İran’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz!
Fotoğraf: Envato
Mollalar İran’ı 1979’dan beri “demir yumruk”la yönetiyor. “Din Polisi”, “Devrim Muhafızları” gibi özel güçleri “İslam’ın kılıcı” gibi kullanıp, kırk yıldır İran’ı katı bir şeriat düzeniyle yönettiler! Yetinmediler bölgeye “rejim” ihraç ettiler. Ama aynı zamanda mollalar bir yandan kendilerine yakın burjuvaziyi devletin imkanlarıyla “ihya” ederken, kendi yaşamlarını da burjuvalaştırdılar. Elbette ki, haksız ve hukuksuz biçimde kişisel servetlerini de büyüten mollalar, yakınlarına da büyük servetler edindirdiler! (Bizde olanlara ne kadar benziyor)
Kısacası, İranlıları Şah rejiminin vahşi şiddetinden, açlık, sefalet ve yoksulluktan kurtarma vaadiyle halkın büyük desteğini alan mollalar, vaatlerinin tam tersini yaptı. Şah dönemini aratmayacak bir İslami baskı rejimi kurdular. Yine onu aratmayacak; halkı ve işçi sınıfını ezen, sömürüyü artıran neoliberal ekonomik politikaları hayata geçirmede tereddüt etmediler.
İRAN HALKI İŞ EKMEK VE ÖZGÜRLÜK TALEP EDİYOR
Bir haftadır süren protestoların “mollaların başkenti” diyebileceğimiz Meşhed’den başlayarak yayılması ise elbette ki, molla rejimi için kaderin cilvesi gibidir. Ama protestoların en görünen ve “tetikleyici” gerekçesinin (Türkiye’de 1980’li yıllarda gördüğümüz “bankerlik sistemine” benzeyen ve her bakımdan çıkmaza giren) ekonomileri ayağa kaldırmak iddiasıyla “icat ettikleri” sistemin çökmesiyle başladığı düşünüldüğünde; mollaların ayağının altındaki toprağın kaymasının Meşhed’e kadar uzanması oldukça önemlidir.
Göstericiler, toplam açısından baktığımızda iş, ekmek ve özgürlük talep ediyorlar. Ama bu taleplerle İran rejiminin dış politikası arasında da bir bağ kuruyorlar; İran’ın dış ülkelere asker göndermesine, nükleer enerjiye yatırım yapması gibi girişimlere karşı çıkıyorlar.
Elbette ki protestocular içinde Şah rejiminin geri getirilmesini savunanlar olduğu gibi daha katı bir İslami düzen isteyenler de var. Azeriler, Kürtler, Beluciler, Araplar...gibi azınlıklara karşı sloganlar atanlar da ha keza öyle. Ama genel kanı, bunların marjinal düzeyde olduğu şeklinde.
MOLLA DÜZENİ ÇÜRÜMÜŞTÜR
İran’daki gelişmelerle ilgili değerlendirmeler içinde en önemli sözleri söyleyenlerden biri de Yazar Bahram Rahmani oldu.
Stokholm’da Muhabirimiz Murat Kuseyri’ye konuşan İran PEN Kulubü ve İran Yazarlar Birliği Eski Başkanı Bahram Rahmani, protestoların nedenleri ile ilgili olarak; “İthalat ihracat, fabrikalar, ihaleler hep bu kesimin elinde. Bankalardan aldıkları kredileri geri ödemiyorlar. Bir mafya sistemi kurdular. Ali Hamaney’in 93 milyar dolar parası olduğu yazılıyor.
Ülkede ağır bir sansür var. İşçilerin sendikalarda örgütlenme ve grev hakkı yok. Yazar ve gazetecilerin düşüncelerini ifade etmeleri yasak. 40 milyon kadının hiçbir hakkı yok. Çıban artık patladı. Eylemler giderek yaygınlaşacak ve radikalleşecek” diyor.
Mollalar rejimlerini, ABD ve İsrail tehdidini, bunların sadece İran’ın değil İslam’ın düşmanları olduğunu göstererek, onların İran rejimi ve İslam’ı yok etmek istediğini iddia ederek ve kendilerine yönelik her eleştiriyi, tepkiyi ABD ve İsrail’in saldırısının bir uzantısı gibi göstererek bugüne kadar geldiler.
Bugün de İran halkının tepkisinin arkasında İsrail ve ABD’nin olduğunu iddia ederek protesto edenleri caydırmayı, en azından sayısını azaltmayı amaçlıyorlar.
40 YILDIR AYNI BAHANE!
Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, protestolar için “Son günlerde, İran’ın düşmanları, İslam cumhuriyetinde sorunlar çıkartmak için aralarında para, silahlar, siyaset ve istihbarat organlarının da bulunduğu farklı araçlar kullandı” iddiasını yineleyerek göstericileri caydırmaya çalışıyor.
Bu, Ortadoğu’da sıkça gördüğümüz bir propaganda biçimidir. Nitekim egemenler ne zaman halk tarafından köşeye sıkıştırılsa hemen bir “dış düşman” bulup tüm sorumluluğu ona yıkarak kendilerini temize çıkarmaya, kendilerine karşı çıkanları da onların kışkırtmasına gelen aptallar, iş birlikçiler, hainler, casuslar...suçlamasının hedefi yaparlar.
Evet İsrail ve ABD, protesto eden yığınları “özgürlük savaşçısı”, “İran halkının soylu direnişi” gibi destek ifadeleriyle değerlendirse de, ortaya çıkan protestoları ABD ve İsrail’in CIA ve MOSSAD’ın organize ettiğini söylemek herhalde bugün İran halkına yapılacak en aşağılayıcı suçlamadır.(*)
PROTESTOLARI KİM ORGANİZE EDİYOR?
Burada elbette, “Peki öyleyse İran’daki protestoları kim organize ediyor” sorusu gündeme gelmektedir ve her çevrede de bu sorunun öne çıktığını söylemek yanlış olmaz.
Kuşkusuz, olayların bu aşamasında protestoları organize eden bir örgüt ya da organize bir cephe örgütlenmesi görünmemektedir. Ama şu da açık ki, gençlik, kadınlar, aydın çevreler, işçiler... içinde 40 yıldır mücadele eden kimi örgütlenmelerin olduğu da anlaşılmaktadır. Ki, bugün sokağa çıkan kitlelere bakıldığında; henüz molla rejimine karşı olan güçlerin en önünde yer alanların eyleme geçtiği görülüyor. Bu da İran’da molla rejimine karşı olan yığınların ana kitlesinin en azından şimdilik sokağa çıkmadığını göstermektedir.
İlerleyen günlerde bu protestolar nasıl bir seyre girer, bunu şimdiden bilmek zor. Ama şu da bir gerçek ki ister protestolar ilerleyerek bir ayaklanmaya dönüşüp rejimi devirsin isterse de rejim, daha önceki gösterilerde olduğu gibi (örneğin 2009’daki gibi) muhalefeti bir kez daha ezsin; “İran’da artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” denecek bir noktaya gelinmiştir.
Çünkü bir yandan molla rejiminin kurduğu düzenin çürümüşlüğünün had safhaya çıkmasıyla birlikte:
* Yolsuzluktan yoksulluğa, artan baskılardan iç ve dış politikaya düzenin çürümesinin geldiği aşamanın görülmesi,
* Bu protestoların rejim içindeki fraksiyonların birbirlerine karşı mücadelesini kışkırtması,
* Protestoların düne göre daha “bütüncül” talepler öne sürmeleri ve bu protestoların daha gözle görülür sonuçları olması sürpriz olmaz.
Ama elbette 1979’da bütün bölgeyi çok ciddi biçimde etkileyen ve İslamcı yükselişi tetikleyen molla rejimi gibi; bugün de rejime karşı mücadele, bölge ülkelerindeki din-mezhep çatışmalarını etkileyecek potansiyele sahiptir. Dolayısıyla bu protestoların alacağı boyut sadece İran’ı değil bütün bölgeyi etkileme ölçüsünü de belirleyecektir.
(*) Rusya ve Türkiye İran rejimine desteklerini açıkladılar. ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır ise protestolara destek veriyor.
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47