Merkez Bankası bağımsız!
Fotoğraf: Envato
Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) faiz koridorunu oluşturan faiz oranları hakkındaki kararlarını açıklıyor. Koridoru oluşturan dört tip faiz oranının mevcut durumu şöyle: Faiz koridorunun üst bandını oluşturan marjinal fonlama oranı yüzde 9.25, faiz koridorunun alt bandını oluşturan borçlanma oranı yüzde 7.25, politika faiz oranını oluşturan bir hafta vadeli repo faiz oranı yüzde 8 ve geç likidite penceresi faiz oranı yüzde 12.75.
Yıllık enflasyonun yüzde 12’ye, cari açığın 40 milyar dolara çıktığı ortamda olağan beklentilerin, PPK tarafından dört göstergenin de makroekonomik verilerle uyumlu biçimde artırılması yönünde olması gerekirken kimse mevcut oranlarda artış beklemiyor.
***
Oysa “Merkez Bankası bağımsızlığı” zokası uzun süredir kapitalist ülkelere yutturuluyor. Biz Fed’in de, Avrupa Merkez Bankasının da (AMB) siyasal kararlardan ve iktidar güçlerinden bağımsız olarak para politikası kararları aldıklarına inanıyoruz… İnanıyoruz derken, inanıyormuş gibi yapıyoruz. Yoksa kralın çıplak olduğunu, hiçbir hazine bankasının (merkez bankası) siyasal çıkarlara bağlılıktan geri adım atmayacağını biliyoruz.
***
Peki ekonomik ilişkiler bütünü içerisinde yer alan neredeyse tüm kesimler, nasıl oluyor da kendilerini merkez bankalarının ulusal siyasal güçlerden ve uluslararası tekelci sermaye odaklarından bağımsız biçimde para politikası belirleyen kurumlar olduklarına inandırıyor?
Bu ‘Kendi kendini inandırma’ çabasını merkez bankalarının makroekonomik gereklerle uyumlu para politikaları oluşturmaları sağlıyor. Yani bir ülkede cari açık varsa, enflasyon yükseliyorsa, işsizlik sorunu kronikleşmişse bir merkez bankası faiz oranını artırmaya yönelik politikalar izler.
Hane halkı da merkez bankasının iktidar baskısıyla değil, ekonomik gerçekler(?) üzerinden kararlar aldığına inanır. Bunun böyle olmadığını merkez bankasının kendisi, iktidar bileşenleri ve ticari bankalar bilir. Bilir ama söylemez. Yani merkez bankaları ‘bağımsızlık rolü’ keser sadece.
***
Bizdeki durum ise giderek anlamsız bir hal alıyor. Şöyle ki, bizdeki merkez bankası da esas olarak -en az- ABD, AB ya da İngiltere merkez bankası kadar iktidara bağımlıdır. Bağımlıdır ancak sorun şu ki, diğerleri gibi bağımsızlık rolü kesecek durumu pek kalmamıştır.
Bir yanda sınır ötesi operasyon masadayken, bir yandan cari açık ve enflasyon alarm veriyorken, merkez bankasının bütün bu piyasa gerçeklerine(!) kulaklarını tıkaması belki de onu gerçekten bağımsız kılıyor...
Evet, bizim merkez bankamız da bağımsız ama dünyadaki örneklerini aşan biçimde ekonomik gerçeklerden bağımsız!
- Kadının adı var! 08 Mart 2018 00:56
- Sefalet endeksinde zirveye 22 Şubat 2018 00:15
- Teknolojik asimetri 08 Şubat 2018 00:54
- Enflasyon nereye 04 Ocak 2018 00:54
- Rant azaldıkça kavga büyüyor 28 Aralık 2017 00:34
- Rekorlu ekonomi 14 Aralık 2017 00:56
- 2018 gelirken… 07 Aralık 2017 00:22
- Davul zurna az! 23 Kasım 2017 00:53
- Kurdan kaleler, kırılgan beşler... 09 Kasım 2017 00:15
- Sanal ama gerçek! 25 Ekim 2017 23:09
- İstikrarın faturası kadın ve gençlere... 19 Ekim 2017 00:15
- Piston düştü! 05 Ekim 2017 01:32