Mikrobiyomun koruyucu etkisi
Fotoğraf: Envato
Derimiz vücudumuzun en büyük organı ve bizi dış dünyanın etkilerine karşı koruyan etkin bir bari-yer işlevi görmekte. Bunun yanında düzenleme ve hissetme işlevlerini de yerine getirmekte. Memeli canlıların derilerinde yaşayan çok sayıda farklı mikroorganizma bulunmakta. Bu mikroorganizmaların çeşitleri ve büyümeleri nem, sıcaklık, pH, lipid içeriği ve canlının ürettiği antimikrobiyal maddelerin varlığına bağlı aslında. İnsan derisinde en yaygın görülen bakteriler Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus hominis gibi türlerdir. Atopi kdermatit gibi deri rahatsızlıklarına sahip bireylerde ise Staphylococcus aureus’a sıklıkla rastlanmakta. Deri mikrobiyomunun deri ile ilişkisi deri sağlığımızı belirlemekte. Bu ilişkinin nasıl olduğu yani mekanizmaları tam olarak bilinmemekte ise de mikrobiyomun derinin yerel ekolojisini değiştirebildiği aşikardır.
Bazı stafilokok türlerinin birlikte yaşadığı canlının antimikrobiyal peptidleriyle birlikte çalışan proteinler üreterek, bulaşıcı ve hastalık yapıcı çeşitli mikroorganizmalardan vücudu koruduğu bilinmekte. Örneğin Staphylococcus epidermidis’in ürettiği modülin proteinleri Staphyloccocus aureus gibi patojenleri yok etmektedir. S. epidermis, S.hominis vb. mikrobiyom üyelerinin S. aureus’un mevcut olduğu atopik dermatitli hastalarının mikrobiyomunda bulunmadıkları belirlenmiştir.
Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, S. epidermis’in bazı alt türlerinin DNA sentezini engelleyen bir molekülür ettiğini gösterdi.(1) 6-N-hidroksiaminopürin (6-HAP) DNA sentezinden sorumlu DNA polimeraz enziminin işlevini engelleyen bir molekül. Yapılan deneyler, bu molekül tümörlü farelere verildiğinde, tumor büyümesinin engellendiğini gösterdi. Bu molekülü üreten S.epidermis farelere verildiğinde de aynı sonuçla karşılaşıldı. Hâlâ deri mikrobiyomunun asıl işlevini tam olarak bilmesek de yapbozun parçaları yavaş yavaş tamamlanıyor. Mikrobiyomdaki bazı bakterilerin varlığının hastalık yapıcı diğer bakterilerin üremesini engellediğini, mikrobiyom üyelerinin ürettiği kimyasal moleküllerin tümör gelişimini yavaşlatabildiğini biliyoruz. Geçtiğimiz hafta yayımlanan bir diğer çalışma, sindirim sistemimi krobiyom bileşimimizin bireyler arasındaki genetik farklara değil, beslenme ve yaşam tarzına bağlı olduğunu gösterdi.(2) Bu sonuçlar, beslenme, yaşam tarzı ve hastalık ilişki-sinin ne kadar önemli olduğunun altını bir kez daha çizmekte.
(1) TeruakiNakatsuji, Tiffany H. Chen, Anna M. Butcher, Lynnie L. Trzoss, Sang-Jip Nam, Karina T. Shirakawa, Wei Zhou, Julia Oh, Michael Otto, William Fenical, Richard L. Gallo. A commensal strain of Staphylococcus epidermidis protects against skin neoplasia. Science Advances, 2018; 4 (2): eaao4502 DOI: 0.1126/sciadv.aao4502
(2) Weizmann Institute of Science. “Genetics or lifestyle: What is it that shapes our microbiome? A study brings new hope for improving our health.” ScienceDaily. ScienceDaily, 28 February 2018. .
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07