02 Mart 2018 01:33

İşveren itiraz ederse ara bulucuya başvurmanız gerekir

İşveren itiraz ederse ara bulucuya başvurmanız gerekir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

SORU: Merhabalar. Ben, 15.08.2015 tarihinde işten çıkarıldım. İşveren tarafından İş Kanunu’nun 25. maddesine dayanarak işten çıkarıldığım için kıdem ve ihbar tazminatımı alamadım. İşe iade davası açtım ve dava şu an istinafta. Büyük ihtimalle davayı kazanacağım fakat emekli oldum ve en fazla bir yıl sürer dedikleri dava da üçüncü yılına girdi. İşe dönmek istemiyorum. Boşta geçen süre tazminatını da diğer işe iade davasından doğan haklarımı da istemiyorum. Kesinleşen işe iade kararı sonrası, 2015 yılında yapılan feshin işe başlamazsam geçerli fesih olacağı yazıyor yasada. Ben bunu, kıdem ve ihbar tazminatımı talep edebilirim diye anlıyorum. Bu durumda işe iade davasının kesinleşen kararından sonra doğrudan icraya gidebilir miyim kıdem ve ihbar tazminatım için? Yoksa tekrar alacak davası mı açmam gerekir?

CEVAP: İyi günler, her ne kadar işe iade davalarının İş Kanunu’nun 20. maddesinde 4 ay gibi bir sürede sonuçlanması gerektiği eski şeklinde yazılmış olsa da uygulamada maalesef bu süreye uygun bir yargılama yapılmamıştır. İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan ve ara buluculuk düzenlemelerini içeren değişiklik ile getirilen maddenin yeni şeklinde ise, bu davaların ivedilikle sonuçlandırılacağı belirtilmektedir.   

İş Kanunu’nun 21. maddesinin 6. fıkrasında yer alan düzenleme şu şekildedir: “İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.”

Burada eğer siz, işe iade için başvuru yapmamanız halinde, mahkemenin kararı da sizin lehinize sonuçlanırsa, yapılan feshin “geçerli” bir fesih olacağı ve işverenin de bu geçerli feshin hukuki sonuçları ile sorumlu olacağı kanun maddesi olarak açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda, sizin iş sözleşmeniz de işveren tarafından yapılan geçerli bir feshin hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Yani, işveren tarafınıza kıdem ve ihbar tazminatınızı ödemekle yükümlü tutulmuştur. 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de konu ile ilgili olarak verdiği kararında, “Mevzuatımızda işçinin koşulları bulunuyorsa, feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin talepte bulunması zorunlu olmayıp isteğe bağlı bulunmaktadır. Bunun sonucunda işverene başvurup işe davet edilse de işe başlamakla yükümlü değildir. Burada Medeni Kanun’un 2/II maddesine gitmek de mümkün değildir. Zira işverence işe davet edilmediği takdirde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alabilecek davacının büyük bir ihtimalle başka işe girdiğini bildiği işçiyi işverenin işe daveti iyi niyetli olmayabilir…  İş hukukunun temel ilkesi olan ‘işçi lehine yorum’ yasa başlığı M.K’nin 1/II maddesi uyarınca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/V. maddesi hükmü kıyasen uygulanmak suretiyle doldurularak geçerli feshin sonuçları olan ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabulü yerine, mahkemece yazılı şekilde reddi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 9. HD, 11.07.2005 Tarih, 2005 / 20810 E, 2005 / 24800 K.)

Bu durumda, kıdem ve ihbar tazminatınızın ne kadar olduğunu hesaplayarak icra takibi açmanız da mümkündür. İşe iade davası sonunda verilen karar bir tespit kararı olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı alacağınız için ilamsız icra takibi yapmanız gerekecektir. Ancak işveren bu icra takibine itiraz edebilir. Bu durumda ara bulucuya başvurmanız gerekecektir. Ya da ara bulucuya başvurmadan her türlü işçi alacağı için dava açamayacağınızdan, yine ara bulucuya başvurmanız gerekmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa