak.

2018, yeni yıl, baskı ve zulüm gören tüm halklara, tüm farklı inanç gruplarına, zalimler hariç toplumun tüm farklılıklarına kutlu olsun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa