Afrin operasyonu ve işçilerin birliği sorunu
Fotoğraf: Envato
Bir yandan Cumhurbaşkanı ve çeşitli türden siyaset erbabı, öte yandan her renkten sermaye medyası, halkı Afrin’e yönelik operasyon etrafında yedeklemek için canhıraş bir gayret içindeler. Bazen operasyona “tam destek” konusunda birbirleriyle yarışarak, bazen aralarındaki ayrılıkları abartarak kavga ediyorlar. Ama bu kavga sadece partiler ve sermaye siyasetçileri arasında kavga olarak kalmıyor; şoven milliyetçi, militarist çevreler tarafından işçilerin, emekçilerin birbiriyle karşı karşıya gelmesi için kullanılıyor.
Emekçi semtlerinde, kahvelerde, çay ocaklarında; işçilerin, emekçilerin Afrin’e yönelik operasyonun tartışılmasını değil, kayıtsız koşulsuz Erdoğan ne diyorsa onun kabul edilmesini istiyorlar.
Elbette bazı işyerlerinde işçilerin daha rahat biçimde sorunu tartıştığı; bu konuyu aralarında konuşarak, sonuçta farklı düşünenin de normal karşılandığı işçi-emekçi çevreleri olduğuna dair mektup ve haberler de geliyor gazetemize. Ancak genel olanın işyerlerinde savaş değil barış isteyen işçileri hedefe koyan, “Afrin’e yönelik operasyonun işçilere, halka bir yararı olmadığı gibi işçiler arasındaki ayrılıkları kışkırtan bir ortam oluşturduğu”nu söylemek yanlış olmaz.
Üstelik bugün durum; “Fırat kalkanı operasyonu”ndan da çok farklı ve ayrışmanın geldiği yer de “Fırat Kakanı” döneminde olduğundan bile çok daha tehlikeli!
Çünkü “Fırat kalkanı operasyonu” IŞİD’e karşı bir askeri harekat olduğu için işçiler arındaki tartışma savaşın faturasının kime çıkacağı, Suriye politikasının sonuçları üstüne tartışmalar çerçevesinde kalıyordu.
Afrin operasyonuna gelince; bu operasyon, bir Kürt kantonu da olan Afrin’e karşı yürütülüyor. Ve “Biz Kürtlere değil PYD, YPG ve PKK’ye karşı yürütülüyor. Biz Kürt kardeşlerimizi de kurtarıyoruz...” demek de en azından Kürt nüfus içinde bu gerçeğin üstünü örtmeye yetmiyor.
Nitekim Diyarbakır’da halk arasından yapılan haberlerde görüldüğü gibi Kürt halkının algısı da Afrin operasyonunun Kürtlere karşı yapıldığı biçiminde ve tepkileri de bu çerçevede oluşuyor.
Batı illerindeki fabrikalar ve hizmet kurumlarında işçiler arasında da sorunun önemli bir boyutu; operasyonun Kürtlere karşı olduğu biçimindedir. Ama bu illerde Kürt işçilerin şoven milletçi odaklar tarafından hedef haline getirildiği de bir gerçektir.
Gerçi milliyetçi-militarist odaklar, hedef göstermelerden henüz istedikleri sonuçları alamamış olabilirler.
Ama;
- Gerilim artırıcı propaganda iktidarın en tepesinden aşağı doğru her kademesinde siyasi rant aracına dönüştürülmeye devam edildiğine,
- Şovenist-militarist çevrelerin kışkırtmalara devam ettiğine göre, Kürt işçilerle diğer milliyetlerden işçiler arasındaki ayrışmanın daha da derinleşmesi ihtimali güçlü görünmektedir.
Cuma günü gazetemizin manşetinde yer alan “İşçilerden barış çağrısı” başlığı altında yayımlanan haberler de açıkça gösteriyor ki; işyerinde işçiler arasında gerilim oldukça yüksektir. İşçiler elbette ortamın ürettiği yüksek gerilim ve yapılan kışkırtmalara karşın “Birbirleriyle konuşmayarak” gerilimin kavga düzeyine varmasını önlemeye çalışmaktadırlar. Ama bu durumun ne kadar süreceği de belirsizdir.
Olup bitenin az çok farkında olan işçiler; bu durumun sürdürülemezliğinin farkındadırlar. Dahası, barış talep eden işçilerin sürekli susması ve sinmesinin de sorunu çözmeyeceği ortadadır. Tersine bu durumun şoven kesimleri daha da kışkırtacağı bir gerçektir. Bu yüzden de bugün her işletmedeki işçiler için, işçiler arasındaki gerilimlerin düşürülmesi ve sorunların daha soğukkanlı tartışılmasının yol ve yöntemlerini bulmaları her zamankinden daha önemlidir.
Burada;
- Afrin’e yönelik operasyonun ve izlenen Suriye politikasının ülkeyi ve işçiler nasıl böldüğünü,
- Bu operasyonun işçilerin patronlar karşısındaki birliğini bile bozduğunu göstermek,
- Şoven milliyetçi çevrelerin amaçlarını teşhir etmek, “İşçilerin kavga etmek yerine birbirinin ne söylediğini dinleyip anlamaya çalışarak” sorunlarını aşacağının yeterince ısrarlı biçimde gösterilmesini merkeze alan bir çalışmayı gündeme almak,
- Bu çalışmanın yapılabilmesi için araçların yerinde ve doğru kullanılması, özellikle gazetenin iyi değerlendirilmesi, mektupların ve işçiler arasından yapılacak ayrıntılı haberler, döneme uygun araçlar ve yöntemler geliştirilmesi bugün olmazsa olmazdır.
Çünkü her milliyetten ve mezhepten işçilerin birliği sorunu bugün işçi hareketinin en önemli sorunlarının başında bulunmaktadır.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45