Çocukları kullanmayın efendiler!..
Fotoğraf: Envato
Memleket baştan başa muktedirlerin körüklediği militarizm rüzgarına teslim olmuşken, futbol alanları da gerek taraftarları gerekse de saha içi karakterleriyle bu histeriye fazlasıyla kapılmış durumda. Ölümü kutsayan sloganlar, pankartlar, koreografiler, bayraklarla donatılmış tribünler ve saha içinde verilen asker selamlarıyla savaş politikasını tahkim eden bir mecrada akıyor futbol ve bu oyunun egemenlerin elinde nasıl güçlü bir propaganda aracına dönüştüğüne tanıklık ediyoruz bir kez daha…
Milliyetçi, militarist propaganda hayatın her alanında türlü etkinlikler aracılığıyla doludizgin sürdürülürken, milliyetçi düşünceyi benimsememek ve bunu dile getirmek neredeyse “vatan haini” düzeyinde suç sayılıyor. Mevcut toplumsal atmosferde, “Türk kimliği taşıyorsan, milliyetçi olmak ve savaş politikasına eklemlenmek zorundasın” dayatmasını hissetmemek mümkün değil. Farklı düşünmek, huzura savaşla değil, özgürlük ve eşitlikle sarmalanmış kardeşlik duygularıyla ulaşılabileceğine inanmak ve bu inanç doğrultusunda “barış” talebini ortaya koymak, nefret edilmek ve “düşmanla” özdeşleştirilmek için yeterli bir sebep…
“Milliyetçi, militarist propaganda çerçevesinde futbol alanlarında bakalım daha nelere tanık olacağız” diye düşünmeye başlamıştık ki, Trabzonspor ile Beşiktaş arasında geçen hafta oynanan karşılaşma öncesindeki seremonide ufacık çocukların asker üniformaları giydirilerek sahaya çıkarıldıklarını gördük.
Tribünlerde ya da sahada barış, kardeşlik pankartı açanları “Futbola politika karıştırıyorlar” gerekçesiyle ağır biçimde cezalandıranlar, milliyetçi, militarist propagandayı ise cezalandırmak bir yana bizzat teşvik ediyor ve bu uğurda çocukları kullanmak gibi dehşet verici bir uygulamaya savrulmayı dahi göze alabiliyorlar.
Anlaşılan, milliyetçiliği ve militarizmi politik bir görüş olarak değil, Türk kimliğinin doğuştan sahip olunan en değerli/vazgeçilmez parçası olarak görüyorlar. Ne de olsa, her Türk asker doğuyor!..
Çocukların masum, saf algı dünyasını silah, savaş, ölüm gibi kavramlarla kirletmek ve onlara çok sevdikleri bir oyun (futbol) üzerinden düşmanlığı ve vatan için can alıp vermenin “kutsallığını” özümsetmeye çalışmak, kindar nesil yaratma projesinin bir parçası olsa gerek…
Oysa insanlık tarihi, savaşların asla sorun çözmediğini, huzur getirmediğini, ölümden, yıkımdan, acıdan başka bir sonuç doğurmadığını gösteren sayısız örnekle dolu. Binlerce yıllık bu tecrübeden ders almak yerine yeni acılara yol açacak politikalara yönelmek ve üstüne bir de çocukları bu doğrultuda propaganda aracı olarak kullanmak, gelecek adına ciddi anlamda endişe verici bir durum…
Yaşamdan ve yaşatmaktan yana düşüncelerin itibarsızlaştırılıp değersiz kılındığı hatta mahkum edildiği, buna karşılık nihai zafere ve huzura ulaşabilmek adına öldürerek yok etmenin zorunlu olduğu düşüncesinin dayatıldığı ve şehitlik üzerinden ölümün kutsandığı zamanlardayız…
İnsanlara/çocuklara, barışa ve huzura, canlarını feda etmeden, ölmeden, öldürmeden, yaşayarak ve yaşatarak ulaşabilmenin yollarını öğretemediğimiz sürece, bu karanlık dönemden kurtulma şansımız yok…
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26
- Hakemler ve rakipler kirli, biz tertemiziz! 19 Eylül 2024 04:21
- Kazanırsanız 'Bizim çocuklar'ımızsınız! 12 Eylül 2024 04:27
- Çarpıklıklar oyunu 05 Eylül 2024 04:40