17 Ocak 2018 00:23

Afrin çıkışı ve zehirlenen 'demokrasi'

Afrin çıkışı ve zehirlenen 'demokrasi'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yaptığı açıklamalarla dozunu giderek artırdığı Afrin çıkışı ve ABD’den gelen yanıtla birlikte, sonrasının nasıl gelişeceğinin ülkenin kaderini belirleyeceği günlerdeyiz.

Erdoğan’ın iç siyasette yaşadığı irtifa kaybından beri, içeride ve dışarıda kutuplaşmayı, gerilimi temel politika haline getirmiş olması, içinde bulunduğumuz sürecin okunmasını da etkileyen sonuçlar doğuruyor. Yapılan analizlerde ‘kişisel bir çılgınlığın’ ülkeyi felakete sürüklediğine dair vurgulara sıkça rastlıyoruz ve kişisel sohbetlerde de bunun izlerini görüyoruz. 

Peki gerçekten tüm bu olup bitenler Erdoğan’ın kişisel yönetme biçimine indirgenebilir mi? Hitler’in dünyayı bir dönem kasıp kavuran pratiklerinin bile, Almanya’nın o dönemki sınıf ilişkileri ve tercihlerinden tamamen bağımsız olarak okunmasının manasızlığı ortadayken, Erdoğan’ın bugünkü yönelimlerini böyle okumak, devlet pratiklerinin tarihsel ve ekonomik tüm diğer koşullarını da ıskalamak anlamına gelir.

Elbette Erdoğan’ın ‘tek adam’ yönetimine dayalı politikalarının bugün Afrin çıkışı ile birbirini tamamlayan özellikleri var. ‘Tek adam’ın etrafında kurulan ‘millilik’ ve ‘güvenlik’ paradigmasının böylesi çıkışlara ihtiyaç duyacağı, onlardan besleneceği ve onlara yeniden yeniden yol vereceğini peşinen kabul ederek devam edelim. 

Türkiye, yakın coğrafyasındaki hızla değişen dinamikler karşısında, 2007’den beri ‘aktif dış politika’ adına, ‘Misak-ı Millî’ düsturunun sorgulandığı bir dış politika sarmalının sonuçlarını yaşıyor ve Suriye örneğinde görüldüğü gibi iflası teyit edilmiş olsa da, yer yer revize edilerek de olsa devam eden bir politika bu. Çünkü bu politikanın içinde, değişen bölge dinamikleriyle oluşacak yeni haritada Türkiye’nin de söz sahibi olması hedefi bir başka temel politikaya da bağlanıyor: Kürt sorununda ‘güvenlik’ merkezli yaklaşımda ısrar eden ve giderek de onun esiri olan politika.

Bu politikayı, İttihat ve Terakki’den bu yana uygulanan ‘tekçi’ devlet retoriğinin, uzunca bir süredir Kürt sorunu etrafındaki pozisyonunda görüyoruz. Çeşitli konjonktürel farklılıklarla birlikte dönüp yeniden bağlanılan Kürt sorununda karşısındakini tanımaya kapalı, onu hep potansiyel bir tehdit olarak gören devlet çizgisi, Kürtlerin bugün Türkiye’nin sınırının hemen ötesinde kazandıkları mevziler karşısında çılgına dönmüş durumda. Cihatist örgütlerle kurulan ilişkiler ve bunu belgeleyen haberler yapan gazetecileri de sanık sandalyesine oturtan bu politika bugün kritik bir kavşakta bulunuyor. 

Türkiye’nin toplam demokrasi sorunlarını da ciddi düzeyde etkileyen bir sorun olarak Kürt sorununu, demokrasinin içinde çözme ihtimallerini tamamen dıştalayan bu inkarcı ve güvenlikçi yaklaşım, Türkiye’nin her yönüyle tartışmalı hale gelen kırılgan demokrasisini bile esir alıyor. Onunla birlikte ülkenin dış politikası ve ülkenin geleceğine de ipotek koyuyor.

Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla 1 günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapan Hüseyin Aykol, Ayşe Düzkan, Ragıp Duran, Hüseyin Bektaş ve Mehmet Ali Çelebi’ye dün verilen cezalar, CHP’nin İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nun, uzun süredir orada duran Twitter paylaşımları içinde sondaj yapılarak hedef haline getirilmesi, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bunu tadını çıkara çıkara yapması; bu zehirlenen ‘demokrasi’nin hepimize hediyesidir. 

Tüm bunlar, elbette Afrin politikasının bir türevine indirgenemez ama, o Afrin çıkışına yol veren politika, içeride demokrasinin kırıntısı üzerinde bile tepinmeye muktedir, hatta tepinmeden edemeyecek bir politikadır. Bu tepinme hali dönüp yeni Afrin çıkışlarını besler, o yeni Afrin çıkışları da, dönüp içeride zaten yerlerde sürünen özgürlüklerin son kırıntılarını da süpürmek için harekete geçer. Böylesi uğursuz bir döngüdür bu.

Bu arada henüz daha CHP İstanbul İl Kongresi sürerken, Canan Kaftancıoğlu’nun geçmiş tweetlerini, Twitter hesabından paylaşarak hedef gösteren ve Erdoğan’a bu sufleleri veren ‘halktv’ de kına yaksın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa