23 Ocak 2018

Dergileri yazmaya devam ediyorum. Bu yazımda, “yeni e.” dergisini tanıtacağım. Şu da var ki, “yeni e.” 1991 yılında yayınlanmaya başlayan 26 yıllık Evrensel Kültür dergisinin kapatılması üzerine, kültür dergiciliği alanında ortaya çıkan boşluğu gidermek amacıyla yayımlanmaya başlamıştır. Hayır, bu açıklama yetmedi, burada okurlarıma önemli bir noktayı belirtmek istiyorum: Evrensel Kültür dergisi, sıkıyönetim tarafından kapatılmamış, bu derginin bağlı olduğu şirket sıkıyönetimce kapatıldığı için dergi, yayınını sürdüremez duruma düşmüştür. Durum böyledir. Ama şurası açıktır ki, Evrensel Kültür’ün şu ya da bu nedenle yayımını sürdürememesi, yurdumuzun kültür dergiciliği açısından kayıptır. Bu gerçeği, 83 yaşında bir yazarın deneyim ve görgülerinden yola çıkarak belirtiyorum. 

*

1991 yılının son aylarından biriydi. Ekim ayı olabilir: Bir gün, eski dostlarımdan Aydın Çubukçu geldi evimize. “Ahmet Ağabey, yeni bir kültür dergisi çıkarıyoruz, adı EVRENSEL KÜLTÜR! Senin de bu derginin sürekli yazarları arasında olmanı istiyoruz, ne dersin?​” diye sordu.

Sevindiğimi söyledim ve “Evrensel Kültür’de yazmak onurdur benim için” diyerek dergiye sıkça yazmaya başladım, yirmi beş yıl boyunca sözümde durmaya çalıştım. Bundan sonra da sağlık durumum elverdiği ölçüde “yeni e.” dergisinde yazmak isterim.

Elimde “yeni e.”nin Ocak 2018 tarihli son sayısı var. Bilindiği gibi, geleneksel olarak dergi, her sayısında yurdumuzu ilgilendiren kültürel konuların biri üzerine hazırlanmış bir “dosya” verir. Ocak sayısında söz konusu dosyanın konusu, “göçmenler, mülteciler, sığınmacılar”. Okurlarımın ve konuya ilgi duyanların bu güncel sorunla ilgili dosyayı merakla okuyacağını düşünüyorum. 

Kapaktan başlayalım: Orada küçük puntolarla dizilmiş olan Paul Eluard’ın üç mısradan oluşan şiirini buraya alıntılıyorum: Ulaştık ötekilere / Onların bize ulaştığı gibi / İhtiyacımız var birbirimize. 

Derginin sahibi ve yazı işleri müdürü, Çağdaş Günerbüyük’tür. İlk yazı, derginin imzasını taşıyor: “Zorunlu göç: Neoliberal çağın kanseri”.  Onu Aydın Çubukçu’nun tarihsel gerçekleri tanık göstererek hazırladığı ilginç yazısı izliyor: “Ölümden öte…” Bu köşedeki yerimi fazla aşmamak için, Ocak sayısında yer alan şair ve yazarların adlarını belirtmekle yetineceğim: Tevfik Taş’ın, Adnan Özyalçıner’in, Gülce Başer’in, Mahir Ergun’un, Bahadır Özgür’ün, Ayşegül Tözeren’in, Orhan Dil’in ve benim yazılarım yer alıyor. Şairleri sorarsanız yalnızca yedi yabancı şaire yer verilmiş ve Adnan Özyalçıner’in yanı sıra, Özer Akdemir ile Fulya Bayraktar’ın öyküleri yer almış. Çizimler ise Esin Erdem ile Esra Enis’in. 

Gördüğünüz gibi, kısacık adından başka hiçbir eksiği yok yeni e.’nin.  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Suriye’de aralık ayında yönetimi ele geçiren Batı destekli cihatçıların, ülkedeki farklı etnik ve dini gruplara yönelik katliamları artarken, emperyalist güçler bu kanlı ortamı bölge haritasını yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak görüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İktidar yoksullaştırdığı halkın imdadına yetişen kent lokantalarından rahatsız. Kent lokantasını öven Vedat Milor’a soruşturma açıldı.

Evrensel'i Takip Et